Biraz hayal gücü, biraz da cesaret...

Güncelleme Tarihi:

Biraz hayal gücü, biraz da cesaret...
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 24, 2021 15:00

Sevimli köpek Arthur'un derdi kendini göstermek değil tam tersine gözlerden mümkün olduğunca uzak olmak. Çünkü Arthur’un aklında sürekli yankılanan bir sürü ‘Ama ya?’ var. Ama ya bir hata yaparsam? Ama ya kimse beğenmezse? Ama ya, ama ya, ama ya...

Haberin Devamı

Kendiyle başı dertte olanlardan biri de sevimli mi sevimli köpek Arthur. Ama onun derdi kendini göstermek değil tam tersine gözlerden mümkün olduğunca uzak olmak. Çünkü Arthur’un aklında sürekli yankılanan bir sürü ‘Ama ya?’ var. Ama ya bir hata yaparsam? Ama ya kimse beğenmezse? Ama ya alay ederlerse? Ama ya, ama ya, ama ya...
O kadar çekiniyor ki kemanıyla yaptığı bestelerini bile sadece istasyonun yanındaki evinin duvarları arasında ve sadece tren geçerken çalabiliyor.
Hem de kafasında sürekli melodiler dönüp dolaşmasına ve kalbindeki müzik yapma isteği hiç dinmemesine rağmen. Ah ne güzel olurdu o melodileri dışarı çıkarabilse, herkesle paylaşabilse, ama ya’larını susturabilse.
İşte bu istek doğaçlama müzik yapan bir grubun, eline tutuşturduğu ve Arthur’u onlara katılmaya davet eden el ilanıyla daha da karşı konulmaz bir hal alıyor. Acaba hem gruba katılıp özgürce keman çalmanın hem de gizlenmenin bir yolu olamaz mı? Ne bileyim, kılık değiştirmek ya da hiç olmazsa kafasına bir posta kutusu geçirmek gibi?
Heath Mckenzie hayallerini gerçekleştirmek için biraz özgüvene, cesarete ve korkularıyla yüzleşmeye ihtiyaç duyan çocuklara ilham verirken karnaval gibi çizimleriyle de müziğin birleştirici gücünü duyumsatıyor.

ARTHUR VEÂ

Biraz hayal gücü, biraz da cesaret...

AMA YA?
Heath Mckenzie
Çeviren: Elif Küçükoğlu
Meraklı Tilki Kitaplığı, 2021
40 sayfa, 39 TL.





'KENDÄ°N GÄ°BÄ°' OLMAYI UNUTURSAN...

İnsanı her şeyiyle tüketim nesnesine dönüştürme yolunda hızla ilerleyen çağımız, beğenilme ve görünür olma kaygılarını peşinden sürükleyerek yakamıza musallat ediyor. Kendimizi başkalarıyla kıyasladıkça yetersizlik hissimiz artıyor ve sistem bu kısırdöngü üzerinden öylece sürüp gidiyor. Uzaktan göz kamaştıran dünyaya koşar adım ilerlerken ıskaladığımız şeyse ‘kendi gibi’liğimiz.
Çocuk edebiyatının sevilen yazarlarından Göktuğ Canbaba’nın kaleme aldığı ‘Gökyüzü Boyacısı’ tam da bu nedenlerle okunmayı, üzerinde uzun uzun kafa yormayı hak ediyor. Önemi gün geçtikçe artan kendini bilme, kendi değerinin farkına varma ve kabullenme, öz saygı gibi değerlerin altını çizen Canbaba’nın şiir gibi akan incelikli metnine Ceyhun Şen’in birer tabloyu andıran büyüleyici çizimleri eşlik ediyor.
Her şey, Ay’a bağladığı ipten sarkarak gökyüzünü gecenin renklerine boyayan Gökyüzü Boyacısı’nın bir gün görünmez olmaktan sıkılıp ‘parlak mı parlak’ bir fikir bulmasıyla başlıyor. Gecenin ressamı, düşlerin mimarı olmak yetmiyor; o da tıpkı gökyüzüne bulutları serpiştiren Bulut Dağıtıcısı ve yıldızları asan Yıldız Hanım gibi herkes tarafından fark edilmek, parlamak, beğenilmek istiyor. Ve işte, yıldızları koparıp tek tek yakasına takıveriyor. Ta ki kendi ışığından etrafını göremez olana dek. Üstelik bu kadar parlak bir şeye uzun süre bakılamayacağı için kimse ona bakamıyor, doğanın dengesi altüst oluyor, insanlar ve hayvanlar uykusuzluktan bitap düşüyor.
Gökyüzü Boyacısı’nın önünde iki yol var şimdi; sahte kimliğinin yarattığı anlamsızlık ve boşluk duygusuyla oradan oraya savrulmak ya da gecenin eşsiz renkleriyle düşlerimizi parlatmaya devam etmek; cebinde kendi gibi olabilmenin özgürlüğüyle.

GÖKYÃœZÃœ BOYACISI Â
Biraz hayal gücü, biraz da cesaret...

Göktuğ Canbaba
Resimleyen: Ceyhun Åžen
DoÄŸan Egmont, 2021
40 sayfa, 35 TL.

BAKMADAN GEÇME!