'Araf'ta ödül getirdi

Güncelleme Tarihi:

Arafta ödül getirdi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2017 22:15

Dünyanın en saygın edebiyat ödüllerinden biri sayılan Man Booker Roman Ödülü’nü bu yıl ilk romanı ‘Arafta’ ile George Saunders kazandı. Saunders’ın Türkçede yayımlanmış altı kitabı daha bulunuyor.

Haberin Devamı

İNGİLİZCE yazılmış romanlara verilen prestijli Man Booker Ödülü’nün bu yılki sahibi Amerikalı yazar George Saunders oldu. George Saunders ödüle, Türkçeye ‘Arafta’ ismiyle çevrilen ilk romanı ‘Lincoln in the Bardo’ ile layık görüldü. Saunders bu önemli ödül için Paul Auster, Ali Smith, Mohsin Hamid ve Fiona Mozley gibi önemli yazarlar ile yarıştı.

Man Booker Roman Ödülü Seçici Kurul Başkanı Baroness Lola Young, ‘Arafta’nın ödüle layık görülme gerekçesini şu sözlerle açıkladı: “Kazanan kitap, yeniliğiyle, yazım tarzıyla bir adım öne çıkıyordu. Jürilerden biri kitabı gökyüzünde patlayan havai fişeklere benzetti. Kitap, ölüm, yas, mahrumiyet gibi konulardaki düşüncelerimizi sorgulatıyor ve bunu yaparken kendi faniliğimizle, başkalarının ve özellikle sevdiklerimizin faniliğiyle barışmamızı sağlıyor.”
Man Booker Ödülü’nü geçmişte kazanan yazarlar arasında John Berger, Iris Murdoch, William Golding, J.M. Coetzee, bu yılın Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Kazuo Ishiguro ve Margaret Atwood gibi yazarlar da yer alıyor. Çağımızın en etkileyici öykücülerinden biri olarak anılan ve 2013 yılında Time dergisinin ‘Dünyadaki En Etkili 100 Kişi’ listesinde yer alan George Saunders’ın Türkçede tümü DeliDolu Yayınları tarafından yayımlanmış altı kitabı bulunuyor. ‘Arafta’ dışındaki tüm kitapları öykü türünde olan Saunders ‘Aralığın Onu’ adlı öykü seçkisiyle 2014 Folio Ödülü’nü kazanırken; 2002’de The New Yorker tarafından ‘40 Yaşın Altındaki En İyi Yazarlar’dan biri seçildi.

LINCOLN’ÜN TRAJEDİSİ
Delidolu Yayınları etiketiyle Amerika ile aynı anda Türkiye’deki okurlarla buluşan ‘Arafta’, Amerikan İç Savaşı’nın kahramanı, eski ABD Başkanı Abraham Lincoln’ün yedi yaşındaki oğlu Willie Lincoln’ü kaybetmesinin ardından girdiği içsel serüveni, arka planda Amerika Birleşik Devletleri’nin o dönemdeki gelişmeleriyle harmanlayarak anlatıyor. Yazar, ölüm, kayıp ve yas kavramlarına okurun hiç alışık olmadığı bir perspektiften yaklaşıyor.

BAKMADAN GEÇME!