Açısı eğik olan burada yaşayamaz!

Güncelleme Tarihi:

Açısı eğik olan burada yaşayamaz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2018 15:29

M. Banu Aksoy, ‘Boynuyamuk’ta bireysel farklılıklar, yasaklar, tektipleşme gibi zor konuları nahoşluklarına tezat, son derece keyifli bir anlatımla çocukların eğri büğrü bakış açılarına sunuyor.

Haberin Devamı

Düz bir ovada, dümdüz tarlaların ortasında, her biri diğerini dik açıyla kesen kusursuz düzlükte sokaklar hayal edin. Sonra o sokaklara birbirine bitişik, dik köşeli, dümdüz kenarlı, jilet gibi evler dizin; öyle ki bacalardan çıkan duman bile dimdik tütsün. Ağaçlar dümdüz ve hizalı, ekmekler bile baston gibi olsun.
M. Banu Aksoy’un kaleme aldığı ‘Boynuyamuk’tan tarif ettiğim kentin sıradanlığını ve şaşmaz nizamının boğuculuğunu hissetmeniz için bu kadarı yeter sanırım. Ama kitaba bu boğucu atmosferin değil, tam tersine bol bol güldüren, hicivli bir dilin hâkim olduğunu söyleyelim. Kentin insanları hakkında da fikir verecek olan şu satırlara acı acı gülmeyip de ne
yaparsınız?
“Biraz rüzgâr çıkmayagörsün, eğildi miydi tekneleri, herkesi alır bir telaş: Bunu görmeye gönlümüz dayanmaz! Liman nasıl olur böyle salaş!”
Hal böyle olunca, bir sabah şehrin kıyısında peyda olan yamuk duvarlı, eğri çatılı, çarpık bacalı evin yarattığı paniği varın siz düşünün. Hele bir de bu evden yamuk saçlı, yamuk boyunlu bir kadın çıkmasın mı! Düzgün kentin insanlarının kendisi gibi olmayana, düzeni ‘tehdit’ edene nasıl yaklaşacaklarını kestirmek zor olmasa gerek. Uzun uzadıya anlatmak yerine her türden bireysel farkılılığa duyulan tepkiyi, hoşgörüsüzlüğü, insanların hoyratlığını harika bir şekilde özetleyen şu cümlelerle yetinelim: “Kentimizin bir düzeni var, kimse bunu bozamaz. Açısı eğik olan burada yaşayamaz!”
Gelgelelim, her gün kovulmaktan beter edilen Boynuyamuk’u en çok üzen, koca kentte tek bir gülücükle bile karşılaşmamış olmasıdır. Yine de, kuşbakışı görüntüsü dümdüz parmaklıklar ardındaki bir hapishaneyi anımsatan bu kentten havalanacak bir gülümseme bekler umutla. Bir ihtimal daha vardır, o da, değişmek, onlar gibi katı çizgilerin arasına sıkışmaktır ama Boynuyamuk hizaya girmeyi reddeder. Ve sonunda bir çocuktan gelen o ilk gülücüğü havada kapar. Alın işte, çocuklarının terbiyesini Boynuyamuk’tan sakınanlara kocaman bir nanik!
Sonrası mı? Tıpkı çorap söküğü gibi... Ne çok insanın bu ölçülü, biçili mutluluk maskelerinden, sahte güven duygusundan bıktığına, içten içe bir olağanüstülük beklediğine inanamayacaksınız.
M. Banu Aksoy, bireysel farklılıklar, yasaklar, tektipleşme gibi zor konuları nahoşluklarına tezat, son derece keyifli bir anlatımla çocukların eğri büğrü bakış açılarına sunuyor. Gönül ister ki, görüşleri dik açılı cetvelden bile daha düz olan yetişkinler de okusun, yamuk yumukluğun tadına
varsın.
Son olarak illüstratör Kıymet Ergöçen’in çizimlerine de özellikle değinmek gerek. Kentin mimari düzeninden tutun da insanların yüzlerine yansıyan endişeye kadar her şeyi öyle güzel resmetmiş ki, hikâyenin çizgi film gibi aktığını söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Açısı eğik olan burada yaşayamaz

Haberin Devamı

BOYNUYAMUK
Banu Aksoy
Resimleyen: Kıymet Ergöçen
Tudem, 2018
40 sayfa, 15 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!