Kış sezonunun trend atlası

PUBLIC YOK, BIRD VERELİM* Tepebaşı’ndan Şişhane’ye doğru uzanan hat üzeri yine popüler bu kış. Çünkü farklı eğlence türlerinin hepsi bir arada ve doyurucu.

Haberin Devamı

Kulüp isteyenler 11.11 ve Nu Pera’da, hafta içi Fatih Ürek’le hafta sonu go-go boy’larla coşmak isteyen XLarge’da, tamamen Türkçe pop hitleriyle geceyi geçirmek isteyen eelence’de, 30 yaş ve üzeri kaliteli bir kalabalıkla barda takılmak isteyen Bird’e yollanacak.

Aynı civardaki Public bu kış yok. Ayşe-Taner Kucuroğlu çifti geçen sezonun bu popüler mekanını devretme kararı aldı.

BİR DİP KÖŞE: ONDOKUZ

* Bird’ün hemen arkasındaki sokakta yer alan Ondokuz; Asmalımescit’in bunaltan kalabalığından uzakta, daha dip köşe bir mekan arzulayanlar için ideal olacak bu sonbahar-kış.

CİLALANMIŞ ABDİ İPEKÇİ

* Tepebaşı kadar çeşitlilik sunmasa da son makyajlanmış haliyle Abdi İpekçi de uğrak noktalardan... Ama sadece belli geceler: Maybe Salomanje’nin cumartesi yaptığı disko partileri, Biber’in hafta içi akşamüstü partileri, Sushico’nun barında perşembeleri yapılacak kış partileri ve tipik Nişantaşılı olmayan kitlesiyle bir rahatlık simgesi olan Corridor ise en güzel salı-cuma...

DELİCATESSEN BAŞKA...

* Farklı mönüsüyle kısa sürede tutan Delicatessen, son zamanlardaki yoğunluğuyla bar havasında. Müzik olmasa da, kışın burada iyi yemek ve sohbet var. Atlamayın...

BEBEK’İN YENİLERİ

* Bütün mekanları birbirine benzer hale gelen Bebek’e soluk aldıracak iki yeni mekan var. Biri FG’cilerin alıp yeniledikleri eski Lulu’s. Yeni adıyla Merci Cheri. Diğeri de Poseidon Balıkçısı’nın yanındaki yalıya konuşlanan Chilai adlı bar-restoran.

TOMTOM BİR HAREKET

* Emre Çapa’nın W Kitchen’ın yenilenmiş halinin başına geçecek olmasıyla beraber burası, İstanbul’un tüm “Küçük Sırlar” kızları ve erkeklerinin çekim merkezi haline gelebilir.

* Meyhanesinden kulübüne (Indigo malumunuz), caz kulübünden shot barına her çeşit mekanı barındıran Tomtom Sokağı, geçen kış yakalayamadığı hareketi bu yıl yakalayacak gibi...

Arka arkaya sokak partileri planlanıyor çünkü burada.

Tünel Meydanı’ndaki Lokal hareketliliğine benzer bir hadise bekliyorum Tomtom’da.

ÇORBA MÜZİK BİTTİ, BİTER...

* Kulüpten çok bar ve meyhane, “görünürlüğü” had safhada olan mekan sahibinden çok yaptıkları partilerle ön plana çıkan promoter’lar ve “çorba olmayan müzik” bu kışın en önemli üç eğilimi.

“Çorba olmayan müzik”ten kastım da şu: Türkçe popsa, başından sonuna kadar Türkçe. House müzikse gece sonuna kadar house müziğin en alası... O yüzden Türkçe popsa Piyasa’ya gidiliyor hâlâ.

Ya da tam tersi, her yerde çalmayan iyi dans hitleriyle coşmak üzere Mini Müzikhol’e, Asmalımescit’teki Novo’ya...

Haberin Devamı

Mevzular arası bol trekking

Haberin Devamı

* ALİ AĞAOĞLU PARTİ Mİ KURACAK?

Hafta sonu gazetelerinin şüphesiz tek bir starı vardı. O da Ali Ağaoğlu’ydu. Kendi yaptığı evlerin “kampanya yüzü” olan Ağaoğlu’nun, “Bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak ediyor” sloganından tutun da masmavi göklere doğru kafasını çevirip umutlu bir şekilde bakmasına kadar her şeyi bir siyasi parti lideri gibiydi. Bu yüzden düşünmeden edemedim: Acaba Ağaoğlu yakında siyasete atılabilir mi?

* DEKOLTE BUZLAMA HADİSESİ

Geçen pazartesi yazdığım “TRT Müzik’te yayınlanan Müzik Haber programındaki dekolte buzlaması” hadisesini Habertürk ve Milliyet bir gün arayla gayet copy-paste (nasıl olduysa artık) haber yapmışlar.
Ve hem Ajda Pekkan’ın hem de Ziynet Sali’nin dekoltelerinin flulaştırılmasını TRT Müzik genel müdürüne sormuşlar.
Yanıt şu: “Program dış yapım. Denetime takılır diye böyle bir şey yapılmış. Ama abartmışlar. Kendilerine kızdım.”
Çıkardığım sonuç: Kraldan çok kralcı davranma durumu.
Ya da iyi polis-kötü polis durumu.
Bilemedim ki hangisi?

* BİR OTOSANSÜR HADİSESİ

Bugünkü Kelebek’in birinci sayfasında da yer alan habere göre, Bohem adlı rock grubu transseksüelli bir klip çekmiş şarkılarına.
Ancak müzik kanalları “Klibi bu şekilde yayınlayamayız” demiş.

Nedir bu tuhaf otosansür kafalardaki? Biraz cesur olun, eskiden ne yerli klipler yayınlanırdı bu ülkede...

* MİNİ COOPER’LI POLİSLER

Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nda bir süredir Mini Cooper’lı polis arabaları görüyorum. Ve itiraf ediyorum: Bu durumu çok sempatik buluyorum.

Çünkü Mini sempatik bir araba. Üzeri ne kadar trafik polisi sticker’larıyla döşenirse döşensin, durum değişmiyor.

Bu arada Mini’cilere sordum.

Fikir, Beyoğlu Belediyesi ve Emniyet’ten gelmiş.

Belediye tarafından aralık sonuna kadar kiralanmış araçlar.

Yazarın Tüm Yazıları