Kim ne derse polemik çıkar

‘VAHDETTİN hain değildir’ tarzında, artık pek elektriği kalmamış bir ‘saptama’ neden bu kadar büyük cilve yarattı dersiniz?

Benim yanıtım şudur:

‘Söylenen sözün şiddetini, söyleyenin kimliği artırdı.’

Yani...

Eğer, ‘Vahdettin hain değildir’ sözünü Ecevit değil de mesela Demirel söyleseydi, iddia ediyorum, olay bu kadar büyümezdi...

Ama ne oldu?

Saflar değişti.

Ecevit, ‘kendisinden beklenmeyen sözü’ söyleyince Demirel de çıktı, ‘kendisinden beklenmeyen tepkiyi’ verdi.

Ve çarşı karıştı.

Bize de eğlence çıktı.

***

Madem ‘Polemikler de imparatorluklar gibidir: Doğarlar, büyürler ve biterler’ sözünü doğru kabul ediyoruz, o halde ‘Vahdettin polemiği’nin hararetinin de elbet bir gün söneceğini kabul ediyoruz demektir.

Peki o zaman şu soruyu soralım:

Bu polemik bittiğinde eğlenceye susamış yürekler neyle avunacak?

Kendimizi hangi ateşli mevzunun kollarına atacağız?

Tarih konusunda muazzam bir polemik potansiyeline sahip bir memleketin evlatları olarak, bu işin ‘Vahdettin polemiği’yle bitmesine gönlümüz razı olacak mı?

Eğer cevabınız ‘Olmayacak, olmamalı’ ise, ‘muazzam potansiyel’e işaret etmek için yaptığım listeye lütfen bir göz atın.

***

İşte çarşıyı karıştırması ve bize yeni eğlenceler çıkarması garantili olası çıkışlar.

‘Kim ne derse polemik çıkar’ başlığıyla arz ediyorum:

Tayyip Erdoğan, Osmanlı’da ‘kardeş katli’ne fetva verilmesini şiddetle eleştirip, ‘Saltanat için adam öldürmek doğru değildir’ derse...

Deniz Baykal, Damat Ferit için, ‘Kendisi çok iyiydi ama etrafı beş para etmezdi’ saptamasını yaparsa...

Abdülhamid posterine yumurta atan İşçi Partililerin lideri Doğu Perinçek, keskin bir ‘U’ dönüşü yapıp, ‘Abdülhamid, Çin’le ilişkileri geliştirip ilk Avrasya birliğini kurmak istiyordu... Ulu Hakan’ı yanlış tanımışız’ derse...

Toktamış Ateş Hoca, her türlü eleştiriyi göze alıp, tarihe insani bir perspektiften yaklaşma iddiasıyla ‘Ali Kemal özünde iyi bir insandı. Yakışıklı değildi ama sempatikti’ derse...

Abdurrahman Dilipak, İstiklal Mahkemeleri’nin meşhur yargıcı Kılıç Ali için, ‘O aslında çok yufka yürekli bir adamdı... Ama ah şartlar’ derse...

Sıkı Türkçü Zekeriya Beyaz Hoca, Türklerin Ergenekon’dan çıkmadığını ve Bozkurt efsanesinin palavra olduğunu söylerse...

Kılıç Ali’nin oğlu Altemur Kılıç, ‘Şeyh Sait’i anlamaya çalışmak’ başlıklı bir makale kaleme alırsa...

Kendisinin ‘Çerkes’ kökenli olduğuna dair rivayetler bulunan Abdüllatif Şener, ‘Çerkes Ethem hain değildi’ derse...

İstanbul’un fetih törenlerini ısrarla kutlayan Erbakan, bir gün çıkıp da ‘İstanbul fethedilmemiştir, Osmanlı ordusu tarafından işgal edilmiştir’ derse...

***

Benim listem bu.

Ama biliyorum ki ülkemizin o tuhaf ve muazzam polemik potansiyelini karşılamaya, böyle mütevazı bir liste yetmez.

Daha kapsamlı bir liste çalışması için sizlerin yardımını bekliyorum.

Hem ‘Ne tuhaf bir ülkede yaşıyoruz’ demek, hem de eğlencenin coşkusunu artırmak için bana yardımcı olursanız sevinirim.
Yazarın Tüm Yazıları