Kestim gitti

Ben...

Zor bir çocuktum.

Haberin Devamı

İşin kötüsü, bunun farkındaydım!

 

Ailem sabırlıymış. Beni kapının önüne koymamış J.

 

Ondan, ne zaman çocuklarım “garip” bir şey yapsa: “Anneme babama ne ettiysem ahanda onu biçiyorum!” deyip hemen annemi arayıp can-ı gönülden özür diliyorum.

 

Hani zararın neresinden dönsem kardır mantığıyla.

 

“Afacan Yonca” hikayelerine bugün de devam edeceğim. (Madem diziler çok tutuyor...)

 

Hem yetti gari!

 

Haberin Devamı

Memleket hallerine kahrolmaktan perperişanız. “İyi düşünelim, iyi olsun” diyen bir güngörmüş kocakarı olmaya sanırım erkenden başladım.

 

Yaz da geldi, hava sıcak, okullar kapanıyor yaşasın!

 

***

 

4 yaşındaydım.

 

Turuncu bir elbisem vardı. Kenarları fırfırlı ve dantelli, kısacık eteğinin altından tüller fışkıran.

 

Kolları da karpuz.

 

Belki en az 3 ay boyunca, her gün, o elbiseyle yattım kalktım.

 

Öyle severdim o elbiseyi... ve Annanemi!

 

Kestim gitti 

 

Yuvadan resmimi istediler, üzerimde yine o elbisem, Annanemle soluğu fotoğrafçıda aldık.

 

Ama ben daha gitmeden, banyoda, o boyumun bir türlü yetişemediği aynada, bolca tabure üzerinde poz verme provası yaptım.

Haberin Devamı

 

Hatta lavobanın kenarına da tırmanmıştım. Az kaldı düşecektim.

 

O yaşlarda insanı melekler koruyor ya, düşmedim.

 

Neyse...

 

Gittik apartmanımızın karşısındaki fotoğrafçıya, girdik içeri, bıyıklı ve jön abi: “Geç otur bakalım ufaklık!” dedi.

 

Ben güzelce, o banyoda özene bezene uğraşıp karar kıldığım pozumu verdim...

 

Sağdan sola bütün dişlerimin görünmesine olanak veren bir sırıtık surat pozu.

 

Ben pozu...

 

Bıyıklı jön abi fotoğrafımı çipçak çekip “Afferin sana akıllı bıdık!” dedi.

 

Bu çok harika bir iltifattı; çünkü o zamanlar adı “Akıllı Bıdık” olan çok sevdiğim bir çizgi film vardı.

 

Fakat tam abi benim tabureden inmeme yardımcı olurken beni acayip bir heyecan bastı.

Haberin Devamı

 

Pozumu bozmamak için hala sımsıkı sırıtmaya çalışıyorum, çünkü derdim, oradaki aynanın karşısına bir an önce geçip kendimi kontrol etmek.

 

Pozumu doğru vermeyi başarabilmiş miyim diye...

 

Koştum aynaya, Annanem de arkamda...

 

O da ne!

 

Poz tamam da, benim saçlarım sapsarı!

 

O ana kadar hiç fark etmemişim.

 

Hiç.

 

Ben kendimi hep Annem gibi, kızıl kestane hayal etmişim. Öyle de zannetmişim.

 

Ve fakat ama hiç de öyle değilmişim.

 

Meğer ben babamın kızı imişim. Tevekkeli bana “sarı civciv” deyip duruyorlar.

 

Yapıştım bir hışım Annanemin eline, çeke çeke ve sinir içinde döndüm eve.

 

Kapadım kendimi banyoya.

 

Annanem: “Ah kızııım, ne oldu anlat hele bakiiim!” diye çırpınıyor.

Haberin Devamı

 

Benden çıt yok.

 

Meşgulüm.

 

Saçlarımı kesmekle!

 

İnanır mısınız, dibinden kargacık burgacık kestim bütün saçlarımı.

 

Aklımca, sarılar gidince bi daha gelmezler diye düşündüm.

 

İşimi bitirdim, çıktım banyodan. Nasıl da mutluyum anlatamam size.

 

Ohhh! Kuş gibi hafiflemişim. İyice sırıtık olmuşum.

 

Annanecağızım, beni görünce cin görmüş gibi oldu!

 

“Yoncaaa n’ aaaptın sennn! Annen baban beni yiyecek, vallah yiyecek billah yiyecek! Ben ne diyecem şimdi akşamaaa! Aaaa!” diye önce uzun hava okuyup sonra bir süre dövünüp arkasından da birden kendine gelip fırladı ayağa,

 

Gözü dönmüş kadının valla!

 

Bu sefer ben onu o halde görünce cin görmüş gibi çarpıldım korkudan.

Haberin Devamı

 

Elinde terlik, başladı beni kovalamaya.

 

Yakalarsa biliyorum, kesin bittim!

 

Dikdörtgen bir yemek masamız vardır... Bayağı hızlı, iki-üç tur attık etrafında.

 

Kaçamadım daha fazla,

 

Annanem beni yakaladı ve patlattı bir tane popoma.

 

80 küsür yaşında,

 

Annaneme benim yüzümden inme inmedi ya!

 

İnanın gerisi hiç komadı bana.

 

Saç bu!

 

Uzadı sonra...

 

Yonca

“Kırpık”

 

Kestim gitti

 

“Arkası yarın!” diyen dip not: Arkadaşlar, sevdim ben bu işi J. Bir dolu turuncu ve karpuz kollu anı anlatacağım dizi gibi sırayla... Beklerim.

 

Yaz geldi diyorum, heeey!

 

Açılıp saçılıp sırıtsanıza...

 

Saçlar değil,

 

Hayat çoook kısa!

 

Yonca

“Civcime”

Yazarın Tüm Yazıları