Zaga'nın elemanları aldı başını gidiyor

Zaga'nın Elemanlar'ını tanıyor musunuz? Cumartesi gecelerinin (Kanal D) komik adamları. Onlar meslek deÄŸiÅŸtirip deÄŸiÅŸtirip bir türlü züğürtlükten kurtulamadıkça biz oturduÄŸumuz yerde gülmekten helak oluyoruz. Bu iki karakteri Okan Bayülgen ve Erkan TaÅŸdöğen canlandırıyor. Son zamanların en baÅŸarılı skeç ikilisi ile ‘‘Elemanlar‘‘ çekimleri esnasında konuÅŸtuk. ÊBirbirinizi nereden buldunuz? -Erkan TaÅŸdöğen: Okan'la tanışmamız 1985 yılı. Ben Mimar Sinan Ãœniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nde üçüncü sınıf öğrencisiyken okula Okan geldi. Konservatuar giriÅŸ sınavlarına kendisini çalıştıracak birini arıyordu. Beni tavsiye etmiÅŸler. O da illa benimle çalışmak istedi. O esnada arkadaÅŸ olduk. Ben elimden geldiÄŸince yardımcı olmaya çalıştım. Ve sınavları kazandı. Ä°ki yıl birlikte okuduk. Sonra ben okulu bitirince Trabzon Devlet tiyatrosuna gittim. Benden iki yıl sonra Okan da oraya geldi. PeÅŸinizi bırakmıyor yani...-E.T: Evet. Bir süre Trabzon'da birlikte oynadık. Sonrasında Okan Bayülgen Ä°stanbul'a gelip televizyon sektöründe bir ÅŸeyler yapmak istedi. Kafasındaki programdan haberdardım. Benimle çalışmak istediÄŸini söylemiÅŸti. Programı kabul ettirip Erkan Bey'i yanınıza mı aldırdınız? - Okan Bayülgen: Televizyon çocuÄŸu için bir kanalla anlaÅŸmıştık. Skeçleri Erkan'ın hazırlamasını istiyordum. O da bir ekip oluÅŸturup geldi. Belirli bir konsept bulup, ortak bir mizah anlayışı oturtup, skeçlere baÅŸladık. Åžimdiye kadar kaç tipleme oldu bilemiyorum. O zamandan beri birbirimizden vazgeçmiyoruz. Okan Bey siz eskiden skeçlerde oynamıyordunuz deÄŸil mi? - O.K.: Pek bulaÅŸmıyordum. Arada bir oynuyordum. Geri planda olmayı tercih ediyordum. Çünkü çok kalabalık bir skeç kadromuz vardı. - E.T.: Birlikte oynamaya Cam Silicilerle baÅŸladık. Birlikte oynamak çok farklı bir ÅŸey, sahnede tek başınıza olmaktan daha zor. Çünkü partnerinizden farklı olmanız gerekiyor. Onun kendinden farklı bir karakter yaratması için de karşılıklı paylaÅŸarak birbirinize yardımcı olmanız gerekiyor. Oyun esnasında biri ne ileride olacak ne de geride olacak. O dengeyi tutturmak çok önemli. Ama birkaç alıştırmadan sonra biz Okan'la o dengeyi tutturduk. Gerçek hayatta da uyumlu insanlar mısınız? E.T.: Tabii. Okan Bayülgen benim her ÅŸeyden evvel dostum. Hep birbirimizin yanındaydık. O.K.: SaÄŸa sola birlikte gitmiyoruz ama devreye girmesi gerektiÄŸi anda ikimiz de birbirimizi biliyoruz. METÄ°N YAZARI YOKSkeç metinlerini kim yazıyor? O.K.: Bizim hiçbir zaman bir metin yazarımız olmadı. Özellikle televizyon dünyasında yapılan iÅŸlerin hızlılığını ve Zaga'nın kendi ritmini de buna eklersek herhangi bir yazar arkadaşın bizim mizah anlayışımızdaki bir ÅŸeyi kendi anlayışıyla birleÅŸtirip bize getirmesi biraz zaman alır. Bizim böyle bir zamanımız yok. E.T.: Biz doÄŸaçlamanın ve insan malzemesinin çok baÅŸarılı olacağına inanıyoruz. Ben binden fazla skeçte oynadım ÅŸimdiye kadar. Bunların hemen hemen hepsi doÄŸaçlama. Skeçlerin baÅŸarılı olması neye baÄŸlıdır? E.T.: Önemli olan en baÅŸtan seyirciyi ÅŸartlandırmak. Seyirci bizden her seferinde aynı ÅŸeyi göreceÄŸini biliyor aslında. Yarattığınız kiÅŸilerin sevimli olması gerekiyor. Uzun skeçlere gerek yok. Televizyon süratli çağın ürünü. Sizin de kısa sürede derdinizi anlatmanız gerekiyor.Son günlerin en çok konuÅŸulan skeci Elemanlar nasıl doÄŸdu? O.K.: Bunlar cam silicilerin dönüşümüydü. Cam siliciler çok sevilmiÅŸti. Erkan TaÅŸdöğen'ın aÄŸzıyla yaptığı efektler çok tutulmuÅŸtu. Cam siliciler televizyonun camını siliyorlardı. Yani bir anda işçilerin dünyasından televizyonun dünyasına geçiyorlardı. Cam silerek televizyonun içinde gördükleri ÅŸeyleri anlamlandırmaya çalışıyorlardı. Elemanlar ise para kazanabilmek için çeÅŸitli yollar deniyorlar. Ancak toplumun hangi kesimini taklit ederlerse etsinler para kazanamadıklarını anlıyorlar. Her ÅŸey oluyorlar: Matador, sünnetçi, zengin kokteyllerinde puro içen adam, coÅŸkulu kalabalık. Sadece meslekler deÄŸil aynı zamanda kavramlar da var iÅŸin içinde. Ama ne olurlarsa olsunlar para kazanamıyorlar ve her skecin sonunda bakkaldan yarım ekmek kavurma bile alamadıklarına getiriyorlar lafı.. Neden kavurma ekmek!O.K.: Çünkü Türkiye'de hemencecik satın alabileceÄŸiniz en kolay yemek odur. Bir bakkalda yarım ekmeÄŸe kavurma yaptırmak... Elemanlar'ın hayattaki tek ölçüleri bu. Her bölümün sonunda bir 'Biz yine para kazanamiycik' diyor. Ve hemen yarım ekmek kavurma da alamayacaklarını söylüyor. E.T.: Aslında bu içinde toplumsal mesajını da taşıyan bir iÅŸ. Bunlar sistemin dışına itilmiÅŸ insanlar. DON VE SUTYENDEN TAÇKıyafet ve aksesuarlarınız çok komik. Keserden puro yaptınız mesela... O.B.: Onların hepsi bulup buluÅŸturduÄŸumuz ÅŸeyler. Güzellik yarışmasında kraliçe oluyorlar ama kafalarına dondan sutyenden ve tülden taç yapıyorlar. Bu tarz ÅŸeyler yaratmak konusunda Erkan çok baÅŸarılı... E.T.: Türkiye'de ben yaptım oldu diye bir ÅŸey var ya, bu adamlar da ben yaparsam da olur, diye düşünüyorlar. Elemanlar’ın birer ismi yok deÄŸil mi? O.B.: Ä°sme gerek yok. Bu adamlar nereli? OlmuÅŸak, yapmışak diye konuÅŸuyorlar. E.T.: Bu adamlar her yerli. Bu adamlar bizim mozaik diye lanse ettiÄŸimiz yurdumuz coÄŸrafyası var ya, oranın her bölgesini temsilen süzülmüş iki tane vatandaÅŸ. Nereli olması deÄŸil, içlerinde bulundukları psikoloji önemli. Bunların nereli olduÄŸundan kimse oralı olmadığı için bunlar da kendi trajikomik durumlarını yaşıyorlar. Elemanlar'ın metinleri internette dolaÅŸmaya baÅŸlandı. ÇoÄŸu insan skeçlerin başında ve sonunda söylediÄŸiniz terkerlemenin 'çıkılak çıkılak çük elle' olduÄŸunu düşünüyor. O.K.: Biz öyle ayıp ÅŸeyler söylemedik aslında. Orada melodinin üzerine yakıştırılmış. Çıkırak çıkırak gibi bir ÅŸeyler var. E.T.: Ä°ÅŸin doÄŸrusu o cümlenin bir anlamı yok. Bu o esnada çıkan bir ÅŸeydi ve öyle de kaldı. Elemanlar'a reklam teklifi geliyor mu? O.B.: Reklam teklifleri yağıyor. Bu Zaga'nın ÅŸansıdır zaten. Bizim bütün skeçlerimize reklam teklifi gelir. Geçen senelerde birkaçını satmıştık. Son olarak Ayça, Kent Åžekerleme reklamında oynadı. Elemanlar skeçleri zaman zaman programın önüne geçiyor. Bu durumdan rahatsız mısınız? O.B.: Erkan TaÅŸdöğen zaten her zaman bizim programımızın önündedir. Zaga programı televizyondan üreyen insanlarla çalışmıyor. Devlet tiyatrosunun deÄŸerli oyuncularıyla çalışıyor. Erkan TaÅŸdöğen de Televizyon ÇocuÄŸu'ndan beri hiç deÄŸiÅŸmiyor. E.T.: Oyunculuk gibi bir malzemeniz var. Ve siz bunu her yerde sergileyebilirsiniz. Zaga benim için çok doÄŸru bir çıkış noktasıdır. Programla skeçler bir bütündür. Önemli olan Zaga'nın var olması. Biz burada dostlukla arkadaÅŸlıkla birbirimizi eÄŸlendirerek bir ÅŸeyler yapıyoruz. Önce Zaga... Yarım saatte üç skeç çektilerKanal D stüdyolarındayız. Çekimler saat 16:30'da baÅŸladı ve saat 17:00'de bitti. Yarım saat içinde üç tane skeç çektiler. Åžimdi ÅŸunu olalım diyorlar, oluyorlar. Okan Bayülgen ve Erkan TaÅŸdögen kendi makyajlarını kendileri yapıyor. Bıyıklarını takıp, kaÅŸlarını boyuyorlar. Sonra giyiniyorlar. Erkan TaÅŸdöğen 30 tane kravatı üst üste takıyor, Okan Bayülgen kırmızı pantolonunun altına set ekibinden birinin 38 numara kırmızı ayakkabılarını giyiyor. Ayakkabılar Okan'a 2 numara küçük ama olsun o yine de ayakta durabiliyor! Ve çekim baÅŸlıyor. Biz stüdyodayken ‘‘kokteylde dikilen adam’’ ve ‘‘televizyon kafalı adam’’ oldular. Yine para kazanamadılar ve yine yarım ekmeÄŸe kavurma alamadılar. Çıkılak çıkılak çükelle, çıkılak çıkılak çükelle!Â