Yok birbirimizden farkımız

Güncelleme Tarihi:

Yok birbirimizden farkımız
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2001 00:00

Mail'leriniz, fakslarınız gümbür gümbür geliyor. YaÅŸadıklarınızı, düşündüklerinizi, hissettiklerinizi anlatıyorsunuz. Fena mı oluyor? Peki bundan nasıl bir sonuç çıkacak? Kriz mi bitecek, hükümet ders mi çıkaracak, sistem mi deÄŸiÅŸecek? Hayır, bunların hiçbiri olmayacak! Ama siz kendinizi ifade etmiÅŸ olacaksınız. Söylemek istediklerinizi içinize atmak yerine en azından bu gazetenin diÄŸer okuyucularıyla paylaÅŸmış olacaksınız. Bu süre zarfında, hepiniz geçici de olsa köşe yazarı olacaksınız. Ruh saÄŸlınızının düzelmesinde birazcık faydası olur diye düşünüyoruz. Yanlış mı düşünüyoruz? Ãœstelik ÅŸu da var: Herkes, birbirinin düşüncesinden bir ÅŸeyler öğreniyor. Cesaret buluyor. Ya da ‘‘A aaa. Bak, o da benim durumumdaymış!’’ diyebiliyor. Ne oluyor? PaylaÅŸmış oluyoruz. Hadi baÅŸlayalım...ESKÄ° HAYATIMI ÖZLÃœYORUMGerçekten ihtiyacımız var yazmaya, konuÅŸmaya, soru sormaya! Neden biliyor musunuz? Çünkü toplum olarak kimliÄŸimizi kaybetmeye baÅŸlıyoruz. Prozac'la günümüzü geçirmeye çalışıyoruz ve seviniyoruz (ve ben tek deÄŸilim!) Ne yazık ki, beni bir ‘‘tost makinesi’’ de mutlu etmiyor (keÅŸke etse!) Çaresizlik içinde günler geçiyor ve bunalım artıyor. Ben 32 yaşında, bir senelik evli (ki ÅŸu anda beni mutlu eden tek ÅŸey eÅŸim ve hálá seviÅŸebiliyorum) 2 yabancı dil bilen, üniversite mezunu, batmış bir ÅŸirket sahibi adamım. Ve inanın 12 sene önce Türkiye'ye göç ettiÄŸim zaman (Bulgaristan doÄŸumluyum) her ÅŸeyi göze alarak terk ettim o ülkeyi. Ä°ki bavul ve ümit. Türk kimliÄŸi (benim için çok önemli) ve sıfırdan baÅŸlamak bana heyecan veriyordu, hayatıma bir anlam getiriyordu. Çok çalıştım, okudum, direndim ve bir yerlere geldim. Åžirket, ev, araba (insana daha fazla ne gerekiyor ki?). Ä°nanın para benim için hiçbir zaman amaç deÄŸildi, sadece bir araç, iyi kitaplar, CD'ler, güzel bir sosyal hayat (ve hálá öyle düşünüyorum). Ve sonra kriz... Durumlar malum ve bu kadar tepkisizlik, karamsarlık. Ä°nanın, kendimi Che Guevara gibi hayal etmeye baÅŸlıyorum bazen (düzen insanları ne duruma düşürüyor, kahretsin!). Bazen de Küba'ya göç ediyorum (bir yerlerde okumuÅŸtum bir ay için 20 dolar yetiyormuÅŸ) ve sonuçta bir hayalci olmaya doÄŸru ilerliyorum. Ne kadar trajikomik bir durum, deÄŸil mi? Sosyalist bir ülkeden kaçtığım için oradaki ütopik dünyayı da çok iyi biliyorum, bunun bir çözüm olmadığını da! Acaba ÅŸimdi Gandi'yi mi dinlesem ve yüzümü çevirip bir tokat daha mı yesem?! Okumaya çalışıyorum (ki eskiden böyle stres atıyordum), ama nedense o kadar kitap arasında elim devamlı Bukowski'ye, Salinger'a ya da O. Henry'ye gidiyor (bilinçaltında onların sevgili, baÅŸarısız, hayatta küsmüş, isyancı, alkolik, anarÅŸist ve o kadar da gerçekçi kahramanlara mı dönüşüyorum acaba?). Müzik desen, Leonard Cohen, The Cure, Metallica... Acaba diyorum ben nereye gidiyorum? Ãœmitlerin bittiÄŸi yerde, ütopikler baÅŸlıyor ve onları (T. Moore, T. Campanela) ÅŸimdi daha iyi anlamaya baÅŸlıyorum. Ve eskiden (Bulgaristan'da 2000'den fazla reprodüksiyonum vardı, bütün ünlü ressamların ve bir sürü kitap, güzel sanatlarla ilgili) ve bunalımlı dönemlerde (orada ekonomik kriz yoktu, kimlik krizi vardı) resimler bana deÄŸiÅŸik bir güç veriyordu ve bunalımı azaltıyordu. O zaman resim de yapıyordum. Ki ne yazık artık bunu da yapamıyorum. Ve ben Vermeer hayranıyım, o da ÅŸu anda beni mutlu edemiyor, zavallı... Kriz hepsini aldı, para o kadar önemli deÄŸil. Ben sadece eski ruh halimi özlüyorum. Ama ne yazık ki bu krizi sona erdiremiyorum. Yine de J.D. Salinger'ın çok sevdiÄŸim bir lafı vardır: ‘‘Bir iÅŸi yapmadan önce nasıl bilebilirsiniz ki onu yapıp yapamayacağınızı?’’ Evet, ben de kolay teslim olmayı redddediyorum! Ä°n vino veritas... (Tanju S.)BU BUNDAN SONRAKÄ° YAÅžAM BİÇİMÄ°Kocaman bir anons yap: ‘‘Dır dır etmeden yaÅŸamaya karar verenler bir araya gelelim. Bu bir kriz ortamı deÄŸil! Bu bizlerin bundan sonraki yaÅŸam biçimi...’’ Ama önce bir araya gelmek lazım. Toplantı yapmadan toplanalım. Tamam mı? Ve bizler, sessizce iÅŸlerimizi en iyi ÅŸekilde yapmak için uÄŸraÅŸalım. Elimizde sevdiÄŸimizin eli... BaÅŸarmak için deÄŸil, beÄŸendirmek için çalışalım. Yap bakalım anonsu öğrenelim, bakalım kaç kiÅŸiyiz? DeÄŸer yahu! Bu yıl sonbahar çok güzel Türkiye'de. Bilmem farkında mı insanlar? Neler vardır kimbilir birbirimize anlatacak? Anılar, hayaller, idealler, komiklikler... Plan yok, proje yok, vaat yok. Dümdüz ve sakin. Sen anonsu yap, orada bir yerde tanışırız. (Mehmet Ö.)BALIKÇI OLDUMKrizden hem maddi hem manevi etkilendim. Bir ÅŸirkette yönetici olarak çalışmaktayım. DoÄŸal olarak da depresyona girdim. Ne mi yaptım? Yine bir ÅŸirkette üst düzey yönetici olan bir arkadaşımla balıkçı oldum. Eskiden sadece balık alırken tanıdığım balıkçılarla ÅŸimdi yemek yiyip, beraber avlanmaya çıkıyoruz. Onların dünyalarına girdik. Dertleri, sorunları sorunlarımız oldu. Sizi de mevsimiyken, lüfer yemeÄŸe davet ederim. Tabi ki balıkçı barınağında... (Samim A.)KURTARICI EMLAKÇI Tuhaf ama kriz, bildiÄŸimiz yolların dışında baÅŸka alternatifler önümüze çıkarıyor. Başıma geldi. Ev arıyordum. Aynı zamanda komisyoncuların alacağı parayı hesaplıyordum. Gazetede bir ilan gördüm: ‘‘Sahibinden kiralık daire araÅŸtırması yapılır’’. Aradım. Emlakçı deÄŸildi. Sizin yerinize kiralık evleri araÅŸtırıyor, fotoÄŸraflarını çekiyor, bir dedektif gibi önünüze seriyor. Ãœstelik tüm bunlar o evsahiplerinin izni dahilinde yapılıyor. Buna karşılık siz bir aylık kira ücretini deÄŸil, araÅŸtırma bedeli olarak kiranın yüzde 10'nu ödüyorsunuz. Ä°yi yani. Kriz günün kurtarıcı emlakçısı buna derim! 300 milyonluk ev tuttum. 30 milyon verdim. Beni kurtardı... (Ersin K.)Ä°ÅžTEN ATILMAK BELKÄ° DE BÄ°R FIRSATTIRHeeeey. Bunalım dönemlerini konuÅŸarak ve paylaÅŸarak geçirebileceÄŸine inanan biri olarak sana yazmaya karar verdim! Ben de iÅŸini kaybedenlerden biriyim. BaÅŸvurmuÅŸ olduÄŸum hiçbir iÅŸten olumlu olumsuz yanıt gelmedi. Bunlar ne arıyorlar diye düşünüyor insan? BoÅŸverdim! Ä°ÅŸten atıldıktan sonra düşündüm; o kapı hemen kapanmalıydı: Bu, belki de ben ne yapmak istiyorsam onu yaratmak için bir fırsattı. 8 yaşımdan beri tuttuÄŸum günlüğüme böyle yazdım. Ve sonuçta karar verdim: Çok düz olacak ama hiçbir ÅŸey benim kendimi iyi hissetmemden daha mühim deÄŸildi! Çünkü ben iyi hissetmezsem eÅŸime ve yakınlarıma da iyi hissettirmiyorum. Ne mi yapıyorum peki? Mesela apartman bahçesinde yuvalanmış 13 kediye annelik ediyorum... (Elbi P.)Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!