Yiyeceklerin dili

Güncelleme Tarihi:

Yiyeceklerin dili
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 1999 00:00

Haberin Devamı

Soframızdan eksik etmediğimiz yiyecekler hakkında öylesine çelişkili iddialar ortaya atılıyor ki, ne yiyeceğimizi şaşırıyoruz. Beslenme konusundaki uyarılara önem verenler haklı olarak ‘‘Peki ama ne yiyeceğiz?‘‘ diye sormaktan kendilerini alamıyorlar. Yiyeceklerin hepsinin yararlı ya da hepsinin zararlı olduğunu ileri süremeyiz. Yiyeceklerin dedikodusunu yapanlar, bilmeden bizleri yanıltıyorlar. Evimizde her zaman bulundurduğumuz yiyecekler hakkında ortaya atılan iddiaları ve bunların doğruluk derecesine dikkat edelim.

Beyaz undan yapılmış ekmek: Mideyi şişirip kilo aldırdığı ve hiçbir besin değeri olmadığı söylenir. Acaba gerçekten öyle mi? Buğday unundan yapılmış ekmek, protein, demir, B vitaminleri içerir. Bir kalori kaynağıdır ve karbonhidrat deposudur. Ekmek de dahil olmak üzere buğday unundan yapılan yiyecekler özellikle yeni doğan bebekler için önem taşır. Anneler hamilelik dönemlerinde bu gerçeği dikkate almalıdırlar.

Fındık fıstık: Elini fındık fıstık gibi kuru yemiş dolu tabağa uzatanlara uyarıda bulunulur. Bu yiyeceklerin vücutta yağ yaptığı ve bol kalori kazandırdığı ileri sürülür. Belki inanmakta güçlük çekeceksiniz ama on yılda tamamlanan araştırmalara göre haftanın beş günü fındık fıstık yiyenlerde kalp hastalıklarına yakalanma olasılığı azalıyor. Haftada iki kez fındık fıstık yiyen kadınlar kalp krizi geçirme tehlikesini yüzde 60 oranında azaltıyorlar. Ayrıca fındık türü çerezler, kandaki kolesterol oranını düşürüyor. Bu çerezlerde bol miktarda protein, magnezyum ve E vitamini var. Üstelik lifli besinler arasında yer alıyor.Ya kalori durumu nedir? Yapılan araştırmada ilginç bir gerçek saptandı. Fındık fıstık yemeyi sevenler, daha ince kalabiliyorlar. Çünkü fındık fıstık türü yiyecekler insanı çabuk doyuruyor. Böylece daha şişmanlatıcı yiyeceklerden uzak duruluyor.

Kırmızı et: Kırmızı et konusunda doktorların uyarılarına kulak verilmeli. Ancak kırmızı et denilince akla koyun eti, kuzu eti, sığır ve dana eti geliyor. Beslenme uzmanları, sığır ve dana etinin diğer kırmızı et türleriyle aynı kefeye konulmamasını öneriyorlar. Et tüketmenin dozunu kaçırmamak koşuluyla, sığır ve dana eti iyi bir protein kaynağıdır. Aynı zamanda demir ve çinko gibi mineraller içerir. Üstelik bir B12 vitamini deposudur. Ancak etin yağsız olmasına dikkat etmelisiniz. Kuşkusuz bazı hastalıklar yüzünden kırmızı et yemek yasaklanabilir. Doktor tavsiyesi olmadan kendiliğinizden et yememeye kalkışmamalısınız.

Patates: Fazla kilolu olan kişilere ‘‘patates çuvalı gibisin'' denilmesi basit bir benzetme değil. Bu sözlerde patatesin şişmanlattığı iması da yer alıyor. Oysa patates hiç yağ içermez. Orta boy haşlanmış ya da fırında pişirilmiş bir patates sadece 100 kalori verir. Buna karşılık patates lifli bir besindir. Bir C vitamini ve B6 vitamini deposudur. Üstelik demir de içerir.

Yumurta sarısı: Kolesterol sorunu olanlara yumurtanın sarısından uzak durmaları önerilir. Yumurtanın bir kolesterol deposu olduğu gerçektir. Bir yumurtanın sarısında yaklaşık 213 miligram kolesterol vardır. Fakat besin yoluyla alınan kolesterol, kandaki kolesterol miktarını sanıldığı kadar fazla etkilemiyor. 25 yıldan beri sürdürülen araştırmalar, yumurta sarısını temize çıkardı. Kandaki kolesterol miktarını artıran doymuş yağlardır. Yumurtadaki doymuş yağ miktarı çok az olduğu için sağlıklı bir kişinin günde bir iki yumurta yemesiyle kanındaki kolesterol miktarı artmaz. Yine de haftada 4 yumurtadan fazla yememeye dikkat edin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!