Yıllar sonra aynı sayfada

Güncelleme Tarihi:

Yıllar sonra aynı sayfada
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2001 00:00


Pınar YILMAZERLER
Haberin Devamı

23 yıl önce Kelebek'in düzenlediği ‘‘En Güzel Çocuk’’ yarışmasının birincisi seçilen Mevsim Yıldır, yıllar sonra aynı sayfalara ‘‘Nazar Değmesin’’ adını verdiği yeni albümüyle, şarkıcı Mevsim olarak konuk oldu.

Mevsim'le yaptığım röportajın, bugüne dek yaptığım röportajlardan önemli bir farkı var. Çünkü Mevsim benim ilkokul, ortaokul ve lise arkadaşım. Röportaj yaptığım bir şarkıcı adayından çok, okuldan birlikte kaytardığımız, basket maçları yaptığımız, heyecan içinde birbirimize aşklarımızı anlattığımız Mevsim'di o. Bizim Mevsim'di yani!

Radyo D'de halkla ilişkiler biriminde çalışmaktan, Maxi Tv'deki çizgi filmlere dublaj yapmaya kadar giden yolda amacı sadece ve sadece şarkı söylemek olan Mevsim sonunda muradına erdi. Bir buçuk yıllık bir çalışma sonucu ‘‘Nazar Değmesin’’ adını verdiği albümüyle bu sayfalara konuk olan genç şarkıcı, aynı zamanda Kelebek'in düzenlediği 1978 yılının ‘‘En Güzel Çocuk’’ yarışmasının birincisi. O günlerde yapılan röportajda şarkı söylemeyi çok sevdiğini söyleyen Mevsim, 23 yıl önceden bugünün sinyallerini verir gibi...

Tam ‘benden geçti’ derken

Mevsim biliyorum aklın fikrin hep şarkı söylemekteydi. Ama profesyonel anlamda bu işe nasıl karar verdin?

Uzun zamandan beri kaset yapma fikri vardı kafamda. Bilirsin ilkokuldan beri şarkı söylemeyi severim. Gitar dersi alıyordum. Hocam, sesimin güzel olduğunu ve opera eğitimi almam gerektiğini söyledi. Böylece konservatuvara başladım. Sonra iki sene Hilton'da orkestra şarkıcılığı yaptım. Orkestra dağılınca, ‘‘Acaba kaset mi yapsak?’’ soruları çıktı ortaya. Tam kaset için anlaşma yapacağımız sırada, bir takım aksilikler oldu. ‘‘Herhalde hiç bir zaman kaset yapamayacağım’’ diye düşünüyordum. Hevesim azalmaya başlamıştı. Bu arada kızların 17 yaşında şöhret oldukları düşünülürse, ‘‘Artık benden geçti’’ demeye başlamıştım ki, BMG'nin yerli yapımlar sorumlusu Ela (Arslan) çıktı karşıma.

Nasıl tanıştınız Ela'yla?

O zaman Radyo D'nin basın ve halkla ilişkiler'inde çalışıyordum. Ela da bir sanatçısını radyomuza getirmişti. Şarkı söylemekten ne kadar hoşlandığımı anlattım ona. Aradan yıllar geçti. Bir gün aradı beni. Anlamsız bir şekilde Marmara Üniversitesi'nde bir tanıdığımın olup olmadığını sordu. Sonra asıl amacı anlaşıldı.

Kimse bana acıyamaz

Neymiş asıl amacı?

Bir prodüksiyon yapmak istiyormuş ve aradığı kız benmişim! Ama durumu bana nasıl açıklayacağını bilememiş. Aslında aramızda bir dostluk vardı ama ‘‘Gel ben sana kaset yapacağım’’ demek zor gelmiş ona. Sonradan açıkladı zaten. Benim kurulu düzenimi, aile hayatımı ve çalıştığım işi riske atmak istememiş. Kafasında bunu ölçüp biçtikten sonra bana ‘‘Aşk şarkıları söyleyen bir kadın prodüksiyonu yapacağız’’ dedi. Daha önceki kaset girişimlerimden sonra amacımızın teşhircilik olmaması bana güven verdi.

Herkesin bir şekilde teşhircilik yaptığı bir dönemde sence şansın ne kadar?

Ben çok normal bir insanım. Cinsel tercihim belli, çocukluğumu da yaşadım, bisiklete de bindim. Annem, babam çok normal insanlar. Kimsenin acıyarak bakacağı biri değilim. Benim için önemli olan, şarkılarımın arkasında durabilmekti. Kişiliğime uyabilmesiydi. Halkın artık normal birilerini görmek istediğini düşünüyorum.

Aşk herkesin ortak noktası

Albümü dinleyenlerin fikri ne?

Şarkıları beğeniyorlar. Herkesin kendinden birşeyler bulabileceği aşk şarkıları. Aslında bir kadın albümü olarak yola çıktık ama üniseks bir albüm oldu. Çünkü dediğim gibi aşk bu, herkesin yaşadığı bir duygu.

Çalışıp para kazanırken, tutup tutmayacağını bilmeden müzik işine giriştin. Büyük bir risk değil mi?

Bir şeyi yapmayı istediğin zaman arkada kalanı düşünmüyorsun. Eğer bu işte başarılı olamazsam geri dönerim. Nereden paramı kazanıyorsam, kendimi nasıl tatmin ediyorsam o işi yaparım. Şu anda sevdiğim şeyi yaptığım için mutluyum. Şarkı söylemeyi seviyorum. Tutmazsa da en azından sevdiğim şeyi yaptım. ‘‘Uğraştım ama olmadı’’ demek, ‘‘Uğraşsaydım yapardım’’ demekten iyidir.

Operayı sevdiğini söylüyorsun. Eğer ülkemizde opera yeterince tanınsaydı pop müzik yerine arya söylemeyi tercih eder miydin?

Hayır, tercih etmezdim. Konservatuvarın ikinci senesinde bu işin bana hiç de uygun olmadığını anladım. Ne gırtlak yapıma, ne benliğime, ne de şimdiye kadar dinlediğim müziğe uymuyordu. Ailem halk müziği ve sanat müziği dinleyen insanlar. Kültür olarak da bize yakın değildi. İtalya'da ayakkabı boyacıları bile aryalar, aryantikler söylüyor. Çünkü onların kültüründe, gırtlak yapılarında bu var. Batı müziği üzerine eğitim aldığımdan, opera kaseti de çıkaramayacağıma göre etnik pop müzik albümü yaptım.

Haberin Devamı

Yaptığın müzik türü etnik pop müzik mi?

Albüme bir takım uluslara, yörelere ait cura, cümbüş gibi enstrümanlar girdi. Enstrümanlardan dolayı tam anlamıyla pop müzik albümü değil, etnik pop oluyor. Dolayısıyla opera yapmayıp, içimdeki müziği yapmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!