Yarın bayram

‘‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.’’Madem çocuklara armağan edilmiş, neden adı sırf ‘‘Çocuk Bayramı’’ değil?7 yaşındaki çocuk ne anlar ulusal egemenlikten?Şöyle düşünmeden etmeden hoplayıp zıplayacağımız bir bayramımız yok. Bir ağırlık katılacak illaki.Bütün hayatımıza yayılmış durumda bu ciddiyet merakı.Şarkı sözü yazarsınız, mesajı yoksa küçümserler.Resim yaparsınız, ‘‘Kırmızının yanına moru koyarken ne düşündünüz?’’ derler.Ölüyoruz ciddiyetten. Fakat aynı zamanda ciddiyetsizlikten de... Her işimiz yarım yamalak. Böyle bir çelişki durumu. Aman neyse oralara girmeyeyim şimdi.***‘‘23 Nisan’’ deyince bir üşüme tutuyor beni. Zira çocukluğum boyunca her törende donardım.Sözde bahara denk geldiğinden ‘‘baharlık’’ olarak tasarlanmış müsamere elbiselerimizle aldanmış badem ağacı gibi yağmurun ortasında kalakalırdık. Ve bu durum asla kafalara dank etmezdi. Her sene aynı şey yaşanırdı.Varın bakın yarın yine çocuklar kısa kollu elbiseleriyle titriyor olacaklardır.Ancak Meclis kanun hükmünde bir kararname çıkarırsa, ‘‘Nisan ayı kış ayıdır’’ diye ki bu sene şart oldu, o zaman belki kışlık bir tören düzenlemeyi akıl ederler büyüklerimiz.***Uzunluğu bacak boyumu geçen şiirler ezberletirlerdi bir de... Bu kalmış aklımda 23 Nisan'lardan.Her seferinde yarısında unuturdum. Yine de ısrar ve inatla beni seçerdi öğretmen.Üşürdüm ve unuturdum. Sonra da ağlardım.Sevmezdim o şiirleri. Hiçbiri neşeli değildi ki...Uğurda ölenler, kanla yazılan tarihler, akınlar, müdafaalar, şanlı bilmemneler...23 Nisan aynı zamanda yaş günüm de olduğundan sevinçli olmak isterdim lakin ne mümkün. Herkesin yüzü asık olurdu.Öğretmenler başlarına bir felaket gelmiş gibi dururlardı. Göz göze gelirsiniz, gülümsemek bir yana bir suç işlemişsiniz gibi bakarlar.Şiirin orta yerinde duygulanıp ağlayanlar alkışlanırdı.Gülenlerse azarlanır, cezalandırılırdı.Gerçi dediğim gibi ben de ağlardım ama sinirden...Anlamışsınızdır işte ‘‘iyi’’ bir çocuk değildim ben. Buna rağmen çocuk bayramında doğma şerefine nasıl nail oldum hálá anlamış değilim.MIŞ-MUŞStelyo Pipis, Ebru Gündeş'i unutamamış.Ebru Gündeş, Ömer Durak'la ‘‘Aklımda kalmasın’’ diye evlenmişti; bakarsınız bir ara bir evlendirme dairesinde Pipis'e de ‘‘Aklında kalmasın’’ deyiverir.*Erdoğan başkanlık istiyormuş.Başkan olunca ne isteyecek bakalım... ‘‘Bana vahiy geldi’’ demesin de bu defa.*Madonna en iyi seksini 40'ında yapmış.Haftada beş kişiyle deneme yapmakta olan hanım kızlarımız! Moralinizi bozmayınız, çıkmadık candan umut kesilmez, gördüğünüz gibi.*Erbakan, Erdoğan'a, ‘‘Seni gidi artist çocuk’’ demiş.Başbakanlık rolünü kaptı ama n'aber.*İnternet çağın metresiymiş.Metres değil, kuma; gözünüzün içine baka baka yandaki odaya yerleştiriyor adam.