Vücudunuzun sesine kulak verin

Güncelleme Tarihi:

Vücudunuzun sesine kulak verin
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 20, 2004 00:00

Bazen önemsiz gibi görünen belirtiler, saÄŸlığımızla ilgili önemli sorunları bize haber verir. Her dakika önemli bir hastalığa yakalanma korkusu içinde yaÅŸamayın ama saÄŸlığınızla ilgilenmeyi de ihmal etmeyin.Sadece bir virüsSon günlerde dillerden hiç düşmeyen bir sözcük var: virüs.. Nezleye yakalanandan, bağırsaklarından sorunu olanlara kadar herkes derdini virüse yüklüyor. Aslında virüsleri suçlamakta haklıyız. Virüsler, bilinen en küçük mikrop bulaÅŸtırıcılardır. Bunlar baÅŸka hücrelerin içinde birer parazit gibi yaÅŸarlar. Bu nedenle de virüslerle mücadele etmek, bakterilerle savaÅŸmaktan çok daha zor olur. Göz enfeksiyonlarından bazı kanser türlerine kadar çok geniÅŸ bir hastalık yelpazesinde virüsler etkilidir. Virüs kapmak çok kolay oluyor. Havadan, elden ele, hatta deriden de virüs kapmak mümkün. Bağışıklık sistemi güçlü olanlar için virüsler büyük bir tehlike oluÅŸturmaz. ÇeÅŸitli hastalıklara karşı uygulanan aşılar da virüslerin vücuttaki hakimiyetine son verebiliyor. Beylere domatesAkdeniz ülkelerinin en deÄŸerli ürünlerinden biri de hiç kuÅŸkusuz domates. Batı dünyası, domatesin nimetlerini yeni yeni keÅŸfettiÄŸi için yayın organlarında hemen hergün domatesle ilgili bir açıklama yer alıyor. Salatalarımızdan, yemeklerimizden hiç eksik etmediÄŸimiz domatesin erkekleri prostat kanserinden koruduÄŸu belirlendi. Domatese o güzelim rengini veren likopen isimli madde aynı zamanda baÅŸta prostat kanseri olmak üzere bir çok önemli hastalığa karşı bizleri koruyor.Yapılan çalışmalar, domatesin kanserli hücreleri öldürdüğü sonucunu ortaya çıkardı. Tabii günde bir domates yiyerek sonuç alınması mümkün deÄŸil. Günde en az sekiz domates yemek gerekiyor. Apandisit mi, deÄŸil miKörbağırsağın uzantısı apendiks iltihaplandığı zaman önemli bir sorunla karşı karşıya kalırsınız. Apandisit diye adlandırdığımız sorun zamanında teÅŸhis edilmezse, hayati tehlike yaratır. Karnı aÄŸrıyan herkesin apandisit korkusuna kapılmasına gerek yok. Apandisitin klasik belirtileri, karının alt kısmında ve de saÄŸ tarafında baÅŸlayan aÄŸrılar, bulantı ve bazen de kusmadır. Apandisiti olan kiÅŸinin karnının saÄŸ köşesine dokunduÄŸunuz zaman canı acır. Apandisitten kurtulmanın tek yolu ameliyat. Günümüzde apandisit ameliyatları çok kolay yapılıyor ve hasta kısa sürede normal yaÅŸantısına dönüyor. Fakat belirtiler önemsenmez ve apandisitin patlamasına neden olunursa, ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalınır.Sürekli gözyaşı dökmek Ä°nsanı aÄŸlatan nedenler üzüntü ve sevinç olabilir. Ama bazı kiÅŸiler, üzüntü de, sevinç de duymadan, sürekli aÄŸlamaktan yakınıyorlar. Bu kiÅŸileri ‘sulu gözlü’ diye tanımlamak yanlış olur. Sürekli gözyaşı dökmenin basit bir saÄŸlık sorunu olduÄŸunu da hemen belirtelim. Normal koÅŸullarda, gözlerin üst köşesindeki gözyaşı bezleri gözlerin iç kısımlarına sürekli sıvı akıtır. Gözyaşı dediÄŸimiz sıvı gözlerin alt kısmındaki deliklerden geçip, burun boÅŸluÄŸuna yayılır. EÄŸer bu delikler ÅŸu veya bu nedenle tıkanmışsa, o zaman gözlerden sürekli yaÅŸ gelir. Özellikle soÄŸuk, rüzgarlı havalarda ve de dumanlı ortamlarda gözlerden yaÅŸ hiç eksilmez. Öğrencileri bekleyen tehlikeOkullarda eÄŸitim baÅŸladı. Küçük öğrenciler, her gün sırtlarında ağır çantalarla okullarının yolunu tutuyorlar. Bazen çanta o kadar ağır oluyor ki, onu taşıyan çocuk elinde olmadan öne doÄŸru eÄŸiliyor. Her gün o ağır çantaları sırtlarında taşıyan çocukların sık sık sırt ve bel aÄŸrılarından yakınmaları da bir sürpriz deÄŸil. Büyüme çağındaki bir çocuk vücudunun kapasitesinin çok üstünde bir ağırlığı sırtında taşımak zorunda olursa, omurganın, vücudun kemik sisteminin saÄŸlığı tehlikeye giriyor. EÄŸer çocuk, sırt çantası taşımak zorundaysa, çantanın geniÅŸ askılı olmasına ve de askıların iki omuza birden geçirilmesine dikkat edilmeli. Çocuk bazen çantasını tek omzuna asarak taşımak ister. Omurganın eÄŸrilmesi, sırt kaslarının zarar görmesi, hatalı çanta kullanımının bir sonucudur.Böbrek taşı erkeklerde daha sık görülüyorYaÅŸamsal faaliyetlerimizin devamı için gerekli olan biyokimyasal iÅŸlemlerin sonunda oluÅŸan atık maddelerin vücuttan atılma yerlerinden biri de böbrekler. Böbrek taÅŸları, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin bir araya gelmesiyle oluÅŸur. l Böbrek taÅŸları neden oluÅŸur? Böbrek taÅŸları idrardaki kristallerin üst üste birikmesi nedeniyle oluÅŸur. Kesin olarak nedeni bilinmemekle birlikte sıklıkla beslenme alışkanlıkları, az sıvı alımı, genetik faktörler, bazı ilaçlar ve hastalıkların yol açtığı düşünülüyor. l Böbrek taÅŸları kimlerde oluÅŸur?Her insanda taÅŸ oluÅŸma riski var. 30’lu yaÅŸlar hastalığın en sık görüldüğü yaÅŸ grubu. Erkekler, kadınlara göre 3 kat daha fazla risk altındadır. l TaÅŸlı hastalarda bulgular nelerdir?En sık görülen yakınma aÄŸrı. Bir diÄŸer bulgu da idrarda kan görülmesi. TaÅŸlı hastalarda bulantı ve kusma ile idrar yapmada zorluk da görülebilir. l Hangi boy taÅŸlara müdahale edilir?Böbrek taÅŸlarının çoÄŸu kendiliÄŸinden düşme eÄŸiliminde. Tüm idrar yolu taÅŸlarının yaklaşık 80’i ilaç tedavisiyle düşer. Taşın düşmesini etkileyen en önemli faktör taşın büyüklüğü. 4 mm’nin altındaki taşın düşmesi beklenirken, 6 mm’nin üzerindeki taÅŸlara müdahale gerekir. l Tedavi yöntemleri nedir? Taşın yerine, büyüklüğüne, idrar yollarına verdiÄŸi veya verebileceÄŸi zararına ve taşın cinsine baÄŸlı olarak tedavi senenekler deÄŸiÅŸir. Yöntemler; KendiliÄŸinden ya da ilaç yardımıyla taşın düşürülmesi, ESWL (ÅŸok dalgası ile taÅŸları kırmak), Minimal invaziv giriÅŸimler (Kapalı böbrek taşı ameliyatı, kapalı üreter taşı ameliyatı), Klasik açık ameliyat yöntemil TaÅŸ oluÅŸumu önlenebilir mi? Tekrarlayıcı böbrek taşı olanlarda bazı tavsiyelere dikkat edilerek taşın yeniden oluÅŸumu engellenebilir ya da yeniden oluÅŸması geciktirilebilir. Bu nedenle 24 saatlik idrar analizi ve kan analizini içeren bir deÄŸerlendirme yapılır. Ayrıca daha önceki taÅŸların kimyasal yapısı araÅŸtırılarak taÅŸların kimyasal yapısı anlaşılır. Metabolik deÄŸerlendirme denilen bu iÅŸlemlerle idrarda taÅŸ oluÅŸumuna yol açabilecek maddelerin düzeyleri ölçülüp sonuca göre diyet ya da ilaç verilebilir. Ayrıca; günlük 2 litre sıvı içilmesi, hayvansal protein alımının ve tuz tüketiminin azaltılması, lifli diyeti tercih etmek gibi taşın kimyasal yapısına göre verilebilecek diyete uygun beslenme rejimi tavsiye edilir.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!