Uzay çağı müzisyeni Can Atilla

Güncelleme Tarihi:

Uzay çağı müzisyeni Can Atilla
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 12, 2004 00:00

O bir elektronik New Age müziÄŸi sanatçısı. Birçok albümü Ä°ngiltere ve Hollanda’da basılıyor. Polonya’da onun adına kurulmuÅŸ bir fan kulübü bile var. Türkiye’de ise yaptığı belgesel, dizi, sahne, reklam ve film müziklerinin listesi uzayıp gidiyor.Can Atilla 1998’de Avni Dilligil En Ä°yi Sahne MüziÄŸi ödülü, 2000’de Sanat Kurumu Yılın Sanatçısı Ödülü, bu yıl da Afife Jale En Ä°yi Sahne MüziÄŸi ödülünü aldı. Almanya’da düzenlenen Schwingungen Elections Festivali’nde 2003’te çıkış yapan en iyi ikinci sanatçı seçilen Atilla sık sık yurtdışına çıksa da Türkiye’de yaşıyor. Atilla’nın Hollanda’da Groove Unlimited ÅŸirketinden mayıs başında çıkardığı Omni albümü bir süre önce Türkiye’de de satılmaya baÅŸlandı.Çok yabancı deÄŸiliz Can Atilla’nın müziklerine. TRT’de yayınlanan Sayısal Gece ve Politika’nın Nabzı gibi stüdyo programlarının müziklerini, Radyo Mydonose veya Polis Radyosu için jingle prodüksiyonlarını, Devlet Tiyatroları’nın sahnelediÄŸi Kuvayi Milliye Destanı Oratoryosu gibi, 100’e yakın sahne müziÄŸini; Sır Çocukları, KuruluÅŸ-Osmancık filmlerinin, Åžaşıfelek Çıkmazı, Ferhunde Hanımlar dizilerinin müziklerini, 50’den fazla da belgeselin müziÄŸini yaptı. ArkadaÅŸları ona müzik makinesi ya da ‘Tanrı’nın enstrümanı’ diyor. Ankara Devlet Konservatuvarı Keman Bölümü mezunu. Babasının DışiÅŸleri’ndeki görevleri nedeniyle Moskova’da, Rusya’nın baÅŸka kentlerinde ve Finlandiya’da bulunmuÅŸ, müzik kurslarına katılmış.Kendi müziÄŸini keÅŸfetmesi Moskova’daki lise yıllarına denk geliyor. ‘Orada tanıştığım insanlar daha sonra Otomatik Portakal filminin de müziklerini yapan Wendy Carlos’un Bach yorumlarını dinlettiler. Bach’ın eserlerinin synthesizer ile yorumlanmış versiyonlarıydı bunlar. Daha sonra Türkiye’de Jean Michel Jarre’ın Oksijen albümünü dinlediÄŸimde kafamda müziÄŸin nerelere gidebileceÄŸine dair çok ciddi bir fikir oluÅŸmaya baÅŸladı. Beni etkileyen ÅŸey müziÄŸin alışılmamış enstrümanlarla yapılmasıydı. Elektronik aletler ve yenilikçi teknolojiler de kullanılıyordu.’ KAPILARI AÇAN ALBÃœM Ä°lk uzay yolculuÄŸu, Ay’a ayak basılması ve ‘uzay çağı’ sözlerini çocukluk yıllarında sıkça duydu Atilla. Uzay müziÄŸi gibi de algılanıyordu New Age. Zaten kelime anlamı da ‘Yeni Çağ’ idi. ‘O zamanlar albüm kapaklarında gezegenler, ay olurdu. Uzay Yolu, Galactica dizileri de benim bu adlandıramadığım müziklerde kendimi bulmama yardımcı oldu.’ Atilla, bugün New Age’i ‘tarih, mistisizm, fütürizm, zaman kavramı, teknoloji ve dini birtakım öğelerin oluÅŸturduÄŸu bir müzik’ olarak tanımlıyor. Atilla’nın ilk albümü 1992’deki Bilinçaltı’ydı. 1995’te çıkardığı Waves of Wheels albümünün ise kendisine dünyanın kapılarını açtığını söylüyor. ‘Bu albüm 1998’de Midas Records tarafından Ä°ngiltere’de yayınlandı. Avrupa’da gerçek New Age tutkunları tarafından klasik olarak kabul edildi. Albümün baÅŸarısı bana Ave albümünün kapılarını açtı. Ave, Hollanda’da Eat Records tarafından 1999’da yayınlandı.’ Sanatçı kendisine sorulan ‘Neden Türk müziÄŸini kullanmıyorsun’ sorusunu 1997’de çıkardığı Efsaneler albümü ile yanıtladı. Albümde 10 tane Türk halk türküsünü Asya, Afrika, Hint ve UzakdoÄŸu enstrümanlarıyla yorumladı. 2003’te Ankara Müzik Festivali’nde verdiÄŸi konserin kayıtlarını elektronik müzikte önde gelen Hollanda merkezli Groove Unlimited yayınladı. Aynı ÅŸirket daha sonra Waves of Wheels albümünü ve son olarak yeni albümü Omni’yi yayınladı. Sanatçı ÅŸu sıralar Devlet Tiyatrosu için ‘Ramazan ile Jülide’ isimli bir müzikal projesi üzerine çalışıyor.Can Atilla son çıkardığı albümü ‘Omni’ için ‘Sanki önceki tüm albümlerim bunun önsözüymüş gibi geliyor’ diyor. Omni Latince ‘her’ demek. ‘Albümde dinleyici önce Sputnik 1 uydusundan alınan sinyalleri duyuyor. Uzaydan baÅŸlayan, Ä°stanbul’a inen sonra Paris’e giden bir kurgusu var albümün.’ Omni’de parçalar birbirine baÄŸlanıyor: ‘Bir yerde kafanızı suyun altına sokuyorsunuz ve sesleri duyuyorsunuz, bir yerde kendinizi boÅŸ bir yolda buluyorsunuz ve önünüzden geçen arabaların fotoÄŸraflarını çekiyorsunuz. Deklanşör sesi sizi baÅŸka bir parçaya geçiriyor. Bir parçada Paris metrosunda kayboluyorsunuz o sizi Cafe De La Defense denilen bir parçaya geçiriyor.’ Müzisyenin dinleyiciye bir anahtar verdiÄŸini ve onu bir labirentin içine soktuÄŸunu söylüyor Atilla: ‘Şimdi ben o anahtarları daha da somutlaÅŸtırarak dinleyiciye sahne ÅŸovuyla yol göstermek istiyorum. Konser sırasında arkada gözükecek görüntüler hazırlatıyorum. Aspendos ve Efes antik tiyatrolarında konser vermek istiyorum.’SEKS YAPARKEN DÄ°NLEYEN DE VARAtilla’nın Türkiye’de satılan albümleri Kuvayi Milliye Destanı, Efsanler, Sır Çocukları, Albatros ve Omni. Bu son albümde Leb-i Derya parçasının Türk halkına ulaÅŸacağı konusunda iddialı. ‘Benim umudum Lebi- Derya’nın bizim müziÄŸimiz olmasından yola çıkarak bu müziÄŸi Türkiye’deki her kesimden insanla buluÅŸturabilmek. Ä°ngiltere’den bir çiftten bir e-mail aldım. Seks yaparken bu albümden Cafe De La Defence parçasını dinlediklerini söylüyorlar. Ben müziÄŸimi bunu düşünerek yapmadım ama bu örnek herkesin kendince bir ÅŸey aldığını gösteriyor.’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!