Üçkağıtçı Oz’la renkli bir macera

Güncelleme Tarihi:

Üçkağıtçı Oz’la renkli bir macera
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2013 00:00

Çocuk kitabı yazarı L. Frank Baum’un meşhur Oz Büyücüsü’sünden, Mitchell Kapner ve David Lindsay-Abaire’nin senaryolaştırmasıyla çekildi ‘Muhteşem ve Kudretli Oz’. Üçkağıtçı sihirbaz Oscar’ın, Oz Büyücüsü haline gelişinin hikâyesini anlatıyor.

Haberin Devamı

Karşımızdaki, renkli ve etkileyici görsellikle öncelikle gözlere hitap eden bir Sam Raimi filmi. Mila Kunis, Rachel Weisz ve Michelle Williams cadı rolünde. Tüm kadınların ortasında kalan James Franco ise Oz Büyücüsü’nü oynuyor.

Amerikan kültürünün en sevimli masallarından biri olan Oz Büyücüsü, Sam Raimi’nin elinde görselliği doyurucu, senaryosu ise hayli eğlenceli bir şekilde izleyenlerle buluştu.
Bu yılın en fazla merak edilen filmlerinden biri olan Muhteşem ve Kudretli Oz, küçük çaplı ve hayli üçkağıtçı sirk sihirbazı Oscar’ın, Oz ülkesinin kurtarıcısı sayılan Oz Büyücüsü’ne dönüşmesinin hikâyesi.

ÜÇKAĞITÇI OSCAR’DAN ERDEMLİ OZ’A

Film, Oscar’ın gösterilerine şahit olduğumuz siyah beyaz sahnelerle açılıyor.
Üçkağıdı anlaşılan ve halkın saldırısına uğrayan Oscar, bulduğu bir uçan balonla oradan uzaklaşıyor ve zorlu bir hava yolculuğu sonrasında kendisini rengarenk Oz ülkesinde buluyor.
Ve tabii burada görüntüde siyah beyazdan renkliye geçiyoruz.
Oz, ülkedeki karmaşaya son verecek muhteşem sihirbazı beklemekte.
Oscar, burada karşısına çıkan üç cadı arasındaki amansız mücadelede kendisini doğru yere konumlandırmak ve Oz Büyücüsü’ne dönüşerek ülkeyi kurtarmak zorunda.

Haberin Devamı

GÖRSELLİK AVATAR’I HATIRLATIYOR

Sam Raimi, Oz Büyücüsü için muhteşem bir dünya yaratmış.
Pek çok sahne Avatar’ı ve ‘Alice Harikalar Diyarı’nda’yı hatırlatacak kadar büyüleyici.
Filmin set tasarımları gelecek yılın Oscar’larında es geçilmeyecektir.
Oz filminde minik bir detay var (bundan sonrası birkaç paragraf filmle ilgili detaylar içeriyor, uyarayım, okuyup, okumamak size kalsın).
Oz şehrindeki iyi cadı Theodora, uçan bir balonla ülkelerine düşen düzenbaz büyücü Oz’la hafif flörtöz bir durum yaşıyor.
Sanıyor ki ülkeyi karanlıktan kurtaran kral o olacak, kraliçe de kendisi.
Ama Oz, önüne gelen her güzel kadına kur yapan cinsten.
Bir kaşık bal çalıp gitmesiyle ünlü.
Theodora, Oz’un aslında herkesle flört ettiğini düşününce, kötü kalpli kardeşinin de gazıyla Oz’a cephe alıyor.
Kötü cadıya dönüşüp, Oz’u yok etmek için kolları sıvıyor.
Diyeceğim şu, çapkın ve daldan dala konan erkekler iyi kadınları bile çileden çıkarıp bir canavara dönüşmelerine neden olabiliyor.

Haberin Devamı

ÖNCEKİ FİLMİN ÖNCESİNE GİDİYOR

Oz Büyücüsü denilince akla ilk gelen film kuşkusuz 1939 yapımı Oz Büyücüsü.
Film, Judy Garland’ın seslendirdiği, Oscar’a uzanan Somewhere Over the Rainbow ile de hatıralara kazınmıştı.
Kansas’ta yaşayan Dorothy ile komşuların sürekli başlarından atmak istedikleri köpeği Toto, bir hortuma kapılıp, kendilerini tehlikelerle dolu ama bir o kadar da renkli Oz Ülkesi’nde bulmuşlar ve burada Oz Büyücüsü ile tanışmışlardı.
Sam Raimi’nin Oz uyarlaması ise Oz Büyücüsü’nün bu ülkeye gelişini anlatıyor.
Yani bir anlamda geriye dönüyor.
200 milyon dolarlık bütçesiyle tabii ki hayli de iddialı geliyor.
Oz’un sadık hizmetkarı kanatlı maymun ve tamir ettiği andan itibaren dibinden ayrılmayan porselen kız filmin en tatlı animasyonları.
Cadı rollerinde Hollywood’un en çekici kadınlarının, Mila Kunis, Rachel Weisz ve Michelle Williams’ın bir araya gelmesi görsel şölenin parçalarından diyebiliriz.
Ortalarında ise senaryonun mizah anlayışını özümseyip, mükemmel bir şekilde perdeye aktaran James Franko var.
İflah olmaz gibi görünen bencil, çapkın ve üçkağıtçı bir adamın değişim öyküsü filmin alt metinlerinden.
Bu değişimi izlerken bize eşlik eden maceralar, esprili diyaloglar ve göz alıcı görsellikle Muhteşem ve Kudretli Oz’dan hayli mutlu çıkabilirsiniz.

Haberin Devamı

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

GELMEYEN BAHAR

Aileye ve şiddete dair

Oyuncu olarak yer aldığı ilk sinema filmini Küçük Emrah adıyla 1984’te çekmişti. Acıların çocuğu olarak yıllarca Yeşilçam’da ağladı, ağlattı. Eskiden bir şarkıcı Emrah vardı bir de oyuncu. Şimdi ise senaryo yazarı ve yönetmen Emrah’tan bahsetme vakti geldi. Emrah Erdoğan ilk sinema filmi Gelmeyen Bahar’da kadına şiddeti, namus cinayetlerini, Türk aile yapısında iletişimsizliğin yol açtığı sorunları beş kişilik bir ailenin yaşadıkları üzerinden anlatıyor. Kadına şiddetle ilgili farklı olaylar ve bakış açılarıyla geliyor film. Aynı hikâyede hem eşe, hem evlada, hem akrabaya yapılan zulümlerden bahsediyor. Başrollerde Orhan Alkaya, Beyza Şekerci, Duygu Keser, Hasan Küçükçetin gibi isimler var. Film, tam bir kurgu harikası. Bir bulmacının parçaları teker teker açılıyor ve ortaya büyük resim çıkıyor.

Haberin Devamı

EVE DÖNÜŞ: SARIKAMIŞ 1915

Savaş sonrası travması

‘Eve Dönüş: Sarıkamış 1915’; savaşın, açlığın, soğuğun, yalnızlığın insan üzerindeki etkilerini ürkütücü, şaşırtıcı ve etkileyici detaylarla gözler önüne seren bir savaş sonrası filmi. Alphan Eşeli yönetiyor. Başrollerde Uğur Polat, Nergis Öztürk, Serdar Orçin ile Muharrem Bayrak var. Binlerce askerin şehit düştüğü Sarıkamış Harekatı ardından, Bakü’de Hariciye Nazırlığı’nda görevli Kalem Müdürü’nün eşi Gül Hanım ve kızları Nihan, yanlarında Erzurum yolunda kendilerine eşlik eden Hariciye Nazırlığı üyesi Saci Efendi ile zorlu ve sert iklim koşullarının hüküm sürdüğü ıssız topraklarda yol alıyor. Nihayet harabeye dönmüş ve terk edilmiş bir köye ulaştıklarında karşılarına kendileri gibi kaybolmuş yeni savaş mağdurları çıkıyor. Birbirlerinden farklı, değişik kültüründen gelen sekiz kişi bu zorlu ortamda hayatta kalmak için zaman zaman insanlıklarından ödün verir hale geliyor. Sekiz kişi arasındaki askerlerin savaş travması sonucu acımasız birer canavara dönüşmesi pek çok kanlı sahneye gebe.

Haberin Devamı

YOU WILL MEET A TALL DARK STRANGER

UZUN BOYLU ESMER ADAM

Woody Allen’dan çatırdayan evlilikler üzerine

Woody Allen’ın 2010’da çektiği ‘Uzun Boylu Esmer Adam’, gecikmeli olarak vizyonda. Antonio Banderas, Josh Brolin, Anthony Hopkins ile Gemma Jones’un oynadığı film çatlayan evlilikler, boşanma ve aldatma üzerine bir senaryoya sahip. Olaylar İki evli çift, Alfie, Helena ve kızları Sally ile kocası Roy arasında geçiyor. İki çiftin evlilikleri çatırdamakta. Yaşadığı hayattan sıkılan Alfie onca yıllık karısı Helena’dan ayrılınca bundan ilk başta en fazla zarar gören Helena oluyor. Yaşlı kadın soluğu bir falcıda alıyor ve birebir onun dediklerini uygulamaya başlıyor. Alfie ise bir süre sonra genç bir telekız olan Charmine ile evlenme kararı alıyor. Kızı yaşındaki sevgiliyle baş etmesi kolay değil tabii. Diğer yanda Sally ve Roy’un yoksulluk ve mutlu olmayan iş hayatları nedeniyle sallanan evlilikleri araya üçüncü kişileri de alıyor. Uzun Boylu Esmer Adam, Woody Allen’ın iyi filmlerinden değil ama her Woody Allen filmi gibi sonuna kadar ilgiyi ayakta tutmayı başarıyor.

ELLES

KADINLAR

Üniversiteli fahişeler üzerine

Malgorzata Szumowska’nın yönettiği ve Juliette Binoche, Anais Demoustier, Joanna Kulig ile Louis Do de Lencquesaing’in oynadığı Kadınlar, 31. İstanbul Film Festivali’nde Dünya Festivalleri bölümünde yer almıştı. Film toplum, kadın, ahlâk, özgürlük hareketleri gibi bir fenomen olarak algılanan öğrenci fahişeliği üzerine. Fahişelik yapan üniversite öğrencileri hakkında bir makale yazan araştırmacı gazeteci Anne, Parisli, iki çocuk sahibi bir kadın. Fahişelik yapan başına buyruk genç Alicja ve Charlotte ile yazısı için yürüttüğü huzursuz edici, derin görüşmeler, Anne’ın para, aile, cinsellik ve kendi monoton yaşamı hakkındaki en temel inançlarını sorgulamasına yol açıyor. Para, aile, cinsellik hakkında en temel ahlâk kurallarını ve inançları sorgulayan Kadınlar’da Anne’ı, Juliette Binoche canlandırırken, genç fahişeleriyse Joanna Kulig ve Anais Demoustier oynuyor.

TO THE WONDER

AŞKIN İZLERİ

Yabancı ülkede terk edilmek

En son Hayat Ağacı (Tree of Life) filmini izlediğimiz usta yönetmen Terrence Malick, yaşına rağmen üretkenliğini sürdürüyor. Aşkın İzleri, yönetmenin 1998’de ölen eski karısına adadığı film. Ben Affleck, Olga Kurylenko, Javier Bardem ile Rachel McAdams’ın oynadığı film, merkezine kadının iç dünyasını, yitip giden aşkları, ihaneti ve duygu karmaşalarını almış. Neil, Paris’te tanıştığı Marina ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlıyor ve yeni bir hayat kurmak üzere Amerika’ya yerleşiyor. Fakat bir süre sonra Neil, çocukluk aşkı Jane ile karşılaşıyor ve Marina’yı yabancısı olduğu bir ülkede aniden yüzüstü bırakıyor. Terk edilmenin ardından aşk ve ihaneti sorgulayan Marina da inanç hakkında şüpheleri olan Rahip Quintana ile görüşerek hayatındaki soru işaretlerini çözmeye çalışıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!