Güncelleme Tarihi:
◊ Herkes “Uzak Şehir”den bahsediyor. Bu durum size kendinizi nasıl hissettiriyor?
- Muhteşem bir duygu. Öylesine bir motivasyonla çalışıyoruz ki, herkesin bizden bahsettiğini, “Uzak Şehir”in izleyicide uyandırdığı büyük yankıyı hem sizlerin ilgisiyle hem de şehir dışına gidip gelen ekip arkadaşlarımızın anlatımları sayesinde görüyoruz.
Tabii ki herkesin dizimize gönül ve kıymet vermesi çok harika bir duygu. Buradaki en büyük motivasyonumuz da reytinglere yansıyan bu beğeni. İzleyiciden gördüğümüz bu harika ilgi bizleri hem mutlu hem de motive ediyor.
◊ Her hafta kendi reyting rekorunuzu kırarak devam ediyorsunuz. Siz bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
- Ben bu başarıyı samimiyete, inceliğe bağlıyorum. Gerek yapımcımız gerek senaristlerimizle, kamera önü, kamera arkası emek veren ekibimizle sadece en gerçekçi ve samimi şekilde işimizi en iyi şekilde yapmaya adapte olduk. Başarımızı ekip olmaya odaklanmış şahane oyuncu kadromuza, şahane yönetmenlerimize, incelikli çalışmamıza bağlıyorum. Bu başarı, işini en iyi şekilde yapmaya çalışan, yapaylıktan uzak, samimi ekip ruhunun tezahürü diyebilirim.
ŞU ANDA KARİYERİMİN EN KIYMETLİ DÖNEMİNDEYİM
◊ Muzaffer’i Cihan’a olan bağlılığı ile izliyoruz. Siz onu nasıl tanımlarsınız?
- Konağın kalbi, Cihan’ın baba yarısı. Çünkü Muzaffer, Cihan’ın babasının sağ koluydu. Dolayısıyla oradan başlayan bir bağ söz konusu. Cihan’ı da Azem’in devamı gibi görüyor. Hem Cihan’a hem Azem’e bağlı. Emaneti çok önemseyen ve bu emaneti korumak için elinden, kalbinden ne geliyorsa yapmaya çalışan biri. Konağı, Kaya’yı, Kadir’i de kolluyor. Muzaffer tam bir emanet adamı.
Üstelik tam bir aile adamı da. Aile kavramını çok önemsiyor. Kızını ve karısını çok seviyor. Çok mutlu bir evliliği var. Zaten dizide en mutlu çift biziz, Ümmü ile.
◊ Kariyerinize adım attığınız günden bu yana birçok oyunda ve yapımda rol aldınız. Nasıl bir kariyerdi sizin ki?
- Çok güzel bir yolculuk olarak görüyorum kariyerimi. Geriye dönüp baktığımda içerisinde yer almaktan mutlu olduğum projeler görüyorum. Tiyatro oyunlarında çok önemli rollerde oynadım. Ulusal ve uluslararası festivallere katıldım. Bu açıdan gerçekten mutlu bir adamım.
Bugüne kadar oynadığım her projede hep en iyisini yapmaya çalıştım. Şu anda da kariyerimin en güzel ve kıymetli dönemlerinden birindeyim.
MÜZİK HAYATIMIN HER YERİNDE
◊ En çok hangi projenizi sevdiniz?
- Tek kişilik oynadığım “Dost” oyunundaki Âşık Veysel rolüm. Gerçekten gönlümde ayrı bir yere sahip.
◊ Senaryoda en çok neye dikkat ediyorsunuz?
- Senaryonun ruhu ve duygusu. Senaristin ruhunu, senaryonun duygusunu görmeye dikkat ederim.
◊ “Uzak Şehir”in yeni bölümünde sizi saz çalarken görüyoruz. Müzik hayatınızın neresinde?
- Çok keyifli bir türkü sahnemiz var Ozan (Akbaba) ile. Müzik hayatımın her yerinde ve kalbim attığı sürece hep hayatımda olacak. Oyunculuğa başlamadan önce aslında müzik vardı hayatımda. Müzikten uzak kaldığım her an bir kayıp bir zaman dilimidir. Sıkılıp, daraldığımda muazzam bir kurtarıcıdır.
ARADA DOĞAÇLAMALAR YAPIYORUZ
◊ “Uzak Şehir”de Kadir karakteri ile olan sahnelerizde doğaçlama yapıyor musunuz?
- O kadar kıymetli ve şahane oyuncularla çalışıyoruz ki gerçekten her biri pırlanta gibi. Kadir’i oynayan Burak Şafak’la çok sahnemiz var. Birlikte çok mesai harcıyoruz, Cihan’ın yanında. Ara sıra yaramazlık yapabiliyoruz tabii ki senaryonun genel işleyişini bozmadan.
Güzel doğaçlamalar, tatlı tatlı anlar ortaya çıkıyor. Çünkü zaten sete çalışarak gidiyoruz. Hazır gidip biraz da üstüne düşününce hem sahnenin hem rolün üzerine bazı doğaçlamalar çıkıyor. Burada yönetmenlerimize teşekkür ediyorum o alanı bize açtıkları için. Burak’la da abi kardeş gibi olduk zaten.
MARDİN BANA GÜZELLİKLER KATTI
◊ Mardin’de yaşamaya başladınız...
- Hayatımız çok değişti. Sadece benim değil ailemin de. Eskişehir’de yaşıyorum. Şehir Tiyatrosu oyuncusuyum aynı zamanda. Eşim ve oğlumdan başka bir yerde yaşamaya başladım. Başta biraz tereddüt etmiştim. Ama ne mutlu ki olumsuz şekilde değişmedi hayatımız. Ben zaten Mardin’i görmeyi çok istiyordum. Bir sene Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda oyunculuk yapmıştım. Diyarbakır çevresinde sadece Mardin’e gelememiştim. Eylülden beri neredeyse buradayız. Bu coğrafyayı, çok kültürlülüğü, buradaki mistisizmi, Mezopotamya dokusunu seviyorum. Mardin bana güzellikler kattı.