Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin!

Güncelleme Tarihi:

Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2025 08:20

Timur Acar, başrolünü Aslıhan Güner’le paylaştığı “Sonradan Gurme” filmiyle beyazperdede seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Kendisiyle Gaziantep’te çekilen bu film vesilesiyle bir araya geldik; şehirdeki maceralarını, aile hayatını ve kariyerini konuştuk.

Haberin Devamı

◊ “Sonradan Gurme” 9 Mayıs’ta vizyona girecek. Çekimler Gaziantep’teydi. Nasıl bir serüvendi?

- Ben Gaziantep’e daha önce çok gittim. Orada arkadaşlarım da, kuzenim de var. Antep’i seviyorum. Çekim aşamasında sokaklardaydık, özellikle kovalamaca sahneleri zor oldu. Yoğun bir ilgi vardı çünkü. Ama çok keyifli geçti. Antep keyifli bir şehir.

◊ Çekimler sırasında komik anılarınız oldu mu?

- Antep’e gittiğin zaman yemeden duramıyorsun. Filmde devamlılık asistanı çok zorlanmıştır. Hamdi (Alkan) Hoca ile de aramızda “Yemeyin oğlum bir dakika, sahneyi çekeceğiz” gibi diyaloglar yaşandı. (Gülüyor)

◊ Gaziantep’e gidenler genelde kilo alıp dönüyor. Siz kaç kiloyla döndünüz?

- 1.5 kilo almışım. Tatlıyla aram hiç yok, oradan yırtıyorum. Antep’e gidip tatlıya düşkünseniz işiniz zor. Et yerseniz daha kolay hazmedebilirsiniz. Yemeden durmak bir başarı. Ben de onu başardım.

Haberin Devamı

◊ Sizi beyazperdede nasıl bir karakterle izleyeceğiz?

- Tarık karakteri iş için Gaziantep’e gidiyor. Antep Kalesi içindeki gizemli hazinenin peşinde. Gitmişken yan komşusu kebapçının kızına âşık oluyor. İkilemde kalıyor; gideyim mi, kalayım mı diye. Mutluluğu mu seçeyim, idealimin peşinden mi gideyim diye düşünüyor.

Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin

İDEALLERİN PEŞİNDEN GİTMEK SÜRPRİZLİ

◊ Siz ideallerinizin peşinden mi giderdiniz, yoksa mutluluğu tercih eden taraf mı olurdunuz?

- İkisinin de hayatta önemi var ama ideallerin peşinden gitme taraftarıyımdır. O daha sürprizli geliyor.

◊ Yer aldığınız işler daha sinema ağırlıklı. Bu sizin bilinçli tercihiniz mi oldu?

- Bilinçli bir tercih değil. “Çakallarla Dans” filmine bir girdik, 7’ncisini çektik. Seriye girince bırakamıyorsunuz. Böyle bir yolculuk olacağını ben de tahmin etmiyordum.

◊ Komedi dendiğinde akla ilk gelen isimlerdensiniz. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?

- Rahatsızlık duymuyorum. Arada başka işler de yapıyorum ama bu işin böyle bir etkisi oluyor. Onu da yavaş yavaş kırıyoruz. Yaş aldıkça insanın düşünceleri, tavırları değişiyor. Dram da oynuyoruz yeri gelince.

Haberin Devamı

◊ Gerçekte komedi hayatınızda ne kadar var?

- Günümüz dünyasında komedi algısı çok değişti. Gerçek hayatta da çok komik olan insanlar var.

◊ Sizin evde güldüren taraf siz misiniz?

- Genelde onun peşine düşüyoruz. Öbür türlü hayat geçmez, biraz eğlenmemiz lazım. Keyifsiz bir hayat sürmektense işin komedisini aramak daha doğru. Bazı şeylere gülüp geçmeden olmuyor. Aksi halde daralıyorsunuz.

◊ Şu anda hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

- Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, “Hayda, o kadar oldu mu ya” dediğim bir dönemdeyim. Hele hayatımıza katılan küçük bireyle beraber zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamıyorum. Hafta nasıl bitiyor, onu bile anlamıyorum. Gençken hiç geçmeyecekmiş, hep 20’de kalacakmışız gibi geliyordu. Şimdi 45’e geldik. Ama 40’tan sonrası iyiymiş.

Haberin Devamı

◊ 40’tan sonra nasıl bir değişim oldu sizde?

- Bir şeyler oturuyor hayatınızda. Eskiden daha fevriydim. Ama 40’larda “Dur be oğlum, böyle de olabiliyormuş” diyebiliyorsun. Bir de aceleci bir yapım vardır. Bir an önce olsun isterim bir şeyin. Oysaki öyle değilmiş, bir akarı varmış bu hayatın. Onu fark ediyorsun. Öyle bir çağdayım. Hayat zaten kısa. Koşmanın lüzumu yok. Acele etmeden; manzarayı kaçırmadan ilerlemek lazım.

◊ Bir röportajınızda sinirli bir yapınız olduğunu söylemişsiniz. 40’tan sonra o yönünüz de duruldu mu?

- Durduruyorum kendimi. Aniden sinirlenmek çok zarar veriyor. Sonrasında pişman olabiliyorsunuz. 40’tan sonra sakinliyor insan.

Haberin Devamı

◊ Kariyerinize dönüp baktığınızda içinizde ukde kalan bir şey var mı?

- Valla yok. Çünkü benim için güzel gelişti. Tiyatroyla güzel bir şekilde tanıştım, ondan sonraki İstanbul’a gelişim ve tiyatroya devam edişimle Türkiye’nin veya İstanbul’un en iyi tiyatrolarında görev aldım. Pek ukde kalan bir şey yok. Rahatım o konuda.

Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin

JÖN OLMAKTANSA ALTERNATİF ROLLERİ OYNAMAYI SEVERİM

◊ Tiyatroda da aktifsiniz. “Şirreti Evcilleştirmek” adlı oyunla sahnedesiniz...

- 19 yıl önce mezun oldum, 17 senedir sahnedeyim. Bu benim için bir fırsat. Bunu yapmak isteyip yapamayan birçok oyuncu var. Her oyuna çıkmadan önceki heyecan, “Repliklerimi unutur muyum acaba?” diye düşünmek ama oynarken laflar ağzınızdan çıkarken bambaşka şeyleri kafanızdan geçirmek, o heyecan tuhaf... Belki de vazgeçilmeyen, bu mesleği vazgeçilmez kılan o.

Haberin Devamı

◊ Jön olmak ister miydiniz?

- Tabii ki çok keyifli bir olay ama benim beğendiğim roller jön rolleri değil. Jönün arkasında, yanındaki karakterler olur ya, onları oynamak daha çok hoşuma gidiyor. Jönlük zor iş. Bir kere çok göz önündesiniz. Özel hayat yönünden ayrı zor. Bir de herkesin işi biter, jönün işi bitmez. Bir jönün çok yorucu bir hayatı olsa gerek. Alternatif rolleri oynamak güzel.

◊ Şimdiki aklınızla bu mesleğe yeni başlayanlara ne öğüt verirdiniz?

- Kolay vazgeçme, üstüne git derdim. Biraz vazgeçen tarafım vardı çünkü. Mücadele et, devam et, geri plana çekilmeye gerek yok. Mesleğe giren arkadaşlara da önerim odur. Atılın. Öyle bir mesleğin içerisindeyiz; devamlı gelişen ve değişen.

Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin

ÜNLÜ OLDUĞUMU UNUTUYORUM

◊ Oyuncu olmak isteyen çok kişi var artık. Bir kısmı da şöhretin büyüsüyle bu işi seçiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Evet, herkes ünlü olmanın derdinde. ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık bence. Ünlü olmak biraz yanlış anlaşılmalardan ibaret milletin gözünde.

◊ Nasıl bir yanlış anlaşılma? Size göre ünlü olma durumu nedir? Siz o tarafı nasıl yönetiyorsunuz?

- Bazen unutuyorum. Unutmak da güzel. Unutmadığınız zaman ruhunuza, bedeninize çok zarar verebilecek bir şey. Benim için çok da fazla bir şey yok. 2008-2009 yıllarında sektörde adımı duyurmaya başladım. Bir yerden sonra alışıyorsunuz. Biz biraz daha şanslı bir jenerasyonduk bence. Ustalarla beraber kendimizi geliştirdiğimiz dönemler oldu.

Günümüzdeki oyunculuk artık çok hızlı. Bir anda parlayabiliyorsunuz ve bir anda gidebiliyorsunuz. Bizde basamaklar vardı, o basamakları tırmanma sürecini yaşıyordun.

Her şey yerine göreydi. Bir adabı vardı. Şimdi gerçekten yok. Artık keskin ve köşeli ilişkiler var. Bizim zamanımızda biraz daha iç içeydi. Tiyatroya hemen başlayamıyordun. Bir tiyatro salonuna gidip orada birkaç tefrişat işi falan yapıyordun önce. Şimdi bunu yapacak çocuklar da yok. Hemen meşhur olmak istiyorlar. O zor bir yolculuk. Şimdi her an meşhur da olabilirsin. Çektiğin bir videoya bakıyor her şey. Ama nasıl devam edeceksin? Bu işi akıllıca yapanlar sistematik şekilde yollarını çiziyor ama bir anda gelenler bir anda gidebiliyorlar. Benim açımdan ise keyifli bir şekilde bu mesleği yapmak güzel. Ben onun peşindeyim.

◊ Dizi projeniz var mı yakın zamanda?

- Önümüzdeki sezona, eylüle konuşulan bir işimiz var. Şu an çok taze ama, senaryosu bile yazım aşamasında.

Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin

KAFA DAĞITMAK İÇİN BU FİLMİ İZLESİNLER

◊ Sizce seyirciler “Sonradan Gurme”yi neden izlemeli?

- Kafa dağıtmak için, keyif almak için, gülmek için... Gülmeye ihtiyacımız var. Birazcık günlük dertlerden uzaklaşıp, sevdikleriyle güzel vakit geçirmek için izlesinler. Filmde güzel görseller var. Antep, Antep’in sıcak insanları ve bol kahkaha var.

EVDE DOMİNANT TARAF EDA

◊ Mutlu evlilik yürütebilen nadir sanatçılardansınız. Eda Özerkan ile bu dinamiği nasıl sağladınız?

- Bu böyle her zaman süt liman geçmedi. Gerçekten zordu. 2-2.5 senesi pandemiyle geçti. Ama birbirimize alan açtık. Ben doğaya, denize düşkün bir adamım. Doğaya giderim, yaylaya çıkarım. 2-3 gün telefon çekmeyen yere de giderim. Dengeyi bulduk. Kızım da müzikle ilgileniyor. Piyano çalıyor.

◊ Anne ve baba oyuncu. Kızınız Eliz’in idealleri var mı?

- Eliz bizi ilk izlediğinde onun bir oyun olduğunu algılayamadı. 1 sene drama derslerine gitti, orada çözdü. Mesela rol gereği evleniyorum, “Baba gerçekten evlenmiyorsun değil mi?” diyordu. Ama Eliz’de pek oyunculuk tutkusu yok. Voleybol ve piyano tutkusu var şu an. Voleybolda Filenin Sultanları’yla gelen o etkileşim, acayip bir şey oldu onun hayatında.

◊ Nasıl bir baba-kız ilişkiniz var?

- Anneyle çok haşır neşir oluyorlar ama babayla zıpırlığı, haşarılığı fark ediyor ya, “Bu adam daha keyifli galiba” diyor. O noktayı keşfedince de sizden ayrılmak istemiyor.

◊ Bu durumda Eda Hanım ne yapıyor?

- Onu kırmamak gerekiyor tabii. Ama kızımla zıpırlık yapmak keyifli.

◊ Evde dominant taraf Eda Hanım mı? Siz daha kuralları yıkan tarafsınız sanki...

- Biraz öyle. Sevmiyorum ben kural falan. Kural tarafı hanımlarda olmak zorunda kalıyor.

Oyuncu Timur Acar: ‘Ünlülük’ denilen şeyin içi boş artık... Şimdi her an meşhur olabilirsin

EDA EN ÇOK ACELECİLİĞİMİ ELEŞTİRİYOR

◊ Proje seçerken eşiniz Eda Hanım’la birbirinize danışır mısınız?

- Konuşuruz tabii. “Sence nasıl?” diye sorarız birbirimize.

◊ En çok hangi konuda eleştiri alırsınız Eda Hanım’dan?

- Aceleciliğim konusunda. Tez canlıyım. Evden çıkarken de öyleyimdir. Ayakkabımı giyer, kapıda dikilirim. Kendimi “Hadi hadi” derken bulurum. Bir de unutkanımdır bayağı.

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!