Tatil yapacağım, ilgililere duyrulur

Güncelleme Tarihi:

Tatil yapacağım, ilgililere duyrulur
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2004 17:53

İsim vermeyeyim, geçenlerde bir köşe yazarı, Antalya’daki bir tesisi ‘Dünyanın en seksi oteli’ ilan ediyor ve öve öve bitiremiyordu. Mesela, “Hele otelin dört bir yanını gören 9.5 isimli muhteşem Presidential Suite’inde kalırsanız bir daha asla X Otel’den ayrılmak istemeyebilirsiniz” diyordu, bana başka bir meşhur köşe yazarının sözlerini hatırlatarak...

Haberin Devamı

Tabii, suçu sabit olana kadar herkes masumdur, böyle yazanı, hemen, ispatı olmadan, “reklam karşılığı” tatile, lokantaya yahut bara gitmekle suçlamak, “yargısız infaz” olur. Yanlıştır.

Aynı şekilde, markasını, modelini ve dükkanın telefonunu verdi diye, malum hanım yazara “o orgazm aletini sana bedava mı verdiler?” diye sormak da ayıp.

Tıpkı, “denemek için gelen” cep telefonunu öveni, yahut “denemek için” Ferrari’den araba isteyeni peşin peşin suçlamak gibi...

Yaptı, ama hele bi’sor, niye yaptı?

Neticede, herkes kendi vicdanından ve namusundan sorumludur, değil mi efendim!

Ben daaaa öyle!

*

İHALE İLANI

Turistik tesislere, uçak şirketlerine, lokantalara, mavi yolculuk düzenleyen yat acentalarına, otomobil kiralayan şirketlere, dalış malzemesi satan spor mağazalarına duyrulur.

Haberin Devamı

Bu köşenin sahibi Serdar Devrim, sonbaharda bir hafta daha tatil yapacaktır. Henüz nerede, hangi şartlarda kararını vermemiştir.

Tatil yaptığı tesis, biletini aldığı uçak şirketi, gezdiği tekne vs, tatili müteakip - yazarımızın memnuniyeti ölçüsünde - işbu köşeden hak edişi oranında reklam edilecek, övülecektir, şartlarda anlaşılırsa adresi, telefonu bile verilecektir.

Serdar Devrim’in tatilini üstlenmek isteyen, asgarî 5 yıldızlı kurum ve kuruluşlar, en geç 15 Eylül saat 17’ye kadar, Hürriyet Medya Towers’dan 100 milyon lira karşılığında ihale şartnamesini temin edebilirler.

İhale isme davet ve gizli artırma usulüyle yapılacaktır.

İlanen tebliğ olunur.

 

 

 

(*) Yazı yazıya benzesin diye abartıyorum. Tabii ki köşe yazarlarını ve sayfa sahiplerini “toptan” suçlamıyorum, çünkü bazen yazmamak mümkün değildir. İtiraf ediyorum ki, bir iki kere benim bile başıma geldi böyle bir hadise. Çok sevdiğim bir genç kız, yeni açılan bir tesiste halkla ilişkiler görevini üstlenmiş, patronuna fiyaka için tanıdığı bir iki gazeteciyi davet ediyor. Nasıl yazmayacaksın ? Bir arkadaşın bir lokanta açmış, senden iki kelimeyle bahsetmeni bekliyor. Bir vesileyle, küçük, sempatik bir otele, bir bara, kafeye gidiyorsun, işletmecisi, müdürü, ne bileyim garsonu sana çok sempatik geliyor... Yani bazı durumlarda yazmamak gerçekten zordur, bunu biliyorum. Bir çizgisi vardır bu işin.


Sözüm, bunu “geçim kaynağı” haline getirenlere.

Daha doğrusu ..

Ya, neyse, boşver!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!