Sultan'ın fendi Clinton'ı yendi

Güncelleme Tarihi:

Sultanın fendi Clintonı yendi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ne Clinton’ın Türkiye ziyaretinin yankıları, ne AGİT Zirvesi’nin gururu ne de o gün yapılan kavgalı dövüşlü DYP kongresinin bir önemi var: Ankara Ankara olalı böylesine tanık olunmayan buluşma nihayet yaşandı. ADA Kitap Müzik Multimedia’nın açılışında Türkan Şoray, korumalara rağmen öpülüp koklandı.

Sabahın erken saatlerinde çoluk çocuk toplanıp gelmiş bekliyorlar. Hava kasım ayına nispet sıcak mı sıcak, üstelik kalabalıktan salonda nefes alınmıyor, ama hiç zararı yok. Bir iki saatlik gecikmenin de önemi yok. Bekledikleri ünlüler taa İstanbul’dan kalkıp gelecekler. Tabii ki gelenlerin resimleri, kitapları, CD’leri imzalatılacak, ne kadar sevildikleri söylenecek, belki özel bir iki kelime konuşulacak, ama en önemlisi mutlaka ve mutlaka bir kez yanaklarından öpülecek.

DEMİREL’SİZ AÇILIŞ

Bu gerçekten çok farklı bir açılış olacak, çünkü uzun zamandır ilk kez bir açılışa Demirel katılmayacak. Gazete ilanlarında, yapılan anonslarda kurdeleyi kesecek ünlü olarak onun adı geçmiyor. Peki kimin adı geçiyor? Türk Sineması’nın badem gözlü Sultanı Türkan Şoray... Bununla da bitmiyor; gazeteci Duygu Asena, pop müziğin ‘‘Zor Kadın’’ı Sertab Erener, ‘‘Şebboy’’ klibiyle kızların sevgilisi olan Meriç, hafif aksanlı da olsa türküleriyle herkese kendini sevdiren Kubat, Af Grubu’ndan ayrıldıktan sonra müzik serüvenine yalnız devam eden Asrın, yakışıklı şarkıcı Taner, fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ ve Balkanlar’ın ünlü Koçani Orkestra’sı...

‘‘Kim bilir daha kimler gelecek’’ diye düşünen Ankaralı’lar, uzun zaman sonra bu kadar ünlüyü bir arada görebilmenin umuduyla cumartesi günü işi gücü bırakıp bulabildikleri araçlarla Eskişehir Yolu üzerindeki MESA Plaza’daki ADA Kitap Müzik Multimedia’nın açılışına koşarlar. Beklerken kitaplarla, CD’lerle ilgilenilir. Havasızlıktan alınlardan terler boşalır, küçük çocuklar sorar gözlerle annelerine bakarken tam saat 13.30 civarında kapıdan giren Türkan Şoray’la birlikte Ankara’ya yeniden güneş doğar gibi olur.

BÖYLE TUTKU GÖRÜLMEDİ

Türkan Şoray, açılışların vazgeçilmez kırmızı renkli kurdelesini kestikten sonra en az 10 adet güvenlik görevlisinin eşliğinde ofise alındı. Çünkü birazdan günün anlam ve önemine dair bir konuşma yapacak. Ama ofisten çıkıp çiçekli köşeye kadar gitmesi neredeyse yarım saat sürdü. Çünkü Cumhuriyet tarihinde bir kitap ve müzik markette görülmeyen kalabalığın kıskacına alınır. Güvenlik görevlileri etten duvar oluştururlar, ama Şoray korumalardan rahatsız olunca, her zamanki nezaketiyle ‘‘Niye izin vermiyorsunuz, onlar beni görmeye geldi. Lütfen aramızdan çekilin’’ uyarısını yapar, ama korumalar da işlerini yapmak zorundadır. Kısacası ne korumalar pes eder ne de hayranlar.

KARANFİL DESTE DESTE

Önce bir tabure bulunur, Şoray üstüne çıkartılır. Başından aşağı karanfil parçacıkları dökülürken Ankaralılarla buluşmaktan duyduğu mutluluğu ve açılışın önemini dile getirir. Tabii onu en çok etkileyen buradan deprem bölgesindeki çocuklara yardım gönderilecek olmasıdır. Sonra tek tek Ankaralılarla el sıkışır ve tabii yanağını uzatır. Öpmek ne kadar önemli bilinmez, ama yakınları bilir ki Şoray için dokunmak çok önemlidir. Tanısın tanımasın mutlaka karşısındakinin gözlerinin içine bakarak konuşur ve mutlaka elini tutar. ‘‘Tensel yakınlık kalbi ısıtır’’ diyenler haklı olmalı. Zaten bu ülkenin gelmiş geçmiş sinema eleştirmenleri ve izleyicileri onun sıcaklığından hep söz ederler. Sarılmalar, öpüşmeler dakikalarca sürer, ama ne kalabalık ne de aşırı sıcak azalır. Bunun üzerine Şoray fenalık geçirmesin diye, korumalarla koridorda bir tur attırılır. Bir köşede az önceki öpüşüp koklaşma seramonisi kaldığı noktadan devam eder. Ama bu törenin bitmeyeceği hissedilince Şoray, çıkışa doğru yöneltilir ve arabasıyla uzaklaşırken geride sevinçle karışık hüzün kalır. Salonu dolduran kalabalık Sultan’ın ardından ne yapacağını düşünürken içeriye bu kez ‘‘Zor Kadın’’ şarkısı eşliğinde Sertab Erener girer. Ama Sertab, kararlıdır. Eğer bir masada oturmazsa kimseye CD falan imzalamayacaktır. Bu kez ona bir masa bulunur. Üzerine çiçekli bir vazo koyulur. Ve Sertab da sıraya giren dinleyicilerine CD ya da resim imzalar. Tam o sıralarda heyecanlı dakikalar yaşanır. Çünkü Sertab’ın bir şarkısındaki ‘‘Tanrı unutmuş olsa daaa....’’ sözlerinden alınan birtakım karanlık güçler, aylardır sürdürdükleri tehditlerini bu kez bomba ihbarına kadar ilerletirler. Salonda kısa bir süre aranan bombanın izine rastlanmayınca gönüllere su serpilir.

Peki, salonun diğer bir köşesinde yanında getirdiği resimleri imzalayan İngiltere’den ithal pop şarkıcımız Meriç niye üzülmektedir. Çünkü resimler tükenmiştir? Meriç, hemen kaldığı BİLKENT Otel’den yeni resimler getirtir. Klip yönetmeni Deniz Akel’le çekimler sırasında yaşanan 3 haftalık ilişkiden vurgun yemiş gibi çıkan Meriç, taze kalplerin ilgisinden müthiş keyif alır.

Ankaralılar’ın bundan sonra sık sık ünlü isimlerle buluşturacak yeni bir mekan olan ADA Kitap Müzik Multimedie, Türkiye’nin ilk megastore’u olma özelliği taşıyor. Toplam 1200 metrekarelik alanda sadece 19 bin çeşit kitap, 20 bin çeşit CD ya da aksesuvar yok. Bir de sanat galerisi var. Burada ilk olarak fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ’ın ‘‘Baleylim’’ isimli sergisi yer alıyor.

ADA Megastore’un ortaklarından Hasan Tekin, yılların hayali ve son altı aylık çalışmanın ürünü olan eserlerinden gururla söz eder.

Şoray’dan son haberler

Bir yandan açılış gerçekleşirken bir yandan biz de Sultan’dan şunları dinledik.

Önümüzdeki günlerde İtalya’daki Sinema Festivali’ne katılacak olan Şoray, sıkı bir lahana çorbası rejimine girmiş. Ünlü sanatçı bu sayede tam 5 kilo vermiş. Hedefi 10 kilo.

Yakınları bilir, Türkan Şoray için hayatının en önemli eseri kızı Yağmur’dur. Varsa yoksa Yağmur diyen Şoray’ın hayatı o kadar kızına endeksli ki sanatçı cep telefonunu da sadece Yağmur’la görüşebilmek için almış. Eğitimine İsviçre’de devam eden 16 yaşındaki Yağmur, her gün saat 16.00 civarında dersten çıkınca annesine alo diyormuş. ‘‘Valla, numaramı sorsanız bilmem’’ diyor ve ekliyor, ‘‘Cep telefonunu Yağmur uzaklarda olduğu için aldım. İsteği anda beni arayıp konuşabilsin diye...’’

Yılbaşlarını sevmiyor Sultan. Onun için diğer günlerden hiçbir farkı yok. Bu yıl da Yağmur nerede isterse orada yeni yıla merhaba denilecek. Ve bu da muhtemelen Türkiye’de olacak. Çünkü Yağmur Türkiye’yi, annesini ve arkadaşlarını çok özlemiş.

Ünlüler geçidi yaşandı

Türk Sophia Loren'i Türkan Şoray bir yana günün konukları bu kadar da değildi! Gazeteci Duygu Asena, pop müziğin ‘‘Zor Kadın’’ı Sertab Erener, ‘‘Şebboy’’ klibiyle kızların sevgilisi olan Meriç, hafif aksanlı da olsa türküleriyle herkese kendini sevdiren Kubat, Af Grubu’ndan ayrıldıktan sonra yoluna yalnız devam eden uzun kıvırcık saçlı Asrın, yakışıklı şarkıcı Taner, fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ ve Balkanlar’ın ünlü Koçani Orkestra’sı...

Koçani Orkestrası coşturdu

Günün bir başka sürprizi de Balkanlar’ın dünyaca ünlü orkestrası Koçani Orkestra’nın gelişiyle yaşandı. Orkestra çalmaya başlayınca hava iyice ısındı ve gençler sokağa taştı. Müziklerini Goran Bregoviç’in yaptığı ‘Çingeneler Zamanı’ filminin trompetçisi Naat Veliov ve arkadaşları Ankaralıları coşturdu. Kırmızı şapkalı küçük kız da bu ritme kolayca ayak uydurdu.

Kokteyl hatırası

Açılış olur da kokteyl olmaz mı? Günün anlam ve önemi BİLKENT Otel’de düzenlenen kokteylde devam etti. Türkan Şoray, sıkı bir rejim yaptığı için tatlıların sıralandığı masayı sadece dekor olarak kullandı (yanda). Tabii herkes Şoray’la fotoğraf çektirmek istedi. Özellikle gecenin erkek konukları. İşte Şoray, Meriç, Hasan Tekin, Edip Akbayram ve Asrın (yukarda).



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!