'Tartışırız ama asla küs kalmayız'

Güncelleme Tarihi:

Tartışırız ama asla küs kalmayız
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2025 08:10

Tanıştıklarında liseye yeni başlamışlardı. 2’nci sene aynı sınıfa düştüler, sıra arkadaşı oldular. Aralarındaki bağ okuldan sonra da kopmadı ve 17 yılın sonunda aşka dönüştü. Şimdi kızlarıyla birlikte mutlu bir yuvaları var... Gökhan Türkmen ve eşi Sinem Türkmen’le bir araya geldik, ilişkilerini, çocukluktan kalma bayram anılarını ve heyecanını yaşadıkları yeni firmaları GTR DeneyEvi’ni konuştuk.

Haberin Devamı

İyi bayramlar. Öncelikle bayramın sizin için önemini sormak istiyorum.

- Gökhan Türkmen: İyi bayramlar... Eskisi gibi olmuyor tabii ama biz elimizden geldiği kadar geleneklerimizi korumaya, bayramlarda bir araya gelmeye çalışıyoruz. Sinem’in ailesi bunu daha iyi yapıyor. Bizimkilerde kopukluklar oluyor, bazen bir araya gelemeyebiliyoruz.Ama görüşmeler ve kutlamalar mutlaka oluyor. Sinem’in ailesi daha bağlı. Bayramın ilk günü kahvaltı mutlaka hep birlikte yapılır onlarda. Benim için güzel bir gün bayram. Çocukluğum aslında. Birbirini görmeye fırsat bulamayanların bir araya gelme ritüeli.

- Sinem Türkmen: Biz Karadenizliyiz. Ailemiz birbirine çok bağlı. Herkes birbirini gördüğünde çok mutlu olur. Buna şükrediyorum. Belli kalıpların dışına çıkmayı sevmiyoruz. Birlik olmak iyi hissettiriyor.

Haberin Devamı

Çocukluğunuza dair unutamadığınız bir bayram anınız var mı?

- Sinem Türkmen: Benim çok şeker toplama hikâyem var. Ben asker çocuğuyum, oturduğumuz lojmanda bütün çocuklar kapıları tek tek gezerdik. Eve çuvallarla geldiğim oluyordu! Bir kere babam “Bu kadar şeker toplanmaz” demişti. (Gülüyor)

- Gökhan Türkmen: Benim ablamla Kurban Bayramı anılarım var. Kurban, bayramdan önce getiriliyor ya, sürekli arka bahçeye bakıp “Orada mı hâlâ” diye kontrol ederdik...Öte yandan kilolu bir çocuktum. Çok şeker sever miydim hatırlamıyorum ama bir noktadan sonra dikkat etmem gerektiğini söyledim kendime. Spora meraklı bir yapım vardı. Liseye geçtiğimde artık fit bir çocuktum.

LİSE BOYUNCA SİNEM’İN HİSLERİMDEN HABERİ OLMADI

Lise yıllarında sıra arkadaşıymışsınız. İlk tanıştığınız dönemden bahseder misiniz?

- Sinem Türkmen: Benim annem okulda öğretmendi. Gökhan da okuldaki en cool, en sessiz çocuktu...

- Gökhan Türkmen: Evet, ben çok sessiz bir çocuktum. Herkesle anlaşamazdım. Bir-iki arkadaşım vardı. Kimseyle konuşmazdım, derslere odaklanmıştım. O zaman okulun yan tarafında bir cep vardı, Sinem’e orada denk geldim. Tanıştık ama sonra bir arkadaşlığımız olmadı. Lise 2’de aynı sınıfa düştüğümüzde samimi olmaya başladık. Önce çok yakın arkadaş olduk. Ben müzik grubu kurdum, Sinem vokal oldu. Yarışmaya katıldık hatta.O ilk tanıştığımız an ben ondan etkilenmiştim. Aynı sınıfa düşünce de mutlu olmuştum. Ama onun lise boyunca haberi olmadı hislerimden. Çok yakın arkadaştık ve o arkadaşlık ilişkimiz için sağlam bir zemin oluşturdu. Duygularımı direkt söyleseydim, belki de bu birliktelik kısa sürecekti. Ama sonraki yıllarda hep görüştük. Görüşmediğimiz bazı dönemler de oldu.

Haberin Devamı

İlişkiniz ne zaman başladı?

- Gökhan Türkmen: “Çatı Katı” albümüm çıktığında Sinem beni aradı. Kamera kiralama işi yapıyordu. “Klip çekiyorsun, neden benden kamera almıyorsun?” falan dedi. “Albümün lansmanı var, gelsene” dedim. Geldiği gün aramızdaki o dostluk ilerledi... Biz birbirimizi hak ettik bence. O his çok farklı. 17 yıl boyunca birbirimize hiç böyle yaklaşmayıp, sonra bir ilişkiye başlamak bence çok değerli.

- Sinem Türkmen: İnsan o yaşta artık hislerini ölçebiliyor. Sevgiyi doğru tanımlamak önemli. Bunu tanımladığımızda artık ilerleyebiliyoruz.

- Gökhan Türkmen: Zor ve mutlu zamanlarda birlikte olmak, asla kopmamak, ailelerin tanışması... Bunların hepsi çok kıymetli. 17 yıl boyunca tanıdığın, arkadaş olduğun insanla âşık olmayı, çocuklara ebeveyn olmayı öğreniyorsun.Sonra diyorsun ki zaten; “Artık sana aitim.” Biz birbirimize mecbur değiliz. Sevgimizi veriyoruz birbirimize. Aile de çok önemli. Onların bize duyduğu sevgi de önemli. Babalarımız iyi anlaşıyor mesela. Bunun olması güzel. Olmasaydı da yapacak bir şey yoktu, saygı duyardık.

Haberin Devamı

Tartışırız ama asla küs kalmayız

BİZDE KÜS KALMA DURUMU YOK

Anlaşamadığınız zamanlarda, sorunlarınızı nasıl çözersiniz?

- Gökhan Türkmen: Herkes gibi biz de kavga ediyoruz, tartışıyoruz tabii. Çok yüksek kavgalarımız da oldu. Her konuda aynı fikirde olamayız. Bizde kimse susmuyor. Ama artık kavga etmeyi de öğrendik. Birimizin durması önemli. İki taraf da sinirli olunca, toparlanmayınca büyüyor.O yüzden birimiz yükselince, diğeri susuyor. Eskisi kadar kavga da etmiyoruz artık. Yine ufak tefek tartışmalar oluyor ama sinirden değil, yoğunluktan. Biz aynı zamanda birlikte çalışıyoruz. Benim en yakın arkadaşım Sinem. Birbirimize tabii ki nazımız geçecek...

Haberin Devamı

- Sinem Türkmen: Herkes birbirinin alanına saygı duyduğunda iyi oluyor. Sorunun hemen konuşulması ve çözülmesi gerekiyor. Birikmemeli. Bizde küs kalma durumu yok. Tartışabilirsin, anlaşamazsın ama küs kalmamak çok önemli.

- Gökhan Türkmen: Evet, Sinem’le biz hiç küs kalmıyoruz. Zaten küs kalmak benim yapabildiğim bir şey değil. Hatalıysam özür dilerim. Egoya, kibre gerek yok. Gerektiğinde çocuklardan da özür dileriz. Kim hatalıysa o özür diler.

Tartışmalarınıza çocuklarınız şahit olur mu?

- Sinem Türkmen: Evet. Çocukların bunları görmesi lazım; insan nasıl tartışır, nasıl özür diler... Çocuklara hiçbir şey yansıtmama fikri bence yanlış. Onlar da doğrusunu görmeli, ne olduğunu bilmeli. Bazen çocuklar şöyle söylüyor: “İkiniz de aynı şeyi söylüyorsunuz ama birbirinizi dinlemiyorsunuz.”

Haberin Devamı

- Gökhan Türkmen: Fikir ayrılığı yaşadığımızda tartışırız ama bugüne kadar birbirimize karşı hiç saygısızlaşmadık. Çocukların önünde yaptığımız tartışma genelde araba içinde, ufak tefek fikir ayrılıkları yüzünden oluyor. Çocuklara da “Bu ciddi bir şey değil, tartışıyoruz ama çözeceğiz” diyoruz. Onlar o sırada hakem moduna giriyor! Ben de onlar tartışınca aynı şeyi yapıyorum. “Tartışmayın, güzel konuşun” diyorum.

KIZIM OLMASINI ÇOK İSTİYORDUM

Annelik ve babalık da zaman içinde öğrenilen kimlikler mi?

- Gökhan Türkmen: Biz 5 senedir bu anlamda birbirimizi daha iyi tanıyoruz. Çünkü anne-baba olarak tanımamıştık. Genç anne-baba olmak istedik. Bazı şeyleri çocuğuma öğretirken, öğrenmek de istedim. Kızım olmasını çok istiyordum, şimdi iki kızım var.

- Sinem Türkmen: Ama çocuklarla birlikte hayatımızda çok değişiklik olmadı.

Gökhan Bey sizin gözünüzden nasıl bir baba?

- Sinem Türkmen: Harika bir baba. Paylaşmayı sever, konuşmayı, tartışmayı, öğretmeyi, çocuklarıyla vakit geçirmeyi sever. Çocuklarla Gökhan’ın ilişkisi çok sevgi dolu, paylaşım odaklı. Ben tatlı bir baba olarak görüyorum.

Sinem Hanım nasıl bir anne?

- Gökhan Türkmen: Sinem de çok harika bir anne. Pozitif, enerjik, güler yüzlü. Bu beni çok mutlu ediyor. Birbirimizi dengeliyoruz aslında. Bu da önemli. Ben de enerjik olsam belki sıkıntı yaratırdı. Bence çocuklar da Sinem sayesinde mutlu oluyorlar. Ben dengelemeye çalışıyor gibiyim. Ev işlerinden de anlarım ama çok sevmem. Bir dolap alınır, Sinem’i ararlar mesela. O çok sever bunları. Ama ben de işten kaçmam. Evin şeklini değiştirmeyi Sinem’den öğrendim. Artık benim için ev taşımak çok kolay.

- Sinem Türkmen: Ben sürekli evin şeklini değiştiririm. İlk tartışmalarımız da bununla ilgiliydi hatta. Gökhan çıkıyor, ben değiştiriyorum!

DİZİ SÜRPRİZİ

Sizin kendi müzik çalışmalarınız ne durumda? Yeni bir şarkı var mı gündeminizde?

- Gökhan Türmen: Evet, “Yalan” diye bir şarkım var. Onu daha önce çıkarmayı hedefliyorduk ama araya başka şarkılar girdi. Şimdi Ümit Sayın’ın şarkılarından oluşan bir albüm çıkacak. Onun için “Dön Bebeğim”i söyledim. Yıllar sonra ilk kez Tarkan dışında birisi bu şarkıyı söylüyor. “Yalan”dan önce o çıkacak sanırım.

Albüm projeniz var mı?

- Gökhan Türkmen: Şu an yeni repertuvar toparlıyoruz, bitince albüm çıkarmak istiyoruz. Bu bizi çok heyecanlandırıyor. Ekim-kasım gibi çıkaracağız.

Konserleriniz de devam ediyor...

- Gökhan Türkmen: Konserler devam ediyor, evet. Bayramın ilk iki günü İstanbul’dayız, pazar günü Münih’te olacağız. Bu seneyi 100 konserle kapatmayı düşünüyoruz. Şimdiden 2026’yı da planlamaya başladık.

Müzik dışında, farklı projeleriniz var mı?

- Gökhan Türkmen: Bir dizi planlamamız var. Senaryosu yavaş yavaş yazılıyor. Durum komedisi olacak. Senaristimiz Serkan Dağlı. Acele etmemeye çalışıyoruz ama sonuca kavuşsun da istiyoruz. Bu, Sinem’in fikriydi.

Tartışırız ama asla küs kalmayız

‘GTR DENEYEVİ’ 12 HAZİRAN’DA AÇILIYOR

Kurduğunuz GTR Müzik şirketiyle yeni yeteneklere sektörde bir kapı açıyorsunuz, çalışmalarınızdan bahseder misiniz biraz?

- Gökhan Türkmen: Sinem menajerlik yapıyor. Müzik kısmında da elimizden geldiği kadar dikkat ederek yeni yetenekleri ailemize katmaya çalışıyoruz. Hep bir şeyler öğreniyoruz bu süreçten. Kolay değil aslında ama işi sevdiğimiz için kolaylaşıyor. İmza atılması gereken konularda profesyoneliz ama diğer her şeyde amatörüz. Biz de bunu böyle seviyoruz. Şimdi de GTR DeneyEvi’ni açıyoruz. Açılışı 12 Haziran’da yapacağız.

- Sinem Türkmen: Sektördeki boşlukları olabildiğince doğru şekilde doldurmaya çalışıyoruz. Böyle bir yapı kurmaya çabalıyoruz.

Önce müzik yapımla başladı, stüdyolaşma oldu. Hepsi bir araya gelince, 12 yılın sonunda “Biz ya bu yapıyı büyüteceğiz ya da başka bir yola gireceğiz” dedik.Sistemi geliştirmeyi tercih ettik. Yapım devam ederken, oyunculuğa da yöneldik. Çünkü müzisyenlerin aralarında oyunculuk yapan da var. Menajerlik verince, iki alanda da olması gerekiyor. Çalıştığımız arkadaşlarımız kalifiye. Gökhan da çok vizyoner. Risk alma biçimi çok konforlu. “Deneyin, olmayabilir” der sürekli. Biz her şeyi deneyerek yaptık. Aidiyet hissetmek önemli.

GTR DeneyEvi nerede açılacak?

- Gökhan Türkmen: GTR Müzik, Maslak’taydı. Bize uzak olduğu için oradan vazgeçmek zorunda kaldık. Hepsi tek bir yerde olsun istedik ve Ataşehir’i tercih ettik.

Yerin altında olmayan, çekimlerin rahat yapılacağı bir alan istiyorduk. Galiba oldu.

BAKMADAN GEÇME!