Güncelleme Tarihi:
◊ Oyunculuk kariyerine başlama hikâyenizi bizimle paylaşır mısınız?
- Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra Amerika’da işletme ve uluslararası ticaret alanında MBA yaptım. Coca-Cola’da uzun yıllar marka yönetimi, medya ve süreç yönetimi gibi alanlarda çalışarak klasik bir kurumsal kariyer çizdim. Kamera önünde olma isteği, çocukluğumdan beri içimde taşıdığım ama hep ertelediğim bir hayaldi. Pandemi dönemi, bu hayalle yüzleşmemi sağlayan bir dönüm noktası oldu. İçimde güçlü bir ses, “Ya şimdi ya asla” diyordu. Sadece kurumsal başarı peşinde koşarak hayatımı geçirmek istemediğimi fark ettim ve oyunculuğa adım atmaya karar verdim.
◊ Canlandırdığınız karakterlere hazırlanırken nasıl bir süreç izliyorsunuz?
- Karakterin hayatını, geçmişini, duygularını ve motivasyonlarını özümsemem gerektiğine inanıyorum. Onun yazılı hikâyesinin yanı sıra yazılmamış taraflarını da hayal etmeye çalışıyorum. Gözlem yapmak benim için çok önemli. Eğer karakterim gerçek hayatta karşımıza çıkabilecek birine benziyorsa, ona benzeyen insanları incelemek büyük bir ilham kaynağı oluyor. Mesela en son canlandırdığım avukat rolü için avukat bir arkadaşımla iletişime geçip adliyeye gittim, duruşmalara girdim. Bunun yanında canlandıracağım karakterle duygusal bir bağ kurmaya da çalışıyorum. Provalar sırasında karakter daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
MİZACIMA UZAK KARAKTERLER BENİ HEYECANLANDIRIYOR
◊ Sizi bugüne kadar en çok etkileyen rolünüz hangisiydi?
- Canlandırdığım tüm karakterler çok keyifliydi. Örneğin “Mezarlık” dizisindeki sosyopat Yalçın Gürgen son derece sert görüntüsünün altında yatan kırılganlıkla beni oldukça etkiledi. Fiziksel özelliklerimden dolayı genelde iş adamı, avukat ya da finansçı gibi “takım elbiseli” karakterlere hayat verdim. Ancak beni en çok heyecanlandıran, kendi yaşantıma ve mizacıma uzak olan karakterler. Mesela geçen yıl çektiğimiz “Gündüz ve Gece” isimli bağımsız filmde köyde yaşayan kaba, eğitimsiz, agresif bir adam olan Davut’u oynamak çok farklı ve unutulmaz bir deneyimdi.
◊ Bugüne kadar oynadıklarınızdan farklı bir türde; örneğin bir komedi projesinde oynamak ister misiniz?
- Kesinlikle isterim, hatta izleyiciler beni bir de komedide görmeli! Güçlü ve karizmatik rolleri oynamak çok keyifli ama benim için oyunculuğun en büyük motivasyonlarından biri, farklı türlerde kendimi sınamak.
O İSİMLER BENİ ETKİLEDİ
◊ Kariyeriniz boyunca birlikte çalışmaktan en çok keyif aldığınız isimler kimlerdi?
- “Aile” dizisinde çalıştığım Kıvanç Tatlıtuğ, Nur Sürer, Canan Ergüder gibi büyük isimlerle olan iş birliğimi özel buluyorum. Onlarla sette ve set dışında geçirdiğim zaman, onların oyunculuklarını ve profesyonelliklerini gözlemlemek bana çok şey öğretti. “Yasak Elma”da Şevval Sam’ın doğallığı ve içtenliği, “Mezarlık”ta Birce Akalay’ın disiplini ve ciddiyeti beni etkiledi.
İLK OYUNCULUK DENEYİMİ TİYATRO SAHNESİNDE
◊ Tiyatro yapmayı düşünüyor musunuz?
- Aslında benim ilk oyunculuk deneyimim tiyatro sahnesinde oldu. Çiğdem Tunç Tiyatrosu’nda Şoför Nebahat, Cahide Sonku, Astro Türkler 2123 ve Bir Eski Zaman Hikâyesi gibi oyunlarda yer aldım, turnelerle Türkiye’nin dört bir yanına gittim. Bu süreç, çok değerli tecrübeler kazanmama olanak sağladı. Tiyatro, oyunculuğun temelini atmak açısından benim için çok önemli bir deneyimdi ve bu süreç, sahneye olan bakış açımı derinleştirdi.