Spordaki başarı kriterleri iş hayatında da geçerli

Güncelleme Tarihi:

Spordaki başarı kriterleri iş hayatında da geçerli
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2004 22:30

Taner Sağır henüz 19 yaşında Olimpiyat Şampiyonu olmuş gencecik bir sporcu. Dört Olimpiyat, beş dünya gençler rekoru sahibi. Bulgaristan’da ‘dünyanın en güçlü insanlarının yaşadığı’ Deliorman’da doğmuş. Ankara Pursaklar’da (kendi deyimiyle) ‘Halter Mahallesi’nde oturuyor. Çünkü o mahalleden hep halterciler çıkıyor. Ailesi ‘boyun küçük kalır’ demesine karşın haltere başlamış. Boyu 1.75’i aşmış. Ağabeyi Nezir de onun gibi halterci ama boynuz kulağı geçmiş.

19 yaşında çıtayı çok yükselttiğini, tek hedefinin ‘geçilmemek’ olduğunu söylüyor. Şampiyona öncesinde sponsor aramış ama ‘yüz veren’ olmamış. Şimdi ümitli. ‘Reklamda, dizide oynar mısın’ diyoruz, ‘diziler bize uymaz ama reklamlarda oynarım’ diyor. Saçları güzel olduğu için şampuan, fiziği düzgün olduğu için spor ürünleri firmalarına göz kırpıyor. Başarısında şansın yeri yok. Ona göre başarı ‘kürsüde olmak’. Spordaki başarı kriterlerinin iş hayatında da geçerli olduğunu söylüyor. Yani, ‘disiplin, çalışmak ve inanmak’...

Aileni bize tanıtır mısın?

- Annem Kıymet, babam Fehim, ağabeyim Nezir.. Annem ilkokul mezunu, Ankara’da çaycılık yapıyor. Babam TIR şoförü, lise mezunu. Ağabeyim ile Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümünde eğitimimizi sürdürüyoruz. O da halterci. Ankara Demirspor Kulübü’nün sporcusu. Avrupa Gençler ikincisi ve üçüncüsü.

Evde kiminle daha iyi geçiniyorsun? Seni en çok kim teşvik ediyor?

- Aile içinde sorun yaşamıyorum. Çünkü yılın 313 günü kamplardayım. Onların yüzünü haftada bir gün görebiliyorum. Özlem gidermekten sorunlara fırsat kalmıyor.

HALTER MAHALLESİ

Haltere nasıl başladın?

- Ankara’da Pursaklar’da halter mahallesinde oturuyoruz. O mahalleden çok halterci çıktığı için oraya halter mahallesi deniliyor. Halterin nasıl bir spor olduğunu bilmeden arkadaşlarla izleyemeye gittik. Ağırlıkları kaldırıp kaldırıp atıyorlardı. Hoşuma gitti. Oradaki çocukların çoğu göçmen çocuklarıydı. Ben de Bulgaristan’da dünyanın en güçlü insanlarının yaşadığı Deliorman’ın ortasındaki Razgrad’ın İsperih kasabasında doğmuşum. Oradaki antrenörler, ‘Gel.. Sen Deliormanlısın. Senden ya halterci ya güreşçi olur, topçu olmaz’ demişlerdi. Akşam babama halterci olacağımı söyledim. ‘Boyun küçük kalır. Bu yükleri kaldıramazsın. Bak Naim’le Halil ağabeylerine, hepsi küçük boylu’ diye karşı çıktı. Ağabeyim benden daha iriydi. Ben çelimsizdim. Aynı anda haltere başladık, ben onu solladım geçtim. Babam ‘boyun kısa kalır’ demişti ama maşallah boyum 1.75’i geçti. Halterde dünyanın zirvesine çıktım. Halter benim aşkım. Ondan başka gözüm hiçbir sporu görmedi.

ÇITAYI ÇOK YÜKSELTTİM

Halterde hedefin nedir?

- Tek hedefim var, geçilmemek. 2005’te Dünya ve Avrupa şampiyonaları 2008’de Olimpiyat var. Ben çok genç yaşımda bu olimpiyat şampiyonluğum ile çok büyük bir sorumluluğun daha da ötesinde birçok haltercinin kaldırmakta zorlanacağı kiloların altına girdim. 19 yaşımda çıtayı çok yükselttim. Bundan sonra geçilmemem gerekiyor. Her girdiğim müsabakayı kazanmak zorundayım. Çalıştıkca belirli bir seviyeye geliyorsunuz. Önce Olimpiyatı kazanacağım seviyeye kendimi inandırdım.

Halter antrenörlerin kimler? Seninle özel olarak ilgileniliyor mu?

- Halter sporunda ne özel bir ilgi ne de torpil var. Kilolar önünde, kaldırırsan başarılı, kaldıramazsan başarısızsın. Kamptaki tüm sporculara eşit muamele yapılıyor. Beni Osman Nuri Vural, Muharrem Süleymanoğlu ve Cafer Topçu vardiyalı olarak çalıştırıyor.

Halterci olmasaydın hangi meslekte çalışırdın?

- Lisede bir tarih öğretmenim vardı. Dersi hikaye gibi anlatırdı. Masal gibi zevkle dinlerdim. O zaman o sevgi içimde gelişti. Tarih öğretmeni olmayı çok isterdim.

İÇKİ SİGARAYLA İŞİM OLMAZ

Halterli ve izinli günlerin nasıl geçiyor?

- Kamplarda sabah 08.30’da kalkıyorum. 09.30’ da kahvaltımı yapıp, 10.00’da antrenmana başlıyorum. 12.00’de bitiyor. 12.30’da öğle yemeğini yiyiyorum. İki saat uyuyorum. Saat 16.00’da ikinci antrenmana giriyorum. 19.30 yemek, 21.00’de üçüncü gece idmanını yapıyorum. Bu da 22.30’a dek sürüyor. 23.30’da ise yatıyorum. Kamp dışındaki izinli günümde öğleye kadar uyumayı tercih ediyorum. Bacaklarımda derman kaldıysa arkadaşlarla buluşup Kızılay’da dolaşıyoruz. Ya bir kafede otururuz ya da sinemaya gideriz.

Peki içki sigara var mı?

- İşim olmaz abi.. Gücümü duman etmek istemem. Onlara çok uzağım. Uzakta kalmaya çalışacağım.

HİÇ KIZ ARKADAŞIM OLMADI

Yakışıklısın, kızlarla aran nasıl?

- Haltere konsantre oldum. Kafam dağılmasın diye kızlarla uğraşmıyorum. Şu ana kadar bir tek kız arkadaşım yok dersem inanır mısın.

Geçimini nasıl sağlıyorsun? Sponsorların var mı?

- Geçim kaynağım şampiyonalarda kazandığım ödüller. Onlarla yaşıyorum. Şu anda sponsorum yok. Şampiyonadan önce çok aradım, kimse beni tanımadığı için yüz vermedi. Şimdi roller değişti. Herkes tanımaya başladı. Bekliyorum.

Şampiyonluktan sonra spor dışında reklam ve dizi filmi ile ilgili bir teklif aldın mı?

- Gelirse bakar değerlendiririz. Reklamda oynamayı severim, dizi ters düşer. Saçlarımın çok güzel olduğunu söylerler. Bir şampuan reklamı olursa hayır demem. Ayrıca vücut ölçülerim de fena değil hani. Spor malzemeleri tekliflerini de değerlendiririm.

Başarını tesadüf olarak mı görüyorsun, yoksa her zaman yapabileceğine inandın mı?

- Halter sporunda tesadüflerin yeri yoktur. Derecelerimde hep istikrar var. Geçen yıl Avrupa Gençler Şampiyonasında 165-200 yaptım. Büyüklere girdim. 167.5-200 yaptım. Burada 172-202.5 yaptım. Tesadüf bunun neresinde?

Disiplin, çalışmak ve inanmak

Şampiyon olanlarla, olmayanlar arasındaki fark nedir?

- Bir gün kazanır, bir gün kaybedebilirsiniz. Sporun güzelliği de burasında. İki kez Olimpiyat şampiyonu olan bir sporcu Atina’da ‘sıfır çekti’. Sporcunun o başarıya kendini inandırması, hem görmesi, hem de göstermesi ve antrenörüne güven vermesi gerekir.

Sporda ve iş hayatında başarılı olmanın kriterleri farklı mıdır?

- Kürsüde varsan başarılısın. Spordaki başarı kriterleri, iş hayatında da geçerlidir. Disiplinli olmak, çalışmak ve inanmak...

Sporla uğraşmak isteyen gençlere ve ailelere mesajın nedir?

- Aileler para var diye çocuklarını ya topçu, ya da popçu yapmak istiyor. Bu nedenle Türkiye’de 1.5-2 milyon futbolcu var. Buna rağmen yine de beklenen başarıları elde edemiyoruz. Halterde lisanslı sporcu sayısı sadece bin ama en büyük başarıyı da halter getiriyor. Son örneği Olimpiyatlar. Aileler çocuklarını başarılı olacakları spora yönlendirmeli. Futbolun dışındaki spor dallarına daha fazla ilgi gösterilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!