Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 02, 2005 00:00

Altıoklar’ın banyosunda ne olabilir kiBanyoYön: Mustafa Altıoklar Oyn: Selçuk Yöntem, Seray Sever, Demet Evgar, Janset, Sermiyan Midyat, Arda KuralKOMEDÄ° / DRAMBANYOMustafa Altıoklar, Türk sinemasının son dönemdeki en üretken yönetmenlerinden biri. 90’lı yılların ikinci yarısında yükseliÅŸe geçen sinemamızın; Ä°stanbul Kanatlarımın Altında, Ağır Roman ve O Åžimdi Asker gibi giÅŸe canavarı filmlerini yönetti. Asansör gibi deneysel çalışmalara imza attı. Banyo da bu kaygıyla çekilmiÅŸ bir film. Gül Abuz Semerci’nin aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan film, ‘Bir banyoda ne olabilir ki’ sloganıyla tanıtılıyor. Hikaye üç banyonun kapalı ortamında geçiyor. Popüler oyuncu kadrosuyla dikkati çeken çalışmasında Altıoklar, üç ayrı çift arasında yaÅŸanan ihanet zinciri özelinde, kadın-erkek iliÅŸkilerini, aldatma olgusunu ve Türk toplumunun cinselliÄŸe bakışını ele almak üzere yola çıkmış. Ancak iyi niyetlerle yola çıkmak yetmiyor. Popüler ile sanatsal olanı aynı potada eritmek, sinemada belki de en zor iÅŸlerden biri. Ne yazık ki, Altıoklar klostrofobik bir ortamda Türk toplumunun cinselliÄŸe ve aldatma olgusuna bakışını, belden aÅŸağı espriler ve defalarca kadraja sokulan Seray Sever’in göğüsleriyle özetlemekten öteye geçememiÅŸ. Röportajlarında ve basın toplantılarında dile getirdiÄŸi deneysel ve felsefi fikirleri, popüler olma kaygısını bir türlü aÅŸamamış. Bir diÄŸer ilginç nokta da; tamamı kapalı ortamda geçen, kameranın sürekli hareket ettiÄŸi, abartılı oyunculuÄŸun ve aksiyonun ön plana çıktığı, temponun hiç düşmediÄŸi Banyo için Altıoklar’ın, ‘Minimalist film çektim’ demesi. Minimalist sinema nedir? Senaryosal ve kurgusal oyunlara baÅŸvurmadan, hayatın dingin ritmini yakalamak adına aksiyondan mümkün mertebe kaçmaktır. Biçimde ve görsellikte abartıya baÅŸvurulmaz. Nesnel yaklaşım ön plana çıkar ve kamera genelde duraÄŸandır. Bazılarının iÅŸkence olarak kabul ettiÄŸi 6-7 dakikalık tek plan çekimlere yer verilir. Minimalist sinemaya, Tarkovsky’nin Stalker ya da Nuri Bilge Ceylan’ın Uzak filmlerini örnek olarak gösterebiliriz. Kısacası karşımızda, çektiÄŸi filmin türünü bile adlandıramayan bir yönetmen duruyor. Oyunculara gelince... Sermiyan Midyat dışında oyuncuların performansları inandırıcılıktan yoksun. Özellikle Demet Evgar’ın abartılı oyunculuÄŸu belli bir yerden sonra izleyiciyi rahatsız edici boyutlara ulaşıyor. Filmdeki mantık hataları ise yazmakla bitmez, ancak en büyük darbeyi final bölümündeki mantık hatası vuruyor. Oyunun yazarı Gül Abuz Semerci bile finalden memnun kalmadığını açıkladı. Altıoklar’ın basın toplantısında, Alejandro Gonzalez Inarritu’nun 21 Gram filmine yaptığı gönderme ise tam evlere ÅŸenlik bir açıklama. Inarritu filminde, insan ruhunun 21 gram olduÄŸunu iddia ediyordu. Altıoklar’ın filminde ise karısını banyoda bir erkekle yakalayan Necmi (Burak Sergen), aldatan erkek Sinan’ın kilosunun 82 kilo 20 gram olduÄŸunu öğreniyor. Ve Sinan’dan ereksiyon haline geçip tekrar tartılmasını istiyor. Sonuç 82 kilo 41 gram çıkıyor, yani 21 gram fark var. Ãœstün insan ütopyasına dair bir aksiyon filmiThe Island Yön: Michael Bay Oyn: Ewan McGregor, Scarlett Johansson, Djimon HounsouBÄ°LMKURGU / GERÄ°LÄ°M / AKSÄ°YONADAYıl 2119. Lincoln Six-Echo (McGregor), herkesin beyaz üniformayla dolaÅŸtığı, her ÅŸeyin üstün teknoloji ürünü olduÄŸu ütopik bir tesiste yaÅŸamaktadır. Lincoln de diÄŸerleri gibi ÅŸans oyunlarını hatırlatan bir çekiliÅŸte gidilen, cenneti temsil eden ‘Ada’ya gönderilmeyi beklemektedir. Ancak diÄŸerleri gibi tutsak bir beyne sahip deÄŸildir. Sürekli ‘Neden buradayım?’ sorusuna cevap aramaktadır. Lincoln çok geçmeden bir klon olduÄŸunu ve kopyalandığı insana ‘yedek parça’ temin etmek için yaratıldığını öğrenir. Lincoln ve kız arkadaşı Jordan peÅŸlerinde kelle avcılarıyla birlikte tesisten kaçmayı baÅŸarır. Ada, gelecekte hayatımızdaki bütün inanışları ve ahlaki deÄŸerleri altüst edecek genetik bilimin kışkırtıcı olasılıklarını konu alıyor. Peki böylesine derinlikli bir senaryo, Pearl Harbor ve Armageddon gibi büyük fiyaskolara imza atan, popüler sinemanın önde gelen isimlerinden Michael Bay tarafından yönetilirse ne olur? Michael Bay, genetik bilimin olası felaket senaryolarını, aksiyonda biraz aşırıya kaçsa da perdeye yansıtmayı baÅŸarmış. Filmde; 100 metreyi 8 saniye altında koÅŸan, IQ’su Stephan Hawking’e taÅŸ çıkartan üstün insan ütopyasının gerçekleÅŸtiÄŸi, klonlardan alınan taze organlar ile ölümsüzlüğe doÄŸru gidildiÄŸi geleceÄŸe dair birçok tartışmayı gayet şık aksiyon sahneleri eÅŸliÄŸinde izliyorsunuz. Ãœstelik film, Trainspotting ve Yıldız SavaÅŸları I-II filmlerinin asi Ä°skoç oyuncusu Ewan McGregor ile Bir KonuÅŸabilse’deki harika gülüşüyle hafızalara kazınan güzeller güzeli Scarlett Johansson gibi yetenekli oyunculara sahip. Ada’nın dezavantajları yok mu? Tabii ki var. ÖrneÄŸin aksiyon sahneleri John Woo filmlerini aratmayacak kadar fazla. Süre gereksiz yere uzatılmış. Final sahnesinde ölümsüz bir Hollywood kliÅŸesi sizleri bekliyor. Birçok spor ve otomobil markasının gizli deÄŸil açık açık reklamı yapılıyor. Ancak tüm eksilerine raÄŸmen Ada, gerek etkileyici senaryosu, gerekse temposu yüksek olay örgüsüyle tartışmasız haftanın en iyisi. Özgürlüğü yücelten müzikal bir şölenAs It Is In Heaven Yön: Kay Pollock Oyn: Michael Nyqvist, Frida Hallgren, Axelle Axell DRAMcennetin müziÄŸiDünyaca ünlü orkestra ÅŸefi Dareus, kalp krizi geçirince küçük bir kasabada inzivaya çekilir. Tabii bu haber, kasabada hızla yayılır ve Dareus ev kadınlarının ağırlıkta olduÄŸu kasabadaki kilise korosunun ÅŸefliÄŸini üstlenmek zorunda kalır. Kısa zamanda doÄŸal karizmasıyla sadece koroyu deÄŸil, tüm kasabayı etkisi altına alır. Ancak Dareus’un sıra dışı eylemleri kasabanın tutucu sakinlerinin tepkisini çekmekte gecikmez. Bu yıl En Ä°yi Yabancı Film dalında Ä°sveç adına Oscar’a aday gösterilen Cennetin MüziÄŸi, muhafazakár deÄŸer yargıları karşısında bireyin sonsuz özgürlüğünü savunan, daha önce defalarca iÅŸlenmiÅŸ bir konuya sahip. Ancak Kay Pollock bu bildik konuyu, dramatik yönü ağır basan, o kadar etkileyici bir dille anlatıyor ki, sinema eleÅŸtirmenleri bile ön gösterimde salonu gözyaÅŸları içinde terk etmek zorunda kaldı. Pollock, sadece bireysel özgürlüğü savunan bir filme imza atmamış. Katı Katolik deÄŸer yargılarına getirdiÄŸi eleÅŸtiriler de saÄŸlam bir felsefi altyapıya sahip. Filmin bir diÄŸer felsefi tartışma konusu ise; ‘Gerçek müzik nedir?’ sorusu. Tek bir notanın bile hatalı basılmadığı kusursuz orkestraların ÅŸefliÄŸini yapan Dareus’un yıllardır peÅŸinde koÅŸtuÄŸu gerçek müziÄŸi amatör bir kilise korosunda bulması gerçekten etkileyici. Cennetin MüziÄŸi, her ÅŸeyiyle insanoÄŸlunun varoluÅŸ nedenleri üzerine kafa yormaya yönelten bir drama. En azından bu filmi izledikten sonra, hayatınızı gündelik rutin kaygılara nasıl köle ettiÄŸinizi daha iyi anlayacaksınız. Bu filmi kaçırmak hata olur. HAFTANIN DÄ°ÄžER FÄ°LMLERÄ°Tatlı Cadı Be witched Yönetmen: Nora Ephron Oyuncular: Nicole Kidman, Will Ferrell, Shirley MacLaine ROMANTÄ°K KOMEDÄ°Ä°skelet Anahtar The Skeleton Key Yönetmen: Iain Softley Oyuncular: Kate Hudson, Gena Rowlands, Peter SarsgaardGERÄ°LÄ°MTerketme Sanatı Un fil a la patte Yönetmen: Michel Deville Oyuncular: Emmanuelle Béart, Charles Berling, Dominique BlancKOMEDÄ° Otostopçunun Galaksi Rehberi Hitchhiker’s Guide to The Galaxy Yönetmen: Garth Jennings Oyuncular: Martin Freeman, Zooey Deschanel, Mos Def Bilim-Kurgu MaceraBombon El Perro Yönetmen: Carlos Sorin Oyuncular: Juan Villegas, Walter Donado, GregorioDramSon Sosyalist MitterrandLe Dernier Mitterrand Yönetmen: Robert Guediguian Oyuncular: Michel Bouquet, Jalil Lespert, Philippe FretunBÄ°YOGRAFÄ°Bak Kim GelmiÅŸGuess Who Yönetmen : Kevin Rodney Sullivan Oyuncular : Bernie Mac, Ashton Kutcher, Zoe SaldanaKOMEDÄ°Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!