Sihirbazları çok severim

Güncelleme Tarihi:

Sihirbazları çok severim
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 1997 00:00

Haberin Devamı

Akmerkez'in dış cephe vitrinlerine hareketlilik getiren Ressam Ruben Alterio

Kişisel çalışmalarından illüstrasyona, moda desenlerinden vitrin tasarımlarına kadar resmi her alanda uygulayan Ruben Alterio Avrupa'nın en büyük moda desinatörlerinden biri olarak kabul ediliyor. Yaptığı son iş Türkiye'deydi. Alterio, Akmerkez'in bütün dış cephe vitrinlerini kendi tarzına göre dekore etti.

Baş ağrıtacak kadar rüzgarlı bir sabah. Akmerkez'in vitrinleri beyaz parşömen kağıtlarıyla örtülmüş. Sabah mahmurluğu herkesin yüzünden hissediliyor. Alışveriş merkezinin henüz bomboş, dükkanlar kepenklerini yeni açıyorlar... Asansörden inip toplantı salonuna yöneliyoruz. Kapının ardındaki ‘‘kişi’’yle tanışmamıza üç saniye kala, onunla ilgili imgeler geçmeye başlıyor kafamdan. Tıknaz, kel, göbekli ve bıyıklı bir erkek hayal ediyorum. 50 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bu kişi mükemmel bir Fransızca konuşuyor, çünkü uzun yıllardan beri Paris'te yaşıyor. Çok şık olmalı, diye düşünüyorum. Ne de olsa Zegna, Chanel, Kenzo, Escada ve Boucheron için moda çalışmaları yapıyor. Aynı zamanda entelektüel de olmalı, diyorum çünkü ünlü Fransız edebiyat ve müzik dergilerine afiş çalışmaları yapmış. Reklam dünyasını da yakından tanıyor olmalı. Mirabella, New-Yorker, New-York Magazine, Madame Figaro, Marie Claire gibi birçok kadın dergisine çizmiş. Kişisel sergilerinin yanında bir de büyük alışveriş merkezlerinin vitrinlerinden halka ulaşıyor. Garip biri...

Onunla ilgili varsayımlarımı henüz bitirmemişken kapı açıldı. Neyse ki şaşkınlığımı görmeyecek kadar uzak bir köşede oturuyordu. Elinde sigarası sabit bir noktaya bakıyordu. Onlarca resim masaya gelişigüzel yayılmıştı. Düş dünyasının birer karesi gibiydiler. New-York gökdelenlerinin ardından yükselen ay ve üzerinde tur atan bir motosikletli, hayallerinin peşine düşmüş bir pilot ve daha başka birçok resim... Birazdan Akmerkez'in vitrinlerindeki parşömen kağıtları inecek, oradaki hayalleri de ortaya çıkacaktı.

IŞIKLA OYNAYAN ADAM

Yanılmıştım. Ne göbekli, ne kel, ne de tıknazdı. Yirmi yıldan bu yana Fransa'da yaşamasına karşın tipik bir Latin Amerikalı gibi konuşuyordu Fransızcayı. ‘‘Sanatçılık genlerimde vardı belki de. Çünkü ailemde ‘doğru dürüst' iş yapan kimse yoktu: Babam ressamdı, bir amcam aktör, diğeri komedyen, dayım ise müzisyendi. Ben de hepsini olmak istedim’’ diyordu.

12 yaşında Güzel Sanatlar Fakültesi’ne yazılan Ruben Alterio, babasının ‘‘Her mesleği yapamazsın. Bir tanesini seç ve onda uzmanlaş’’ öğüdünü hiçbir zaman tutmamış. Resim eğitimi alan Alterio, belki sinema ve tiyatro dünyasına girmemiş ama resimde tek bir alana yoğunlaşmamış. Okulu bitirince Brezilya'ya gitmiş ve resimde başka arayışlara yönelmiş. Henüz 20 yaşındayken, dekorasyon mağazalarını canlandıracak tasarımlar yapar, ışıkla oynar, vitrinlere bir hareketlilik kazandırırmış... Aynı zamanda Arjantin'deki bir tiyatronun dekorlarını da yapan Alterio, resimde bir yerlere gelmek için çok gezmek ve görmek gerektiğine inanarak bütün Avrupa'yı gezmiş.

Fransa'ya yerleşmeye karar veren Alterio, bir arkadaşının ‘‘Moda dergileri için çalışmayı düşünür müsün?’’ sorusundan birkaç gün sonra, kendini moda dünyasının içinde buluvermiş. Ve sonraki yıllarda, ‘‘soyut olan resmi somut alanlara taşımak’’ felsefesini, temel dayanağı resim olan tüm alanlarda uygulamış. Öyle ki bir ara butik mimarlığı bile yapmış. ‘‘Üç boyutlu bu tasarımların bile başlangıcı eskizle oluyor. Teknik ayrıntılarıyla bir mimar ya mühendis ilgileniyor.’’

Ruben Alterio, bugün Fransa'da yayınlanan Moda Sözlüğü ve Nicolas Drake'in ‘‘Fashion İllustration Today’’ kitabında Avrupa'nın en büyük moda desinatörlerinden biri olarak geçiyor. ‘‘Çalışmalarımda en çok taktığım nokta ışık. Bir yerde mutlaka o ışık gözü almalı’’ diyor. Zor bir ressam olmadığını söylüyor. Vitrin dekorasyonu gibi işlerde siparişi veren insanlarla uyumlu olduğunu anlatıyor.

HAREKETLİ VİTRİNLER

Yaratıcılığı mesai saatlerine sığdırmak çok güç. Bu yüzden beyni yorulana kadar çalışıyor. Kimi zaman günde on iki saat, kimi zaman on dört saat. Bir eskizin üzerinda dört beş gün çalıştığı oluyor. Alterio şöyle anlatıyor: ‘‘Bir sergi açılışım vardı. Resimlerimi önceden götürmüştüm. Ama çalışmamdan tatmin olmadım. Bir gece önce galeri yöneticisinin haberi olmadan bütün resimlerimi topladım ve sabaha kadar yeni resimler yaptım.’’

Geçtiğimiz yıl Fransa'nın ünlü alışveriş merkezi Gallerie Lafayette'in tüm vitrinlerini dekore eden Ruben Alterio Noel'i üç boyutlu anlatmış. Akmerkez içinse bambaşka bir tema belirlemiş. Üç boyutlu olarak hazırlanan çalışmaları insanlara düş dünyasının kapısını açacak. Alterio şu ana kadar Türkiye'de hiç denenmemiş bir çalışmayı gerçekleştiriyor: Hareketli vitrin tasarımı.

‘‘Akmerkez'in dış cephe vitrinleri çok küçük. İnsanların dikkatini çekmek için vitrinlerdeki kenar boşluklarını kapattırıp üstüne ışıklar yaptırdım. Konsantrasyonu tek yerde toplamam gerekiyordu. Işığı kullandım. Önce çizimleri daha büyük olarak gerçekleştirmiştim ama resimleri küçültünce insanların konsantrasyonunu daha fazla çekeceğime inandığım için, bütün çalışmalarımı son anda yok edip yenilerini yaptım.’’

Değişik ülkelerde vitrin tasarımı yaparken o ülkenin kültürünü çok fazla göz önüne almadığını söylüyor Alterio. ‘‘Günümüzde küreselleşme her sanat eserinde kendini gösteriyor. Ben de evrenselliğin bir parçası olarak görüyorum eserlerimi.’’

Tutkunu olduğu tek şey; yaşam. Daha doğrusu varolmak! Bu yüzden yaşamda olabilecek her tür mucizeye de inanıyor. Doğa ötesi güçlere, reenkarnasyona, burçlara, sihire, her türlü gerçeküstü olaya kendini inandırmaya çalışıyor. ‘‘Sihirbazları çok severim. Çocukluğumdan beri hiçbir zaman bazı şeyleri nasıl yokettiklerini öğrenmek istemedim. Benim için cazip olan onların yok olmasıydı. Yaşama da öyle bakıyorum. Asla gerçekçi olamam.’’

Bir şey daha var... Ünlü cazcı Charlie Parker hayranı olan Ruben Alterio, kimi zaman arkadaşlarıyla biraraya gelip tenor saksafon çalarak da yaşamını renklendiriyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!