Şeytanla papazın randevusu

Güncelleme Tarihi:

Şeytanla papazın randevusu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 30, 2011 01:37

Bu şeytan çıkarma filmi de İspanya’dan. 15 yaşındaki Emma, içindeki şeytan daha da güçlendikçe çevresi ve ailesi için tehlikeli olmaya başlıyor. İblis, türe yeni bir şey getirmeyen, başrol oyuncusunun başarılı performansıyla ayakta duran vasat bir gerilim.

Haberin Devamı

Anthony Hopkins’li şeytan çıkarma filmi Ayin’i (The Rite) daha yeni izlemiştik.
Moda oldu.
İçimizdeki şeytanlara zülfikârlarla saldırmaya devam ediyoruz.
Elleri bacakları sandalyeye bağlı genç bir kızın karşısında elinde haç, tuhaf hareketler yapan papazlardan sıkılmadıysanız buyurun o zaman.
BEYAZ GÖZBEBEKLERİ VE KALINLAŞAN SES
Şeytanımız ve kızımız bu kez İspanya’dan.
15 yaşındaki Emma (Sophie
Vavasseur, Resident Evil: Apocalypse’teki
öğrencilerden), arkadaşlarıyla Londra’ya konsere gidemediği için annesiyle kavga ediyor.
Emma’nın geç saatlere kadar dışarıda kalmasına izin vermeyen ve onu evde eğitmek isteyen bir ailesi var.
Genç kız, astım krizi gibi bayılma ve titreme nöbetleri geçirdiğinde tedavi için hastaneye götürülüyor.
Ancak fiziksel bir bozukluk bulunamıyor Emma’da.
Ama böcekler, beyazlaşan gözbebekleri, kalınlaşan ses içindeki şeytanın kanıtı. İşte o noktada devreye papaz olan amcası Christopher giriyor.
Bir başka şeytan çıkarma ayininde başarısız olan Christopher, tüm gücünü yeğeni üzerinde kullanmaya kararlı.
Filmin düğümü de Christopher’ın ortaya çıkmasıyla çözülmeye başlıyor.
Finale kadar geri dönüşlerle Emma’ya olanları birer birer görüyoruz.
DUBLAJI DAYANILIR GİBİ DEĞİL
İblis, türün meraklılarına yeni bir şey söyleyebilen bir film değil. Birkaç ürkütücü sahnesi var ve kabul etmek gerekir ki başroldeki Sophie Vavasseur, vücut dilini gayet iyi kullanarak, filmi gülünç olmaktan kurtarıyor.
Hatta filmin en ürkütücü sahnelerinin Emma’nın öfkesini perdeye yansıttığı anlar olduğunu söyleyebiliriz.
Şeytan çıkarma filmlerinde sıkça başvurulan özel efektleri bu filmde görmüyoruz.
Gerilim ve korku daha çok başrol oyuncusunun oyun gücüne bırakılmış.
Vavasseur’un performansını göz önüne alırsak, iyi de olmuş aslında.
Ama o bile İblis’i vasat bir şeytan çıkartma filmi olmaktan kurtaramıyor.
Bir de öyle korkunç bir dublaj var ki filmde, tüm izleme keyfini alıp götürdüğü bir gerçek.

Haberin Devamı

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Avustralyalı süper kahraman

GRIFF THE INVISIBLE
ULTRA MEGA SÜPER KAHRAMAN
Yön: Leon Ford
Oyn: Ryan Kwanten
Tür: Dram-Bilimkurgu-Aksiyon
Süre: 90 dk.

Haberin Devamı

Gündüzleri sıradan bir ofiste çalışan ve çoğu zaman çevresi için alay konusu olan Griff, geceleri süper kahraman kimliğine bürünüyor. Kendini masum ve savunmasız insanları karanlık sokakların kötülüklerinden korumaya adamış bir Ultra Mega Süper Kahraman. Griff’in giderek tuhaflaşan davranışları karşısında endişelenen abisi onu Melody ile tanıştırıyor. Benzer tutkuları paylaşan genç bir bilimkadını olan Melody ile Griff birbirlerine aşık oluyorlar. Ultra Mega Süper Kahraman, Avutsralya’dan gelen bir süperkahraman hikâyesi.

Vudu büyüsüne karşı

NEEDLE
KARA BÜYÜ
Yön: John V. Soto
Oyn: Jane Badler, Tahyna Tozzi, Michael Dorman, Travis Fimmel
Tür: Korku
Süre: 90 dk.

Haberin Devamı

Kara Büyü, Avustralya’dan gelen ödüllü bir teen slasher. Dario Argento’nun büyük bir hayranı olduğunu söyleyen John V. Soto, bu ilk filmini biraz ‘Hellraiser’, biraz da ‘Ne Yaptığını Biliyorum’dan (I Know What You Did Last Summer) ilham alarak yazmış. Ben adlı öğrenci, ölmüş olan babasından esrarengiz bir kutu miras alıyor. Hemen ardından bir katil beliriyor ve arkadaşları birer birer ölmeye başlıyorlar. Bu korkunç ölümlerin arkasında yıllar önceye dayanan bir vudu büyüsü yatmakta. Kara Büyü geçen yıl Screamfest’te En İyi Makyaj, İngiliz Korku Filmi Festivali’nden de En İyi Görüntü Yönetimi, Özel Efekt ve Yardımcı Kadın Oyuncu dalında ödül almıştı.

Haberin Devamı

Kraliyet ailesinden oyunculuğa

TOUS LE SOLEILS
AŞKIN SESSİZLİĞİ
Yön: Philippe Claudel
Oyn: Stefano Accorsi, Neri Marcore
Tür: Komedi
Süre:  105 dk.

Seni O Kadar Çok Sevdim ki ile ilk kez yönetmen koltuğuna oturan Fransız yazar ve edebiyat profesörü Philippe Claudel, ikinci filminde bir komedi ile çıkıyor karşımıza. Strasburg Üniversitesi’nde müzikoloji dersleri veren Alessandro, eşini kaybetmiş, kızı ve kardeşi ile yaşıyor. Kardeşi yanında asalak bir hayat yaşamakta, ona yaşam sevinci veren tek varlık kızı İrina ise gün geçtikçe büyümekte ve karakteri değişmekte. Tesadüfler Alessandro’nun karşısına Floransa adlı güzel bir kadın ve aşkı çıkarıyor. Filmin başrolünde Ferzan Özpetek’in filmlerinden hatırladığımız Stefano Accorsi var. Berlusconi iktidarına göndermeler de yapan Aşkın Sessizliği’nin kadrosunda İtalyan Kraliyet ailesinden Clotilde Courau da yer alıyor. Filmin ağır topu ise ünlü Fransız oyuncu Anouk Aimee.

Haberin Devamı

Anarşist müzisyenler

SOUND OF NOISE
YAŞAMIN RİTMİ
Yön: Ola Simonsson, Johannes Nilsson
Oyn: Bengt Nilsson, Sanna Persson
Tür: Müzikal-Komedi-Polisiye

Her şey bir metronomla başladı. Bombanın tik tak’ı gibi zamanı dilimlere bölen o istikrarlı sabit sesle. Bu sese ve ona uygun ritim tutmaya tutkun beş adam bir kadın bir araya geldi ve şehrin altını üstüne getirdiler. Ve karşılarında metronomdan ve müzikten nefret eden bir adam vardı. Geçen yıl Cannes Film Festivali’nde gösterilen ve ardından İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale için yarışan Yaşamın Ritmi (Sound of Noise), İsveç yapımı bir polisiye, komedi, müzikal. Kurgusu ve ritmiyle oldukça dinamik olan film altı ritm tutkunu davulcudan oluşan bir çetenin şehirde yarattığı deneysel anarşiyi ve bunu engellemeye çalışan müzik düşmanı bir polis memurunun ilginç hikâyesini anlatıyor. Yaşamın Ritmi, oldukça yaratıcı, orijinal ve komik bir film. Müzik ve ritm tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat. Haftanın en iyisi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!