Sesime laf edemeyenler kiloma takıyor

*Televizyondan başlayalım... “O Ses Türkiye” ile kendinizi insanlara daha doğru bir şekilde ifade etme şansı yakaladığınızı düşünüyor musunuz?

- Evet, gerçekten de öyle. Röportajlarda kendimizi anlatmaya çalışıyoruz ama bir yere kadar. Bunlar çekim. Programda ise hiçbir şeyi saklayamıyorsun. Çok doğru bir proje oldu benim için.    �
   �
*İnsanlar bu yarışmadan sonra “Hadise’de ego sıfırmış” demeye başladı... �

- Aslında ben hep böyleydim de hiç anlatamadım. Egomun sıfır olduğunu benimle çalışanlar iyi bilir. Sahnede başka tabii. Orada egom olur.

*Bir hayranınızın yorumunu okudum, “Türkiye’de kaç insan Hadise gibi hem dans edip hem şarkısını söylüyor? Bu kadar eleştirilmesini anlamıyorum” diyor. Size haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?

- Artık şuna çok seviniyorum; insanlar Hadise’nin nasıl bir sanatçı olduğunu görüyor ve buna saygı duyuyorlar. Ben bir sanatçı olarak her şeyden önce saygı istedim. 15-20 ödül alabilirsin. Senede 200 konsere çıkabilirsin. Bol para kazanabilirsin ama sana karşı saygı yoksa, o ödüllerin ve paranın ne değeri var? Bir insan olarak paradan, ödülden önce saygı isterim.

*Kimseyle atışmanız olmadığı halde bazı tartışmaların ortasında kalmak size neler hissettiriyor?

- Demek ki başarının bedeli bu diye düşünüyorum.

*İnsanların sizi eleştirdikleri noktalardan biri de fazla kilolar. Ama yüz yüzeyken ekrandakinin aksine hiç de kilolu görünmüyorsunuz. Neden bu kadar sert biçimde eleştiriliyorsunuz sizce?

- Bilmiyorum ki. Gereksiz bir konu bence... ınsanlar sırf eleştirmek için bir şeyler bulmaya çalışıyorlar sanırım. Sesime, dansıma, sahne perfor-mansıma laf edeme-yenler, kilolara takıyor. şöyle söyleye-yim bu konudaki eleştiriler bir kulağımdan girer, diğerinden çıkar. Ben manken değilim. Kilo konusunu konuşacaklarsa, kilo alan manken bulup onu eleştirsinler.

*Eleştiriler bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyor diyorsunuz ama hiç mi yıpratmıyor söylenenler sizi?

- Yıpratmasına izin verirseniz işinizi yapamazsınız. Ve benim üzerimde çok büyük sorumluluklar var. En önemlisi başarılı olmak istiyorum. Yoksa yenildiğimi hissediyorum. Yani sürekli çalışarak, kulağımı biraz kapatarak bu işi devam ettiriyorum.

TÜRKİYE’Yİ KÖTÜLEMEM ÇÜNKÜ ÜLKEME AŞIĞIM

*“Türkiye’de para kazandıktan sonra Belçika’ya döneceğim” şeklinde bir röportaj verdiniz mi?

- Böyle bir haber çıktı, aynı gün bir açıklama yolladık zaten. Dergiden bir çeviri yapmışlar ve yapılan çeviri hatalı. Çeviride öyle bir laf yok. O, 2009 Mayıs’ında yapıldı. ıngilizce-Türkçe albümüm sonrası promosyon için Belçika’ya gittiğimde yapılmış bir röportaj. Ben Hadise olarak Türkiye’yi neden kötüleyeyim?

Belçika’daki Türkler, Flamanca bilmiyor mu? Ben Eurovision dönemi 15-16 ülke gezdim. Türkiye’yle ilgili o kadar çok önyargı var ki, ülkemi anlatmaktan dilim kurudu. Ben Türkiye’me aşığım. Sivaslı’yım, benim memleketim burası. Ama her röportajımda Türkiye’deki eğitim sistemini eleştiriyorum, o ayrı.

MUTLULUĞUMA MUTLULUK KATACAK BİRİ OLMALI

*Bu kadar yoğunluğun arasında aşka fırsat var mı?

- şimdilik yok... Ben mutluluğuma mutluluk katabilecek bir insanla o yola girmek isterim.

*Diyelim ki 24 saat iş yok. Neler yaparsınız?

- Bir günüm boşsa, yalnız olmayı seviyorum. Bir yanım insanlarla dolu, bunu çok seviyorum ama bazen yalnız olmak da iyi geliyor. Yalnız yemek yerim, yalnız TV izlerim, kitap okurum.

CAN BONOMO ÇOK COOL BİR ÇOCUK

*Bu yılki Eurovision temsilcimiz Can Bonomo oldu. O seçimle ilgili ne söylemek istersiniz?

- Can Bonomo’yu duyunca çok sevindim. Onu ilk olarak Okan Bayülgen’in programında izlemiştim. ızlerken “Ne cool çocuk, ne farklı” demiştim. Bu yanlış hatırlamıyorsam beş ay önceydi. Can, Türkiye için çok doğru bir seçim. ınşallah çok başarılı olur. Onu destekleyelim. Bir de biz çok konuşuyoruz bu Eurovision konusunu. ınanın yurtdışında bu kadar konuşulmuyor. Abartmayalım o kadar, bu sadece bir eğlence.