"Gebeleri çevre şişmanlatıyor"

Güncelleme Tarihi:

Gebeleri çevre şişmanlatıyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2008 11:50

KADIN Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, gebelerin yakın çevresinin uyarılarının hekim uyarılarını bastırdığını söyledi.

Hekimlerin uyarısına karşın gebelerin aşırı kilo aldığını belirten itil, “Çünkü çevresi, ‘Aman, bebeğin küçük olur, ye' diyor. Bebeğinin küçük doğacağı endişesindeki anne adayı gereksiz yere fazla yiyip kilo alıyor. Her iki gebeden biri 10-12 olan gebelik kilosunun çok üzerinde, bazıları 25 kilo alarak doğuma giriyor. Oysa şişman gebenin bebeği aşırı kilolardan kaynaklanan sorunlarla küçük doğuyor. Üstelik doğum da sezaryene kayıyor” dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. İtil, kadınların yaşamlarında en önemli dönemlerinden olan hamilelikte uzman uyarılarına karşın yanlış yapmaya devam ettiklerini söyledi. Hamilelikte yanlış beslenmenin, hareketsizliğin gebenin ve bebeğin sağlığı kadar doğumu da etkilediğine dikkat çeken Prof. Dr. İtil, anne adaylarının daha sağlıklı olmak adına bilinçsizce vitamin, mineral takyivesi aldığını kaydetti. Yeterli ve düzenli beslenen bir gebenin ek vitamin ve kalsiyum almasına gerek olmadığını, hamilelik süresince anne adayına en fazla 10-12 kilo almasını önerdiklerini belirten Prof. Dr. İtil, şunları söyledi:

“Eğer gebe ayda bir kilogramdan az, 3 kilogramdan fazla alıyorsa mutlaka hekim kiloyu dengeleyici önerilerde bulunmalı. Yeterli beslenen gebenin aşırı vitamin alması gereksiz. Aksine selenyum, magnezyum, balıkyağı gibi vitamin, mineral tüketimi bunlara bağlı zehirlenmelere yol açabilir. A, D, E ve K vitaminleri vücutta depolanıyor, fazlası atılamıyor. Bunlara ek olarak bir de haplarla vitamin takviyesi bu vitaminlere bağlı zehirlenme risklerini artırıyor. D vitamini deride sentez ediliyor. Bizim gibi güneşli bir ülkedeki gebelerin ek D vitaminine ihtiyacı yok. Gebelikte demir oranı önemli. Kansızlığı önlemek için yemeklerle çay içilmemeli, günlük kahve tüketimi 2 fincanı geçmemeli. Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren yiyecekler yenmemeli, konserve ve çiğ etten uzak durulmalı, kola, hazır meyve suları içilmemeli.”
Gebelikte egzersizin de önemli olduğunu, günde 30 dakika yürüyüş ya da yüzmenin yararlı olduğunu kaydeden Prof. Dr. İtil, ağır egzersizleri yasakladıklarını, gebelik yogası önerdiklerini söyledi. Egzersizin serin ortamda yapılması, sık su içilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. İtil, gebenin çevresindeki insanların gebenin beslenme düzeninin olumsuz etkileyebildiğini söyledi. Gebelerin ara öğün almasının önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İtil, şunları söyledi:

“Ancak gebenin çevresindeki insanlar, ‘az yersen bebeğin küçük olur’, diyerek gebeyi etkiliyor. Anne adayı bebeğinin küçük doğacağı endişesiyle gereksiz yiyor. Gebelikte günlük kalori ihtiyacının üzerinde 300 ek kalori gerekiyor. Ama bebeğinin küçük doğması riskine karşı gebe bol şekerli, karbonhidratli yiyeceklerle besleniyor. Aşırı kilo alıyor. Gebelerin yüzde 50'sinden fazlası doğuma önerilenden çok fazla kiloyla giriyor. Normalde 10-12 kilo alması önerilirken bu 25 kiloya kadar çıkıyor. Ve umduklarını aksine bebeği büyük değil, küçük doğuyor. Çünkü gebelik şekeri, tansiyon yüksekliği, gebelik zehirlenmesi ve erken doğum riski kilo alımıyla ilişkili. Aşırı kilolar bu riskleri artırıyor bu risklerde bebeğin küçük dünyaya gelmesine neden oluyor. Yine aşırı kilolar yüzünden normal doğum açısından zorluklar yaşanıyor ve bu da sezaryen oranlarını artırıyor.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!