Sağlık

Güncelleme Tarihi:

Sağlık
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 1998 00:00

Haberin Devamı

Öğün atlamayın

Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği'nin yayınladığı ‘‘Ergenlik döneminde beslenme ve yeme bozuklukları’’ adlı kitapta, şişman gençlerin yüzde 80'inin yetişkinlikte de şişman olarak yaşadıkları belirtiliyor. Şişman kadınların üçte biri, şişman erkeklerin de yüzde 10'u ergenlik döneminde de şişmandı. Obesiteyi (Yani klinik anlamda şişmanlık, kilo fazlası) etkileyen en önemli faktörler yaş, cinsiyet ve ırk. Sosyo-kültürel düzey, ailedeki şişmanlar ve beslenme alışkanlıkları da önemli. Obesite, ABD ve Kanada'da yüzde 12-15, Güney Avrupa ülkelerinde yüzde iki kadar. Türkiye'de ise Nüfus Sağlık Araştırması 1993 verilerine göre obesite oranı yüzde 18.7. Hacettepe Tıp Fakültesi'nin yaptığı bir çalışmaya göre ise ergenler arasında obesite sıklığı erkeklerde yüzde 2.6, kızlarda yüzde 6.7 olarak tespit edilmiş.

Şişmanlığa neden olacak aday genler üzerine yapılan çalışmalarda obesiteden sorumlu bir gen henüz tanımlanmamış. Yine de son zamanlarda yapılan geniş epidemiyolojik çalışmalar, obesitenin genetik faktörlerden etkilendiğini gösteriyor. Rahim içi dönemden itibaren bebeğin beslenme şekli, yaşamın daha sonraki dönemlerindeki beslenme alışkanlığı obesiteyi artırıyor.

BİLGİSAYARALA OYNARKEN

İstanbul Tıp Fakültesi Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı 'nda görevli Dr. Gamze Şarbat ve Dr. Mübeccel Demirkol ‘‘Ergenlik Döneminde Obesite’’ adlı ortak çalışmalarında süt çocuklukluğu dönemindeki karışık ya da yapay beslenmenin şişmanlık riskini artırdığı, anne sütüyle beslenmenin ise şişmanlıktan koruduğu belirtiliyor: ‘‘Yemek yeme sıklığı ve öğünlerin düzeni de vücut ağırlığını etkileyen önemli faktörlerden. Günde üç veya daha fazla beslenen, öğünlerini düzenli tüketen kişilerde, günde bir veya iki kez düzensiz beslenen kişilerden daha az sıklıkta şişmanlığa rastlanıyor.’’

Çocukluk çağında obesite gelişiminde, ailenin beslenme tarzı, öğün sayısı, günlük aktivite şekli çok önemli. Okul çağı ve ergenlik döneminde gencin gününün büyük bir kısmını geçirdiği okul kantin ve yemekhanelerinde sunulan besinlerin niteliği de şişmanlığa neden olan faktörlerden. Uzun süreli televizyon seyretmek, bilgisayarla oynamak ve bu esnada yüksek kalorili besinlerin fazla miktarda tüketilmesi obesite gelişmesine zemin hazırlıyor. Sosyo-ekonomik durumun yanısıra anne, baba ve çocuk arasındaki ilişkiler, ev ortamındaki problemler, arkadaş grupları tarafından kabul edilmeme, derslerdeki başarısızlıklar bireyin ruhsal yapısını etkileyerek beslenme bozukluklarına neden oluyor.

TEDAVİSİ MÜMKÜN

Şişmanlık tedavisinde alınan enerjinin kısıtlanıp, tüketilen enerjinin artırılmasına yönelik alışkanlıklara sahip olmak gerekiyor. Alınan enerji kısıtlanırken, öncelikle aile olmak üzere arkadaş grubunun, eğitim kuruluşlarında görevli kişilerin ve sağlık personelinin eğitimi şart. Ailenin beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı, hareketlilikleri, obesiteyi tıbbi ve sosyal bir sorun olarak algılamaları da şişmanlığın gelişmesi ve tedavinin başarısı için önemli.

Alınan gıdaların kaydının tutulması, günlük aktivitenin cinsinin belirlenmesi, yemek yemeyi arttırıcı nedenlerin ortadan kaldırılması, fazla yemek yemeyi önleyen tekniklerin geliştirilmesi, tedavide gerekli olan başlıca davranış değişiklikleri arasında. Tartı kaybının sağlanması için yaş ve cinse göre gerekli olan enerjiden daha düşük kalori içeren diyet verilmesi gerekiyor. Diyetle birlikte egzersiz yapılması, kilo kaybını hızlandırıyor. Psikolojik destek de obesite tedavisinin başarısını olumlu yönde etkileyebiliyor. Çocukluk ve ergenlik döneminde obesite tedavisinde, ilaçların yeri çok sınırlı ancak ağır diyet tedavilerinde ilaç kullanımı diyete uyumun sağlanmasını kolaylaştırıyor.

Gençler artık daha şişman. Üstelik ergenlikte şişman olan bir kişi, yetişkinlikte de fazla kilolardan kurtulamıyor. Gençlerdeki kilo fazlalığının en önemli sebepleri arasında öğün atlamak, ailenin yaşam tarzı, ırka ve kalıtıma bağlı özellikler, hareketsizlik, televizyon seyrederken ve bilgisayar kullanırken atıştırılan yiyecekler bulunuyor.

Hamileler uçuyor

Hamile bir kadın için uçak yolculuğu her zaman tehlikeli değil. Hatta kısa süren uçak yolculukları, kara yolculuklarından çok daha güvenli. Çünkü uçak yolculukları daha az stres ve yorgunluğa neden oluyor. Uçak yolculuklarına sadece erken doğum riskinin olduğu durumlarda dikkat edilmesi gerekiyor. Altıncı aydan sonra da uçak ile seyahat edecek kişilerin önceden doktora görünmeleri şart.

Egzersiz ve oksijen

Hareket etmek, vücudun oksijen almasını kolaylaştırıyor. Uyku düzenini koruyor, sindirimi düzenliyor. İdeal olanı, hergün bir saat kadar spor yapabilmek ama bu ritme hergün uyabileceksiniz başlamalısınız, yoksa daha az süreli egzersizleri tercih etmelisiniz.

Üç yumurta

55 gramlık bir yumurtanın içinde 6 gr. protein, 6 gr. yağ, A, B1, B2 vitaminleri, PP minerali, kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum bulunuyor. Pratikte ise iki adet yumurtanın 100 gram kırmızı ete eşit olduğu söylenebilir. Doktorların bir haftada yiyebileceğiniz yumurta sayısıyla ilgili önerisi ise 3 ya da 4.

Uyku zamanı

Gündüzleri enerjik olmak istiyorsanız, uykudan yararlanabilirsiniz. Uyku, kendinizi yenilemeniz için ideal bir seçenek. Ancak dinlenmeye ayırdığınız süreyi, uyku zamanınızı çok iyi değerlendirmelisiniz. Uzmanlara göre, uyumak ve uyanmak için her gün aynı saatler seçilmeli. Uykuya daldıktan en az bir ya da birbuçuk saat sonra uyanılmalı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!