Haber Giriş: 14.05.2005 - 00:00 | Son Güncelleme:
Piyanistin sıfır kompleks albümü
- Yazdır
- AYazı Tipi
- Yazdır
- AYazı Tipi
Genç bir caz virtüözünün ilk albümünde yetenek gösterisi yapmak yerine takım oyununu tercih etmesi nadir rastlanan vakalardandır. Charles Mingus Ödüllü piyanist ve besteci Selen Gülün, DMC’den yayımlanan ‘Just About Jazz’da bu yolu tercih etti. Kendini çaÄŸdaÅŸ müzikçi olarak deÄŸerlendiren Gülün, klasik müzik de besteliyor, eserleri yurtdışında seslendiriliyor.Albümünden bahsederken ‘DoÄŸrusunu söylemek gerekirse bu CD, ÅŸovmen cazcılara duyduÄŸum tepkinin ifadesidir’ diyor. Joshua Redman, Aziza Mustafa Zadeh gibi birçok genç cazcının yıldızı Charles Mingus Ödülü’nü kazandıktan sonra parlamıştı. Bu ödül size herhangi bir avantaj saÄŸladı mı?- Ödül sisteminin müzikçiye fazla kazanım getirdiÄŸini sanmıyorum. Mingus yarışmasına girmedim, onlar küçük deneysel bestelerimi deÄŸerlendirmiÅŸler ve ödül verilmiÅŸ. Çalışmalarımın fark edilmesi beni çok sevindirdi, ödül töreninde gurur duydum. Ama bunun ötesinde bir avantaj saÄŸlamadı. Daha önce de British Council’ın ödülünü kazanmıştım. Bu sayede Dartford Senfoni Orkestrası’yla yedi hafta çalıştım, yazdığım eseri seslendirdiler. Her ikisinden en büyük kazanımım cesaret, korkmadan beste yapma güveni vermeleriydi.Cazcıların Kabe’si sayılan Berklee Koleji’nde, dört yıllık kompozisyon programını iki yılda burslu ve ödüllü bitirdikten sonra neden bu referansla ÅŸansınızı ABD ya da Avrupa’da denemediniz?- Berklee’de kalmam için ısrar edildi. Fakat babam kalp krizi geçirmiÅŸti. Aile baÄŸlarım güçlüdür, onlara yakın olmak için geri döndüm. Bilgi Üniversitesi, müzik bölümünü kuruyordu. İş teklif edilince Türkiye’de kaldım. Åžu anda üniversitenin saÄŸladığı esnek çalışma imkanından yararlanıp, gerektiÄŸinde yurtdışına bir buçuk ayı bulan süreler için gidebiliyorum.DÖRT MİLLET, DÖRT SESOda müziÄŸi ve senfonik eserler bestelemeniz sadece bir merak mı, yoksa kendinizi cazcıdan çok çaÄŸdaÅŸ müzikçi olarak mı tanımlıyorsunuz?- Evet, tam tanımı bu: Ne cazcı ne de klasikçi, çaÄŸdaÅŸ müzikçiyim.Geri Allen, Carla Bley gibi usta piyanistler dururken cazda Diane Krall, Elaine Elias gibi sarışın bombaların parsayı kapması asabınızı bozuyor mu?- BaÅŸlangıçta fazlasıyla sinirimi bozuyordu. Sonra onların türünde müzik yapmadığımı, yapmayacağımı, farklı sözüm olduÄŸunu ve aynı kulvarda koÅŸmadığımızı gördüm. Carla Bley, hayatıyla, müziÄŸiyle kendime çok yakın bulduÄŸum bir müzikçi.Son 20 yılda cazın iyi piyanistleri, yaratıcılıklarını bileyen, neredeyse sonsuz özgürlük saÄŸlayan davul, bas, piyano üçlülerine yöneldi. İlk albümünüzde neden bu yaklaşımı seçmediniz?- Caz üçlüm olmasına karşın ilk albümü farklı bir bileÅŸke üzerine kurmak istedim. 1998’de ABD’de kurulan ‘Just About Jazz’ Norveçli, Avusturyalı, İsviçreli ve Türk müzikçilerden oluÅŸuyor. Milliyet farklılığı, ego sorununu aşıp ortak bir ses yarattığımızı gördük. Farklı ülkelerde yaÅŸadığımız için çok zor bir araya geliyoruz. Albüm fikri ortaya çıkınca 2000’de İstanbul’da buluÅŸtuk. Stüdyoya girmek istemedik, çünkü cazda dinleyici etkileÅŸimi önemli. AFM Kerem Görsev Caz Bar’da üç konser verdik; albüm o kayıtlardan hazırlandı.İlk CD’nizde, dinleyiciye kendinizi piyanoda kanıtlama çabası yerine bir takım müziÄŸi görüyoruz. ‘Just About Jazz’ kendinden baÅŸka kimseye söz hakkı vermeyen cazcılara nazire olarak yapılmış bir ‘sıfır kompleks’ albümü mü?- Grupta piyano çalarken diÄŸer enstrümanları ezmem, etkileÅŸimi tercih ederim. Teknik yetkinliÄŸimi sergileme çabam yok. DoÄŸruyu söylemek gerekirse, bu albüm ÅŸovmen virtüözlere tepkimin bir yansıması.Albümde tüm besteler son dönemin ürünü mü?- En eskisi 1993’te hocam Aydın Esen için bestelediÄŸim ‘Around The Sun’ (GüneÅŸin çevresinde), diÄŸerleri son dönemden.‘GüneÅŸin yörüngesinden’ kurtulup kendi sesinizi bulmanız ne kadar sürdü?- Zor bir süreçti. Sadece bunun için Türkiye’den uzaklaÅŸmak, Amerika’ya gitmek istedim. İlerleyebilmem için kapalı ortamdan çıkıp, binlerce cazcının arasında yeteneÄŸimin gerçek boyutlarını görmem gerekiyordu. Tam bu günlerde Berklee burs verince Boston’a gittim. Yoksa bu okulda okuma hayalim yoktu. Hocamın etkisinden kurtulup kendi sesimi bulduÄŸum yıl 1996’dır.Esin periniz klasik, caz, ÅŸarkı gibi farklı alanlardan hangisine konacağına nasıl karar veriyor?- Üç, beÅŸ fikir sürekli aklımda dolanır. Bunlar farklı formlarda beraber geliÅŸir. Mesela klarnet, fagot, piyano için yazmak istiyorum, buna göre beste çıkıyor. Senfoni orkestrası sipariÅŸ veriyor. Çalışırken, caz üçlüsü için bir ÅŸarkı yazmak istiyorum. Duygularımın yönlendirdiÄŸi her noktaya gidebilirim. Yalnız bir dönem adım ÅŸarkıcıya çıktığı için, yıllarca hiç sesimi kullanmadım, ÅŸarkı yazmadım. Åžimdi hiçbir kısıtlamam yok. Canım isterse türkü bile besteler, söylerim.Ne tür ÅŸarkılar besteliyorsunuz?- Sözlerini yazdıklarım Türkçe ÅŸarkılar. Mutlaka caz olması gerekmiyor. Dostum Danovan Mixon ‘deep pop/derin pop’ diyor. Patricia Barber’dan etkilendiÄŸimi söyleyebilirim. Wolfgang Mutspiel’ın Rebeka Baker’la yaptığı ‘Daily Mirror’ bana yol gösterdi, cesaret verdi.16 TEMMUZ’DA CAZ FESTİVALİNDE Bilgi Üniversitesi ile Fransız Kültür’ün ortaklaÅŸa düzenlediÄŸi Yeni Müzik Günleri’ne devam ediyoruz. 16 Temmuz’da İstanbul Caz Festivali’nde üçlümle konser vereceÄŸim. Temmuzda İngiltere’de düzenlenecek modern müzik günlerinde Dartford Senfoni, orkestra için yazdığım eseri yorumlayacak. Beni de orkestrayı yönetmek üzere davet ettiler. Â
Falsebutton
- Yazdır
- AYazı Tipi
- Yazdır
- AYazı Tipi