Öyle bir kılığa girdi ki kimse tanıyamıyor

İÇİMDEKİ ERKEĞİ KEŞFETTİ

Onur Ünlü’nün teklifini daha ilk duyduğumda heyecanlandım. Konuşmalar sırasında ısrarla “Özellikle bu rol için istiyorum Ayşenil Hanım’ı” demesi beni etkiledi. Üstelik önceden tanışmıyoruz. Bu müthiş! Çünkü bu ülkede iyi bir şey yaptığında bu, cezaya dönüşüyor. Bir dizide bir rolü başarıyla oyna, o rol artık peşini bırakmaz. Ondan sonra sana her bakan yönetmen sende oyuncu olarak belli bir tip görür. Bırakın farklı bir kadın olarak beni görmeyi, erkek olarak görmeyi başarması da Onur Ünlü’nün farkı oluyor.

KORKMAYIN DEPRESYONDA DEĞİLİM

Çekimlerden sonra Kız Şevket imajıyla yaşadığım bir süre var. Bir de saçlar siyaha boyandı, korkunç olan o. Hatta ‘Kötü Yol’ dizisine başlayacaktım. Allahtan saçların önünde daha uzun ama küçük bir perçem bırakılmıştı. O perçem biraz uzar gibi oldu, onları toplayıp yarım saç peruk kullanarak, üstünü kendi saçımla örterek, bir de saçımı siyahtan kızıla dönüştürerek falan idare eder hale geldik. Kimse anlamadı saçımın ne kadar kısa olduğunu. Ama peruğu çıkarttığın anda erkek tıraşlı biri! İlk zamanlar beni böyle kötü bir saç kesimiyle görüp de ne diyeceğini bilemeyip “Aa saçını kestirmişsin, yakışmış böyle” gibi kırılan cümleler kurmaya çalışıyorlar. Ben hemen şöyle açıklamalar yapıyorum: “Sakın yanlış anlamayın, depresyonda falan değilim, keyfim çok yerinde”.

Makas izi de olsun

Makyaj ve kostüm provası için Eflatun Film’e gittim, oturuyoruz. Makyajı yapan Derya Ergün. Bir usta, bir sihirbaz o. Şimdi sihirbaz baktı bana ve dedi ki “Ayşenil, saçların da bukle bukle ve uzun. Bu saçları toplamak gerçekçi olmayacak, biliyorsun. Peruk meruk da olmaz, sinema bu” dedi. “Ya tamam uzatmayın,

haydi kes” dedim. Derya şaştı kaldı, “Ciddi mi söylüyorsun” dedi. “Ya uğraşacak halimiz yok ya peruktu meruktu, yapay bir şeyler olmasın kafamda, hadi keselim”... Benim saçlar bir kesilmeye başlandı... Ama dehşet verici bir şey. “Makas izi olsun mu” diyor kuaförümüz, “Olsun olsun” diyorum. Makas izi dedikleri hani köy berberleri vardır ya, kat kat keserler, o vaziyet. Katır katır kesiyorlar saçları. İşlerini bitirdiklerinde korkunç bir saç stilim vardı.

Pantolon göbeğin altına

Sonra kostüm getirildi. Çubuklu gömleğim, lacivert yüzüğüm, çakal ayakkabılarım vesairemi falan giyinmeye başladım. Çakal ayakkabıları, tabii gapçır gapçır! Topuğa basmaca, beyaz çorap! Ondan sonra rugan ayakkabılar, böyle yumurta topuklu falan. Kostümcü beni giydirirken belimi normal kapatmak istedi. “Yok yok” dedim, “Göbeğimin altına doğru çek şu pantolonu, şöyle iyice sık kemeri de”. Ben de şöyle göbeği iyice şişirip bir üstüne bıraktım ki... Erkeklerin olur ya rakı göbeği, aynen öyle.

Koskoca kadın, haline bak!

Biz içeride bütün bunları yaparken Onur (Ünlü) ve diğerleri öbür odada çalışmalarını sürdürüyor. Biz de bize ayrılan bir odadayız. Ceketi falan giydim, makyajım da tamam. Odadaki herkesin siniri bozuldu, herkes gülüyor, ben de gülüyorum. Topladım kendimi, elime tespihimi aldım. Çıktım odadan dışarıya, Onur’un kapısını açtım ve girdim. Onur’un o donakalan halini görmenizi isterdim. Ağzı açıldı ve bakakaldı. “Bu kadarını beklemiyordum” dedi. Çok şekerdi! “E yönetmen çatlak olunca biz de bu hale geliyoruz” dedim. Bana şunu dedi yahu: “Asıl çatlak olan sensin, koskoca kadın kendini soktuğun hale bak!” Karşılıklı birbirimize iltifatlarımızı iletmiş olduk anlayacağın. “Kendine bak, çatlak olmasan kendini 10 dakikada bu hale sokar mısın” diyor bir de. E haklı...