Onları tanıdınız mı?
Güncelleme Tarihi:
Ce ce ce... Geliyor. Aynen böyle çağırıyorlar kendisini sahneye. Ve huzurlarınızda... Üzerinde şalvarlar, mintan yaka gömlekler, kuşaklar, cübbeler. Bir de takkesi olsa ‘‘Hah! Olanlar oldu irtica geldi’’ dersiniz.
Eşinin butiğindeki bütün kıyafetleri üstüste giyer. Kadıncağıza giyecek birşey kalmadığı için, inşaatlardan artan seramiklerden kendisine elbise yapmak zorunda kalmıştır. Yalnız duyduğuma göre yürürken çıkardığı şakırtı yüzünden komşuları bunları apartmandan atmak için imza topluyorlarmış.
Çok misafirperverdir. Programına katılan konukların rahatı için yapmayacağı şey yoktur. Hatta yorulmasınlar diye onları hiç konuşturmaz, hep kendisi konuşur.
Çok cimridir, orkestraya fazla para vermemek için davulu bile kendisi çalar.
*
Asker olmadığı halde er, iktidarda olmadığı halde bakandır.
Yıllardır ağır sanayi için hamle yapacağını söyler durur. Ağır sanayi adı üstünde, ağır ağır ilerlemiş, nihayet ağırlığından yerinden kalkamaz duruma gelmiştir.
Kendisi vaad etmeyi, vaadleri yerine getirmekten daha çok sever. Kırk yılda bir eline geçirdiği iktidarı bu yüzden götürüp geri vermiştir. Ben görmedim ama Anadolu'nun birçok yerinde onun attığı temeller sapasağlam yerinde duruyormuş. Adamcağız daha ne yapsın? Kalkıp taa oralara gitmiş temel atmış. Ne yani? Duvarları örüp sıvasını da mı yapsaydı?
*
Renksizdir diyemeyeceğim, çünkü beyaz da bir renktir. Bütün mankenlerin vücut ölçülerini almak gibi bir görev üstlenmiştir. Tekrardan nefret eder. Onun için iki gün üstüste aynı kızla çıkmaz. Annesine aşırı düşkün olduğu, bütün parasını ona harcadığı söylenir. Bu söylentiyi ‘‘evlenelim’’ diye tutturan kızları başından atmak için özellikle çıkardığı sanılmaktadır.
Talk show, güzellik yarışmaları, yarışma sunuculuğu vs. her yerde karşınıza çıkar. Bunun sebebi sanıldığı gibi bu programlara katılan güzel kızlarla halvet olabilmek umudu değil, sadece görev aşkıdır.
Aslında aile arasındayken gayet rahat söyleyebildiği (R) harfine, toplum içinde (ğe) diyebilmek için bitmez tükenmez çalışmalar yapmıştır. Nitekim başarılı da olmuştur.
*
Dikkat edin keser! Aslında devlet balesi sanatçısı olduğu, ancak ‘‘Kuğu Gölü’’nün tam ortasında aniden ‘‘Gözleri fettan güzel’’ diye bağırdığı için işten atıldığı söylenir. O günlerin özlemiyle her fırsatta parmak ucunda fır fır dönmektedir.
Bilmediği üç beş şarkı vardır, onlar da henüz bestelenmemiş olanlardır. Yerçekimine yenik düşen kaşları, gittikçe uçlarından aşağı doğru dönmektedir. Kaşları yere dik yegane insan olarak kitaplara geçmesine az birşey kalmıştır.
Televizyonda 12.340.562 defa alo dediği için kendisine fahri santral memuru unvanı verilmiştir. Hatta ‘‘Haydi Abbas vakit tamam’’ deyip, emekli olduktan sonra 118 servisinde işinin hazır olduğu söylenmektedir.
Mış muş köşesi
THY'na göre yirmibeş günde yedi uçağın arızalanması normalmiş.
Demek yirmibeş gün öncesine kadar durum anormalmiş. Şükür normale döndük. Ne diyeyim normale dönmemize katkısı olanları Allah bildiği gibi yapsın.
Şişli Belediye Başkanı Cüneyt Akgün karısının burun ameliyatı parasını Şişli'yi soyan şirkete ödetmiş.
Daha ne yapsın adamcağız? Parayı çeşitli vesilelerle geri alıyor işte.
Turizm Bakanı Gürdal ‘‘Turizmde sorun yok’’ demiş.
Tabii turist yok sorun da yok... Otelleri, hatta sınır kapılarını kapatalım sorunun S'si kalmasın.
ABD'de çalışmalarını sürdüren Rus bilim adamı ‘‘İnsanlar için ölümsüzlük 2020 yılında mümkün olabilir’’ demiş.
2020 yılına kadar sıkın dişinizi, bu arada bütün sevmediklerinizi sevmeye çalışın. Çünkü onları yüzlerce yıl görmeye devam edeceksiniz.
Amerikalı bir psikiyatristin 20 yıl boyunca binlerce erkek üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre göğsü kıllı erkekler daha zeki oluyorlarmış.
Benim neden evde kaldığım anlaşıldı. Hem kılsız hem zeki erkek arıyorum yıllardır. Şimdi kıllı zeki ile kılsız aptal arasında bir tercih yapmam gerekecek.
Bir turizm firması sahibi ‘‘Turizmi magandalar baltalıyor’’ demiş.
Yok be! Tam tersi. Çekin sahillerden magandaları, bakın bir tane İngiliz kızı geliyor mu bir daha?
İrtica hala tırmanıyormuş.
Kendimi bildim bileli tırmandığına göre tırmandığı şey ucu bucağı olmayan birşey herhalde. Mesela tepesi bulutların arasında kaybolmuş bir direk olabilir. Bırakın tırmansın, yani tırmanmayıp da aşağıya inse, aramıza karışsa daha mı iyi?