Ölüm en güzel nasihattır

Güncelleme Tarihi:

Ölüm en güzel nasihattır
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2001 00:00

Herkesin hayatta bir takıntısı var. Bende onlardan çok! Bir tanesi de günün birinde bir ölü yıkayıcısıyla röportaj yapmaktı. Ve iÅŸte o gün gelmiÅŸti. Ne var ki, Zincirlikuyu Mezarlığı'na doÄŸru yol alırken beynimde baÅŸka bir takıntı da dolanıp duruyordu: Süreyya Ayhan tartışması. Üüüüü üfff hem de ne tartışma! Gazete içinde, dışında. Telefonlar, fakslar. Övgüler, sövgüler. Bilgisayarın içinde bin dolu e-mail, Süreyyacılar, Yücelciler, anti-Süreyyacılar, anti-Yücelciler, Fatihçiler, AyÅŸeciler, Fatih alerjisi olanlar, kafadan AyÅŸe'ye karşı çıkanlar, hard diski iÅŸgal etmiÅŸ vaziyetteler. Ayrıca masamın üzerinde bir yerlerde Hande Türel Altaylı'dan gelen cevabi faksı duruyor. Elbette susup oturmayacağım.Dünyada tek kiÅŸi kalsam bile Süreyya Ayhan'ı, o uluslararası deÄŸeri sonuna kadar savunmaya devam edeceÄŸim. Çünkü bu tartışmanın neticesinde ne oluyorsa ona oluyor! Herkesin kendileri gibi düşünmesi ve yaÅŸaması gerektiÄŸini iddia eden birilerinin hırsları yüzünden sponsorunu kaybeden o çünkü! Kız sponsorunu kaybetti, düşünsenize. Yaptığım röportaj üzerine deÄŸerli fikirlerini beyan eden Fatih Altaylı'nın bundan birinci dereceden sorumlu olduÄŸunu da söylemeden edemeyeceÄŸim. Süreyya Ayhan sıradan biri deÄŸil, bir deÄŸer. Zeki, çevik ve üstelik çok da ahlaklı! Ahlaksız buluyorlarsa, neden Türkiye'yi temsilen dünya çapında yarışmalara götürmüşler? Fatih Altaylı, Federasyon BaÅŸkanı olsaydı, 4.03 koÅŸan, 50 yılda ancak bir bulunanbilen bir atleti hayat tarzını beÄŸenmediÄŸi için oralara götürmez miydi? Kızcağızın geleceÄŸini yok eder miydi? Peki ÅŸimdi yaptığı? Farklı bir ÅŸey mi? Sanki bu ülkede evli bir adamın ilk defa bir sevgilisi oluyormuÅŸ gibi. Sanki ilk defa bir erkekle bir kadın arasında bu kadar yaÅŸ farkı oluyormuÅŸ gibi. Sanki Nabakov'un Lolita'sı dünyada en çok satılan kitaplardan biri deÄŸilmiÅŸ gibi. Åžuuraltını açığa çıkaran bir projektör olsa da bu ülkede yaÅŸayanların beyinlerindekini duvara yansıtabilsem! Fatih Altaylı'nınki dahil neler çıkar biliyor musunuz. Peki, bu ülkede en ufak bir cızırtı gördüklerinde uluslararası bir deÄŸeri desteklemekten vazgeçenlere ne demeli? Kafamda tüm bunlar, Zincirlikuyu Mezarlığı'na giriyorum. O da ne! Bir lehva görüyorum:- Ölüm en güzel nasihattır.Dannnnnk!Ne güzel, bir ÅŸey daha öğreniyorum. Süreyya Ayhan ve hayatımın diÄŸer bütün meselelerini bir gün sonraya erteleyip o lafa, o cümleye odaklanıyorum.Ve iÅŸte gasilhane. Ölülerin yıkandığı mekana verilen isim. Hayır, ürkütücü bir yer deÄŸil. Asıl merakım kokuydu. Ölümün bir kokusu var mı diye havayı kokladım. Çoook hafif tarifi zor bir farklılık bir ağırlık ulaÅŸtı burnuma. Ama o kadar. Benim gördüğüm Zincirlikuyu Gasilhanesi temiz, steril bir yer, diÄŸerlerini bilemeyeceÄŸim. Abartılmış bir minimalizm söz konusu. Sadece metal bir tezgah ve duvara monte edilmiÅŸ lavabolara baÄŸlı bir duÅŸ var. Hepsi o kadar. Ve yeÅŸil sabunlar göze çarpıyor. Finalin görüntüsü bu kadar! Zincirlikuyu Gasihanesi'nde görev yapan tecrübeli gassal (ölü yıkayıcılara verilen isim) Hikmet Tosun'la röportaj yapmama imkan veren BüyükÅŸehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürü Seyit Ahmet Olgun'a teÅŸekkürü bir borç bilirim. Tabii ki Hikmet Bey'e de. Vaktini aldım, o ise büyük bir samimiyetle bütün sorularımı cevapladı...Bir insan neden ölü yıkar? Hayat mı öyle getirdi, yapacak baÅŸka bir iÅŸ mi yoktu?- Müslümanız biz. Herkes öldükten sonra yıkanacak. Bu zorunlu. Birileri de bu görevi üstelenecek, deÄŸil mi? BüyükÅŸehir Belediyesi'ne iÅŸ için baÅŸvurmuÅŸtum. ‘‘Elimizde cenaze iÅŸlerinde böyle bir iÅŸ var’’ dediler, kabul ettim. 6 yıldır gassalım. Cenabı Allah bu kapıdan ekmek yememizi nasip etti...Çevrenizde nasıl karşılanıyor? Ulvi bir görev olarak mı? Korkuluyor mu?- Sanatçısı, iÅŸ adamı; saygı görüyorum ben. Sinopluyum. 20 yıl oldu Ä°stanbul'a geleli. EÄŸitimim ilkokul. Ama köy imamlarından dini eÄŸitim aldım. Ä°nÅŸaat iÅŸlerinde ve pek çok baÅŸka iÅŸte çalıştıktan sonra bu iÅŸe baÅŸladım...Yaptıkça alışılan bir iÅŸ mi?- Yok, alışamıyorsun. Biri kucağında ölü çocuÄŸuyla gelmiÅŸ, ister istemez kendi çocuÄŸunu hatırlıyorsun. Zaman oluyor aÄŸlıyorsun. O zaman eve gidince kendi çocuklarıma diyorum ki ‘‘Yavrum, bu akÅŸam ses yapmayın, sıkıntılıyım’’, odama çekiliyorum.EÅŸinizin elinizi tutmaya çekindiÄŸi zamanlar oluyor mu?- Biz çıplak elle cenaze tutmayız ki. Önlüklerimiz var, maske takıyoruz. Rastgele tutmuyoruz. Rahatsız olmaz.Bu mesleÄŸin incelikleri neler?- Bir kere dini kurallara uyacaksın. Irk, din ayrımı yapmayacaksın. Bir Alman burada öldü diyelim, trafik kazasında, ‘‘Temizleyip göndereceÄŸiz’’ diyorlar, Müslüman deÄŸil, olsun. Biz yine de en güzel ÅŸekilde görevimizi yapıyoruz. Yanlış bir iÅŸ yaparsan, cenazenin günahını üzerine alırsın. Abdeste dikkat edeceksin.Ä°KÄ° KUNDAK ARASIBir ölü nasıl yıkanır?- Bir çocuk bedeni gibi, özenle. Hayat, iki kundak arasında geçen zaman zaten. Sırt üstü yatırdıktan sonra, saÄŸdan baÅŸlanır. AÅŸağıya doÄŸru. Sonra sol tarafı. Ölüler, kiri gitsin diye yıkanmaz. Gusül yapılması gerekiyor. Hiçbir yeri kuru kalmayacak. Åžartı budur. Üç defa sabunluyoruz. Genelde yeÅŸil sabun kullanıyoruz. Bazen cenaze sahipleri farklı sabunlar getirir. Genelde kadınlar bu inceliÄŸi gösterir. Ondan sonra da iki temiz havluyla kuruluyoruz. Ve kefene koyuyoruz. Akıntı varsa önlem alıyoruz. Ezilmelerde kan gitmiÅŸ oluyor, gitmemiÅŸse pamukla tampon yapıyoruz.Kötü yıkanan ölü var mıdır?- Hayır. Türkye'nin en zengin adamı da aynı beze sarılıyor, en fukarası da! Yıkamada da deÄŸiÅŸen bir ÅŸey yok.YIKADIÄžIM ÖLÃœ: 365 x 3 x 6Elinizde olsa baÅŸka bir meslek seçer miydiniz?- Galiba. Sıkıntı veriyor çünkü. Zaman zaman unutkan oluyorsun. 6 yıl önce, bu kadar unutkan deÄŸildim.Ruhi yorgunluk?- Olmaz mı? Adamın bir oÄŸlu olmuÅŸ, o da gitmiÅŸ elinden, ne var ne yok onun üzerine yapmış. Zaman zaman, rüyalarıma bile giriyor. Annesi feryat ediyor güzümün önünde. Bu tür insanlarla imamlar deÄŸil biz karşılaşıyoruz. Ãœnlü kimleri yıkadınız?- 6 yıl içinde ölen ünlüleri ben yıkamışımdır. Türkan Åžoray'ın kayınpederini, babasını. O kadar çok var ki, kimi söyleyeyim. Kemal Sunal'ı da ben yıkadım. 6 yıl içinde kaç ölü yıkamışsınızdır?- Günde üçer taneden hesap edin iÅŸte. 365 çarpı 3 çarpı 6.HEVESÄ°M KALMADIPeki sizin ölüm kavramıyla aranız nasıl?- Bu iÅŸe girmeden herÅŸeye hevesim vardı. Arabam olsun, evim olsun, ÅŸuyum buyum olsun. Åžimdi kalmadı. Ä°nanır mısınız hiçbir ÅŸeyde gözüm yok artık. Bu iÅŸe girdim gireli bir yatırım da yapmamışım. Ä°mkanım olsa da yapmamışım. Tedirgin oluyorsun herÅŸeyden. Tamam, herkes öleceÄŸini biliyor. Bilmeyen yok. Ama ölmeyecek gibi yaşıyoruz. Bu iÅŸte çalışan insanlar birinin hakkı geçer diye çok rahatsız olur. ÇocuÄŸum akÅŸam geldiÄŸi zaman, bir ÅŸey getirdiÄŸinde hemen soruyorum, nereden aldın diye. Çünkü sıkıntı veriyor. Bakıyorsun adam milyarlarını bırakmış gitmiÅŸ, gökdelenini bırakmış gitmiÅŸ...Beni kim yıkayacak diye düşünüyor musunuz?- Yok. Yıkanıp yıkanmayacağımız bile belli deÄŸil. Uçak kazası olur, yangın olur. Ama isteriz tabii, istemez miyiz? Ä°lginçtir, ben ateistim diyen insanlar bile annesini babasını getiriyor en güzel ÅŸekilde yıkansın diyor.Son soru: Niye hamamda tellaklık deÄŸil de ölü yıkayıcılık?- Bu iÅŸ ondan daha iyi. Ä°nsanlar sana dua ediyorlar. Allah razı olsun diyorlar. Hamamda bunu söylemiyorlar.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!