ÖLÜM BÄ°ZE NE KADAR YAKIN? Haddim olmayarak hatırlatıyorum: ölüm vardır!Ölüm bize ne kadar uzak. SaÄŸlıklı bedenlerimizle yaÅŸadığımız ÅŸehrin sokaklarında

Güncelleme Tarihi:

ÖLÜM BİZE NE KADAR YAKIN Haddim olmayarak hatırlatıyorum: ölüm vardırÖlüm bize ne kadar uzak. Sağlıklı bedenlerimizle yaşadığımız şehrin sokaklarında
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 18, 2000 00:00

ÖLÃœM BÄ°ZE NE KADAR YAKIN? Haddim olmayarak hatırlatıyorum: ölüm vardır!Ölüm bize ne kadar uzak. SaÄŸlıklı bedenlerimizle yaÅŸadığımız ÅŸehrin sokaklarında dolaşırken bize her ÅŸey hayatın devam ettiÄŸini imliyor. Sanki hiçbir zaman ölmeyecekmiÅŸiz gibi geliyor. Aylar hatta yıllar sonrasına sözler verip planlar yapıyoruz. Aşıklar "üç sene sonra evleniriz" diyor mesela, bir yazar son romanını anlatıyor gazeteciye, "iki yıla biter" diyor. Okulu bitirince doktor olmayı hayal ediyor çocuklar. Bense yarın dostlarımı görmeyi düşünüyorum. Bütün bunlar, ölümü unutmamız, son derece doÄŸal aslında. Kafamızda devamlı ölüm düşüncesiyle yaÅŸamak hayatın bize verdiÄŸi rolü oynamamızı engeller. "Kim o rolü oynamayı istiyor?" diye soran kötümser okuyucuyu alnından öpüyorum. Ancak onun alnındaki ıslaklık kurumadan o da ben de ÅŸunu fark edeceÄŸiz: hayat hiçbir ÅŸeye izin vermez, ondan nefret etmemize dahi.Hayır bu yazıyı gidiyormuÅŸ gibi göründüğü yere götürmeyeceÄŸim. Ölüm neden bizden uzak? Birileri ölünce neden ÅŸaşırıyor insanlar? Ve ölüm neden bir hafta süren bir haber deÄŸeri taşımaya baÅŸladı. "Kemal Sunal'ın vefatı..." deyince bu yazının bütün naif havasının bittiÄŸinin farkındayım. Meseleyi somutlaÅŸtırdım bu ifadeyle. Birdenbire aktüele çektim okuru. Olup bitmiÅŸ bir olayı gösterdim. Okurun söylemek istediÄŸimi kendisinin arayıp bulmasına da izin vermedim. Hınzır, ukala, bencil bir yazarım ben. Lafı dolaÅŸtırıyorum sayın okur. Seni de dolaÅŸtırıyorum. Yaptığım iÅŸ, yazdığım her ÅŸey, bir mihmandarın yaptığından farksız: Åžimdi solda gördüğünüz çok eskiden beri, insanın varoluÅŸundan beri, hep orda, yanı başınızda duran ölümdür, dikkatle bakınız, unutmayınız!Bize artık ölümü hatırlatan hiçbir ÅŸey yok ÅŸehirde. Mezarlıklar ÅŸehrin kilometrelerce dışında. MalumatfuruÅŸ zihnim Ziya PaÅŸa'nın Amasya, Ahmet Vefik PaÅŸa'nın Bursa valilikleri sırasında mezarlıklarla ilgili hikayelerini anlatmak istiyor. Ziya PaÅŸa'nın merkeze "MezartaÅŸlarını umumi tuvalet yaptı" diye ÅŸikayet edilmesini, Ahmet Vefik PaÅŸa'nın ise üzerinden yol geçecek bir türbeyi, orada yatan muhteremin kendisine birkaç metre ilerdeki tepede misafir edilmek istediÄŸini söylediÄŸini naklettiÄŸi hayret dolu gözlerin itirazlarını "memleketin valisi yalan mı söyleyecek" diye engellediÄŸini hatırlıyorum. Bütün bunların modernliÄŸin ruhani olan her ÅŸeyle arasındaki mesafeden kaynaklandığını söylemek lazım belki de. "Hayat devam ediyor canım bireyler diyor" iktidar, "sen çalışmana bak, ölümü düşünme."Åžehirler büyüdükçe çevrelerindeki köyleri de içine alıyor. Benim yaÅŸadığım semt de eski bir köyün çevresinde, üzerinde geliÅŸiyor ÅŸimdilerde. Gecekondular deÄŸil, köy evleri yıkılıyor, on beÅŸ katlı apartmanlara yer açılıyor. Yıkılacak evlerin üzerlerinde kırmızı çarpılar var. Kırmızı çarpılı evler yol olacak. Çoktan kurumuÅŸ derenin yatağına bakacak sıra sıra balkonlar. Önüne traktör parkedilen bir ev geçenlerde yıkıldı. Köylülerin bundan ÅŸikayetçi oldukları da söylenemez. Kahvede elli bir oynayıp, cengaver müteahhitlerin kapılarını çalmayı bekliyorlar.Köyün mezarlığı ise orada öyle duruyor. TaÅŸları çevreleyen ne bir duvar var, ne de ölüleri güneÅŸten koruyan selvi aÄŸaçları. Belki de bundandır, ne zaman birilerine otların arasındaki taÅŸları gösterip, oranın mezarlık olduÄŸunu söylesem hayretler içinde kalıyor. Onları hayrete düşüren her gün gelip geçtikleri yolun kenarında mezarlık olması deÄŸil biliyorum ben. Her gün gelip geçtikleri yolun kenarında ölüm var. Ona hayret ediyorlar. Neredeyse belediyeye ÅŸikayet edecekler: "kaldırın ÅŸu yamuk yumuk taÅŸları, gözümüz görmesin, çocuklar korkuyor."Asıl kendileri korkuyor, biliyorum. BildiÄŸim baÅŸka bir ÅŸeyse, otların arasında saklanarak unutturulan mezarlığın üzerinde çok geçmeden bir apartmanın yükseleceÄŸi. Kendisini çevreleyen çok katlı binaların arasındaki bu çorak boÅŸluk birilerinin dikkatini çekecek bir gün. Belediyeden izin alınacak, mezarlar ÅŸehrin dışındaki mezarlığa nakledilecek vs vs.Bense oraya yapılan apartmanın posta kutularına ÅŸu notu bırakacağım:"Burada siz oturmadan önce baÅŸkaları vardı. Onlarda sizin gibi 40 bölümde ikamet ediyorlardı. Sizin daireleriniz kadar geniÅŸ deÄŸildi ama kırk küçük hazneydi ikametgahları. Åžimdi nasıl sizin zillerinizin üzerinde isimleriniz yazıyorsa, onların da küçük bölümlerini iÅŸaretleyen taÅŸların üzerinde isimleri yazıyordu. Onlardan farkınız sizden öncekiler yerin altındaydılar, siz üstündesiniz. Bir de siz yaşıyorsunuz: onlar ölüydüler."HaKan KAYNAR - 18 AÄŸustos 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!