Okur yorumları

Güncelleme Tarihi:

Okur yorumları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 25, 2006 00:00

Serdar Ortaç’la düet yapmak istiyorum

Kendisini iki dünyanın insanı olarak nitelendiriyor Eylem; Kıbrıslı bir Türk olarak, köklerine çok bağlı olduğunu
/images/100/0x0/55eb40f8f018fbb8f8b53f5b
belirtiyor. Bir yandan da doğup büyüdüğü ve ’memleketim’ dediği İngiltere’yi özlüyor. Yeni bir hayata adım atmanın heyecanı, bir süreliğine geride bıraktıklarının özlemi ve geleceğin bilinmezliği üzerine sohbet ederken, en büyük hayalini de öğrendik Eylem’in: Serdar Ortaç’la düet yapmak!

n Müzik eğitiminiz var mı?

- İlk önce dans ve tiyatro eğitimiyle başladım. Hatta tiyatroda sahne ışığı yapmayı bile öğrendim. İki yıl güneş yüzü görmedim! Bu işi en iyi şekilde öğrenmek istiyordum çünkü.

n Çoğunluk sahnede olmayı tercih ederken, nereden aklınıza geldi sahne gerisinde kalıp, doğru ışık yapmayı öğrenmek?

- Doğduğumdan beri böyleyim! Annem ileride bir gün mutlaka sanatın bir dalıyla uğraşacağımı söyler dururmuş mesela. Bunların eğitimini alırken, bir yandan da küçük reklam filmlerinde oynadım. Küçük şeylerle başlayıp, adım adım ilerlemenin büyük faydası var bence.

n Tüm bu eğitimler hangi ülkede alındı?

- İngiltere’den geldim ben buraya. Orası benim memleketim. Ama İstanbul’da da çok mutluyum. İstanbul’un trafiğini bile özlüyorum!

n Buraya gelip, bir albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz?

- Londra’dayken kız grubumuzla bir mekanda çıkıyorduk. Sonra yürümedi. Ben de bir şeyler yapmaya kararlıydım zaten. Şarkı sözü yazıp, besteliyordum. Attım kendimi bir stüdyoya, birkaç demo şarkı yaptım. DJ Ramsey dinlemiş ve beğenmiş benim şarkılarımı. "I’m Gonna Get..." şarkısına remix yaptı. Radyolarda çalındı şarkım. Sonra DJ Ramsey Kıbrıs’ta çok güzel bir gece düzenledi. Ben de katıldım o geceye. DJ Ramsey’nin müziğini yıllar önce de çok beğenirdim. Yıllar sonra o benim şarkıma remix yaptı.

n Her şey su gibi akmış, kolay olmuş gibi anlatıyorsunuz. Hiç zorluk yaşamadınız mı?

- Çok zorluk yaşadım elbette. Herkesin bir yarası vardır. O yara beni, ben yapar. Kalp kırıklıklarında, kötü zamanlarda o yaradan enerji alırsın.

n İstanbul’a gelip bir firmayla anlaşmak da planın bir parçası mıydı?

- Aklımda hep bu vardı. Ama ben bir proje bitmeden yenisine başlamam.

n Neden İngiltere’de değil de Türkiye’de albüm çıkardınız?

- Benim bestelerim buraya aitti. Bu albüm İtalya ya da İspanya’da da yapılabilirdi. Ama en doğrusu albümün Türkiye’de çıkmasıydı. Burada istediğim müziği yaptım.

n İngiltere ve Türkiye’deki müzik piyasalarını karşılaştırır mısınız?

- İşleyiş aşağı yukarı aynı. Ama orada bizim Türk insanı gibi duygularını, içtenliğini belli eden insanlar pek yok! İyi olacağına çok inandığım bir şeyi yaptım sonuçta ve içime sindi.

n Nedir takıntılarınız?

- Kulaklarımı sevmiyorum! Küçük şeylere alınıyorum. İnsanların beni yanlış anlamasından korkuyorum. Her şey düzenli olsun istiyorum.

n Albümde İbrahim Tatlıses’in "Allah Allah" parçasına yer vermek nereden geldi aklınıza?

- Albümde birçok orijinal şarkım vardı. Şirketim tanınmış bir şarkıcının parçasına yer vermemin hoş olacağını söyledi.

n Neden orijinal sözleriyle söylemediniz şarkıyı?

- Ben İbrahim Tatlıses değilim ki!

n Sizce İngilizce ağırlıklı şarkılarınız hep bir ağızdan söylenebilir mi?

- Benim iki dünyamdan oluşuyor bu albüm: Türkiye ve İngiltere. Ayrıca bu albümle yurtdışına da açılacağım. Başka ülkelerde de satışa çıkarılacak. Bu yüzden İngilizce olması gerekiyordu.

n "Bu albümde yapamadım, ama ikincisinde mutlaka yapmak istiyorum" dediğiniz bir şey var mı?

- Serdar Ortaç’la düet yapacağım. Bir de eski şarkıları çok seviyorum. Ninemin çok dinlediği şarkılar vardı; mesela "Hatırla sevgilim o mesut geceyi." İşte böyle şarkıları modernize etmek istiyorum.

UTANDIRAN ANLAR

Otobüsten atıldık!

Lisede okurken Fenerbahçe’de oturuyorduk. Buna rağmen okulum Taksim’deydi! Avrupa yakasına geçebilmek için otobüse binerdik. O uzun yolculuğu, trafiği tahmin edersiniz... Otobüste devamlı arkadaşlarımla gülüp, şakalaşırdık. İnsanların bakışlarından rahatsız olduğunu anlardık ama eğlence diz boyuydu yine de... Yine böyle bir gün, gürültümüzden rahatsız olan yolcular bizi kolumuzdan tuttuğu gibi yarı yolda aşağı atmışlardı. Utandık ama bir o kadar da komikti.

AJANDA

26 EYLÜL

Anadolu Ateşi, Aspendos Tiyatrosu’nda...

30 EYLÜL

Engin Günaydın, Karşıyaka Açıkhava Tiyatrosu’nda... Hayatta kaçmaz!

30 EYLÜL

Teoman, Balans Music & Performance Hall’de...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!