Nazan ölüyü diriltti

Güncelleme Tarihi:

Nazan ölüyü diriltti
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2010 00:00

Tuğba Ekinci, Nazan Öncel’in desteğiyle hazırladığı yeni albümü “Yanma Demezler Yanan Adama”yı önümüzdeki hafta çıkaracak. Albümü ve çıkış şarkısına çektiği kliple adından çok söz ettireceğine inanan Ekinci, Öncel’le işbirliği, prodüktörlük hayali ve televizyon dünyası hakkında dikkat çekici açıklamalar yaptı.

Haberin Devamı

TUĞBA EKİNCİ FOTOĞRAFLARI

Dört yıl oldu mu müzik piyasasına gireli Tuğba?
  
- Evet, tam dört yıl oldu. “Yanma Demezler Yanan Adama” da üçüncü albümüm. 
   
Dört yılda iyi bir başarı grafiği çizdin aslında. şans mıydı bu yoksa strateji mi?

- Her şeyim planlı programlıydı. Ben bu işe para kazanmak, şöhret olmak için girmedim. şarkıcılığı, meslek olarak seçtim. O yüzden iyi bir çıkış yapmam gerekiyordu. “O şimdi Asker” şarkısını da hiç düşünmeden aldım. Çünkü şarkının önemli olduğunun farkındaydım. Sadece güzellikle, fizikle bu işlerin olmayacağını biliyordum. Bu anlamda “O şimdi Asker” tam istediğim bir şarkıydı, 12’den de vurdum zaten.

Nazan Öncel’le çalışman da bir strateji o zaman...
 
- Yoo, onunla çalışmak hep en büyük hayalimdi. şimdi bunu gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. 

Niye en büyük hayalindi?

- Bilmiyorum. Ona karşı büyük bir sempatim var. Türkiye’nin büyük bir starı. Tavırlarından dolayı çok büyük bir kadın olduğunu düşünüyorum. Hem çok zor hem de çok asil. Kendisini merak ediyordum, menajerlerimiz vasıtasıyla tanıştık. Yanına gittiğimde bambaşka bir kadınla karşılaştım. Aynı benim gibi, ekranda sert bir duruşu var ama yanına geldiğinizde tam bir anne sıcaklığında olduğunu görüyorsunuz. Ona ilk “Bende ne görüyorsunuz, neden beni kabul ettiniz, bu işi devam ettirebilir miyim?” diye sordum. Cevabı, “Sen her zaman çok konuşulan ve Türkiye’nin beğendiği birisi olacaksın. Ben bile seni severek izliyorum, bana hep heyecan verdin, çok değişiksin” oldu. Bu cevaptan sonra yeni albümümü kendisiyle yapmak istediğimi söyledim, kabul etti. “Yaralıya pansuman yapmayız, ölüyü diriltiriz” dedi, böylece çalışmaya başladık.

Sen ölü müydün?

- Uzun zamandır ortada yoktum. Zor günler geçiriyordum. şarkı bulmak çok zordu. Çok iyi bir ekibe ihtiyacım vardı. “Nasıl bir şey tavsiye edersiniz Nazan Hanım” dediğimde “Sen merak etme” dedi ve bana her açıdan yardımcı oldu. Hem şarkı verdi hem de benimle düet yaptı. Benim için bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? Ama ben de ona teslim oldum, ne dediyse yaptım. Bu albüm için tam dokuz ay çalıştım. Kendisi de bu çalışmamın karşılığında düet yaparak beni mükafatlandırdı. Bana hem hocalık hem de annelik yaptı, beni koruması altına altı. Dolayısıyla kendimi çok güvende hissediyorum.

O ŞARKI YÜZÜNDEN BENİ APTAL SANDILAR

“Ben Adamı Yakarım” şarkısı için Nazan Hanım’a 50 bin dolar verdiğin doğru mu?


- Yok... Nazan Hanım’la böyle para pul muhabbetine giremiyorsunuz. Bir ara gazetelerde benimle çalışması için kendisine 1 milyon dolarlık ev teklifinde bulunduğum falan çıktı. Bu da doğru değil. Bir kere kendisinin parayla falan hiç ilgisi yok. Öyle çok pahalıya da bir şey yapmıyor yani. Zaten işe para olarak bakmamak gerek. Bizim Nazan Öncel gibi insanlara çok ihtiyacımız var. Ben onu hiç bırakmak istemiyorum. Ta ki onun beni bırakacağı güne kadar. Ama onun da beni bırakacağını sanmıyorum. Çünkü çok güzel bir başlangıç yaptık kendisiyle.

Peki... Rakiplerinle arandaki durum desem?

- Vallahi Semacığım ben rakiplerimden 7-8 yıl sonra bu işi yapmaya başladım, şu an hiç de fena bir yerde değilim. Ve bu işi yaparken onlar kadar da zorlanmadım. Az iş yaparak çok büyük bir başarı elde etim. Neden zorlanmadım? Çünkü zekiyim, çünkü stratejik davranıyorum. Mesela sponsorsuz albüm yapmıyorum. şu an sponsorum Golden Rose, onlardan çok büyük para istemedim. Fakat klibimi falan çektirdim. Ayrıca hiçbir zaman para için kendimi parçalamadım. Sahnelerin kraliçesi olacağım diye de yırtınmadım. Çünkü dört yılda bunları yapıyorsam, beş yıl sonra çok daha iyi yerlerde olabileceğimi biliyorum. Kapasitemi biliyorum çünkü.

Sen saf, aptal değil, tam tersi çok zeki bir kadınsın...

- İnsanlar beni “O şimdi Asker” şarkısından dolayı biraz da saf, aptal olarak değerlendirdi. Sonra Hülya Avşar’a benzerliğim gündeme geldi. Ama Türkiye’de Hülya Avşar olmasaydı da ben daha farklı bir yerde olabilirdim.

İLK PRODÜKTÖRLÜK İŞİM SEDA SAYAN OLACAK

Nasıl yani?


- şöyle ki; Hülya Avşar’dan dolayı benim yaşım hep büyük zannediliyor. Mesela Demet Akalın, Hande Yener, Gülşen falan benden yaşça daha büyükler ama Hülya Avşar’a benzerliğimden dolayı sanki ben onlardan büyükmüşüm gibi geliyor insanlara. Ama beş yıl sonra görsünler beni... Bir de ben insanlara alaturka geliyorum. Oysa benim kafa yapım daha farklı, daha popum. Ama Hülya Avşar, Sibel Can onlar daha tutucular.

Nedir beş yıllık kalkınma planın?

- Birkaç gün önce Seda Sayan’la birlikteydim. Bana göre o Türkiye’nin en güçlü kadını, Madonna’sı. Onun karakterini kendi karakterime çok benzetiyorum. O da sıfırdan buraya gelmiş, tuttuğunu kopartan bir kadın. Neyse Seda bana, “Benim yaptığım sabah programının en iyisini sen yaparsın, ben artık yapmak istemiyorum” dedi. Bu beni çok gururlandırdı. Ben de ona prodüktörlük teklif ettim. Nazan Öncel’de tam Seda’ya uygun bir şarkı var. Onu alacağım, klibini, her şeyini ben yapacağım. ılk prodüktörlük işim Seda olacak. Çünkü bu işi çok seviyorum. En büyük hayalim ise yurt dışında bizi Tarkan gibi temsil edecek bir kız çıkarmak. Bunu çok kolay yaparım. Çok daha fazlasını yapabilecek kudretteyim. Ben iyi bir yapımcı da olurum, ki bunu da yapacağım. Televizyon işinde de başarılı olurum, iyi yapımlara imzamı atarım. Bu alanda kurumsallaşmak istiyorum. Beş yıllık kalkınma planım böyle... Ben zaten Demet Akalın, Gülşen, Hande Yener gibi yıllarca sahnelerde olmayı düşünmüyorum. Herkes şimdi ilk defa duyacak ama bir zaman sonra belki de hepsinin prodüktörü olurum, hepsini ben yönlendiririm. Değerli yapımlarla kendimi ispatlarsam, onların da bana bakış açısı değişir. “Bu kız bizden sonra başladı ama şimdi neler yapıyor” der ve benimle çalışır.

HÜLYA OLSAM, MUHABİRİMİN İŞİNDE JÜRİLİK YAPMAZDIM

Sen sözünü esirgemiyorsun, televizyon programı yaparsan kimse gelmez ki sana...


- Gelir, gelir. 10 yıl Hülya Avşar’a gittilerse bana da gelirler. şu ana kadar bu işi yapan kadınlardan çok daha iyisini yaparım. Medeni cesaretim var, çok sosyalim, çevrem var, okuyorum, araştırıyorum. Çok iyi yaparım yani. Buradan kazandığım parayı da yine televizyona yatırırım. Acun Ilıcalı gibi yani. Ama ben Hülya Avşar olsam, Acun’un programında asla jüri üyeliği yapmazdım.

Neden?

- Yapmazdım. Kendi işimin patronu olur, kendi programımda jürilik yapardım. Acun bundan 10 yıl önce Hülya Avşar’ın muhabiriydi. Yanlış anlaşılmasın, Acun’un başarısı çok güzel ama ben Hülya Avşar kadar büyük bir star olsam, muhabirimin benim yapımcım olmasını istemezdim. Hülya Avşar’ı çok seviyorum. Onun çok daha iyi şeyler yapabileceğine inanıyorum, keşke yapımcı olsa. Ben bu anlamda Seray Sever’i tebrik ediyorum. Çok başarılı bir yapımcı oldu çıktı. Beni çok şaşırttı, helal olsun ona.

TWITTER’DA YAZMAK STAR HAREKET DEĞİL

Twitter’dan nefret ediyormuşsun, niye?


- Hayatta kullanmam. Her şey bu kadar ortalıkta olmamalı. Biraz insanın özeli olur. Ayrıca basın danışmanlarımız, menajerlerimiz niye var? Bu siteler sayesinde onların özeliği kalmadı, böyle bir sektörü yok ediyoruz. Yazık günah, bu işten ekmek yiyenler var. Yazmak isteyen yazsın ama çok star hareketler değil bunlar. Sekizinci sınıf, bu işe girmeye çalışan yeniler kullanmalı Twitter’ı.

Tuğba, konuşurken kekeliyorsun...

- Evet. Çocukluğumdan bu yana var bu. Ama farkında olmadan yaptığım, tik gibi bir şey. Ya sinirlenince ya da yalan söylediğim zaman kekelerim. (Gülüyor) Ama televizyon programlarında çok dikkatliyimdir, asla kekelemem.

MUSTAFA ÜSTÜNDAĞ EMEĞE SAYGISIZLIK YAPTI

Okan Bayülgen’in programında Mustafa Üstündağ ile tartıştın. Üstündağ, “Deli Dumrul” filminin fragmanının gösterilmesini istemedi, sen de “Neden engelliyorsun” diye lafa girdin... Neden böyle bir çıkış yaptın?


- Ben bu sinemacıları anlamıyorum. Eskiden film yapılmıyor diye üzülüyorlardı, film yapalım diye sıra bekliyorlardı. şimdi film yapılıyor, billboard kavgasına tutuşmuşlar! Yok sadece konuk oyuncuymuş, afişe resmini koyup başrol gibi göstermişler de bilmem ne... Bu şimdi emeğe saygısızlık değil de nedir? Ben de bunun üzerine, “Oyuncu arkadaşlarının hakkını yediğin için mi bu kadar üzgünsün yoksa sözleşmende mi bu yazmıyor” dedim. Cevap alamadım. Bu tepki de bana yersiz geldi. Daha düne kadar film çekilmiyor diye öyle bekleyen adamlar şimdi filmin fragmanını yayınlatmıyor, emeğe hazsızlık ya!

      

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!