Müzik bizi büyütüyor

Güncelleme Tarihi:

Müzik bizi büyütüyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2012 05:00

Özel Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinden Asude Cemre İnci ve Şebnem Keskin, bu yıl düzenlenen 15’inci Vodafone Freezone Liselerarası Müzik Yarışması’nda ‘En İyi Kız Solist’ seçildi. Bu iki genç müzisyen size bir yerlerden tanıdık gelebilir. “Ben bu kızları nereden hatırlıyorum?” diyorsanız, yanıtı hemen verelim; Asude etkileyici performansıyla Okan Bayülgen’e diz çöktürmüş, Şebnem ise “Bir Şarkısın Sen” adlı müzik programında söylediği Şebnem Ferah şarkılarıyla gönülleri fethetmişti.

Haberin Devamı

Güzel sanatlar lisesine gitmeye nasıl karar verdiniz?    

Asude Cemre İnci: Ben dans ediyordum aslında, dansçı olmak istiyordum. Dans kursuna gittiğim yerde gitar kursu da vardı. Annemle birlikte oraya da başladık. Gitar çalmaya, bir süre sonra da şarkı söylemeye başladım. Kurstaki gitar hocam, anneme “Bu kız ileride konservatuvar okumalı” demiş. Bizim hiç aklımızda yoktu...

Şebnem Keskin: Ben de küçükken basketbolla ilgiliydim, müzikle pek alakam yoktu. Sadece ailem sesimin güzel olduğunu biliyordu. Bir de müzik öğretmenim. Bir gün çocuklar için bir müzik programı olduğunu öğrendik. Babam “Şansını dene” dedi. Elemelere gittiğimde çok korktum, çünkü konservatuvara giden öğrenciler bile vardı. Girdim içeri, yönetmen başını kaldırmadan dinliyordu. Ben Christina Aguilera’dan “Hurt”ü söylemeye başladım. Adam yavaş yavaş kafasını kaldırdı, “Dur, dur” dedi. Ben “Dışarı çık” diyecek sandım. Ve Akdeniz elemesinden bir tek ben seçildim. Sonra yarışmaya katılmaya hak kazandım ve annemle İstanbul’a taşındık. Program bitip Mersin’e döndüğümde, liseyi İstanbul’da okumak istediğimi söyledim. Ailem de beni çok destekledi bu anlamda.

Program süreci nasıldı senin için?

Ş.K: Benim için o programa katılmam büyük şanstı. Bu işin içinde olmayanlar, sadece ünlü olmak isteyenlerin katıldığı bir program gibi düşünebilirler. Ben de öyle sanıyordum o dönem ama içine girince, oradaki öğretmenlerin bize sadece müziği öğretmek istediklerini anladım. Program iki sene sürdü.

O programda sahneye çıktığında hiç heyecanlanmıyor muydun?

Ş.K: Şimdi programı izleyip o özgüvenimi görünce, “Şimdi olsa yapamam herhalde” diyorum.

LİSEYE BAŞLADIM HAYATIM DEĞİŞTİ

Cemre sen genelde nasıl şarkılar söylüyordun?

A.C.İ: Genelde Şebnem Ferah şarkıları söylüyordum, daha operanın ne olduğunu bilmeden hayatıma opera girdi. Sekizinci sınıfta bir 23 Nisan programına katıldım, orada bir şekilde sesim keşfedildi. Konservatuvardan hocalar aradılar, “Bu kızın eğitim alması lazım, yoksa yazık olur” dediler. Daha sonra bir güzel sanatlar lisesinin sınavına girdim ama kazanamadım. Sınava girdiğim yerde şimdiki okulumun afişlerini dağıtıyorlardı. Şansımı denedim, oldu.

Güzel sanatlar lisesine başlayınca hayatında neler değişti?

A.C.İ: Tüm hayatım değişti. O yıl liselerarası müzik yarışmasına katıldım, bestem “En İyi Beste” seçildi. Bu okulda okumaya başlamamla birlikte bir şeylerin de farkına vardım. Hoşgörü ve sevginin önemini öğrendim mesela. İnsanlara gülümsemeyi öğrendim. Okulda işin ciddiyetinin de farkına varıyorsunuz. İlk başlarda hayal aleminde oluyorsunuz çünkü.

Hayallerin neydi peki?

A.C.İ: “Ben şuna benzemeliyim” fikri hiç olmadı bende. Benim amacım insanları mutlu etmek. En iyi ödül o. Karşımdaki insanlar dinlesinler, biraz da gülümsesinler yeter bana.

Şimdi kaçıncı sınıftasın?

A.C.İ: Şu an lise 4’teyim. Mezun olacağım.

OKAN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKTÜ

Üniversitede ne yapmak istiyorsunuz?

Ş.K: Ben konservatuvar istiyorum ama yurtdışında. Elimde imkânım olsa, liseyi de orada okumayı isterdim. En güzel okullar New York’ta. Burs kazanıp gitmek istiyorum. Zaten şimdi de burslu okuyorum.

A.C.İ: Ben şimdi konservatuvara gidiyorum zaten. Opera ve şan hocam da var. Ayrıca Bilgi Üniversitesi’nden yüzde yüz bursum var. Sahne sanatları yönetmenliği okumak istiyorum ama opera her zaman olacak, devam edeceğim. Burada kendimi tamamlamam lazım, sonra yurtdışı bir şekilde olur.

Yarışmada düet yaptınız. Pavarotti ve James Brown düeti zorlu bir performanstı ama size ödül getirdi. Bu parçayı söylemeye nasıl karar verdiniz?

Ş.K: “This is a Men’s World”ü hocalarımızla birlikte seçtik.

A.C.İ: Çok zor bir parça. Dinleyince mest olduk, inanılmaz bir şeydi.

Cemre, Okan Bayülgen karşında diz çöktü. Neler yaşanmıştı o gün anlatır mısın biraz?

A.C.İ: Evet, üç kere. Aslında Okan Bayülgen bir arkadaşımı çağırmıştı programına, ben de gittim. Ön planda o arkadaşım olması gerekirken birden konu bana döndü. Beni davet etti masaya, sohbet etti. Önümde diz çöktüğü an ise bambaşka bir duyguydu, nasıl anlatılır ki? Sahne zaten bambaşka bir boyut. Oranın heyecanı normal.

Peki, sizin üstünüze bu olgunluk nasıl çöktü?

Ş.K: Müzikten.

A.C.İ: Bizi besliyor büyütüyor.

Haberin Devamı

BİR SANATÇI HER TARZI DİNLEMELİ

Neler dinliyorsunuz?

Ş.K: Ben Beyonce hayranıyım. Ama bir sanatçının her tarz müziği dinlemesi gerektiğine inanıyorum. O yüzden Scorpions da dinliyorum, türkü de.

A.C.İ: Hissedebildiğim, hoşuma giden tüm tarzları dinleyebilirim. Senfonik rock, Latin müzikleri, opera ve klasik müzik...  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!