MEDYADAN : Ortaya karışık

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN : Ortaya karışık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2003 18:09

Bugün başlıkları ve alıntıları ayırmadım, ortaya öööye bir karışık yaptım sizin için. Çağla Şıkel’in Sars testi – Ebru Güzel’in giydiği kolye – ABD’nin Irak işgalini bitiren köşe yazarı – Erdoğan’ın “domuz eti tadıcısı” – PakizeSuda / Tamer Karadağlı ya da kavgadan doğan dostluk – İslam Bonosu’nda neden turizm geliri yok – Genel Yayın Yönetmenine alenen yağ mı çekeceğiz artık... ve tabii haftanın başlıkları.

Haberin Devamı

Posta, 27 nisan

Aynen aktarıyorum Ahmet Cumalı imzalı haberi:

“Manken Çağla Şıkel, İstanbul CNR’daki Auto Show 2003 Fuarı’nda, Hyundai’nin standında görevliydi. Hyundai’nin Güney Koreli bir yöneticisi Çağla’nın elini sıkmak istedi. Çağla, Güney Kore’de salgın olan SARS virüsünden korkup önce tokalaşmak istemedi, sonra da sadece parmak uçlarıyla el sıkıştı. Ardından da elini koklayarak aklı sıra SARS virüsü kontrolü yaptı!” (Kupürü yanda)

Çağla’nın da “Einstein’in akrabasıyım” dediği yok, yoğurdunu yiyor, oturuyor kızcağız!


*

Milliyet internet sitesi, 21 nisan

“Konuşan fotoğraf” başlığıyla verilmiş haber.

Spotu şöyle: “Yıldırım Mayruk'un İstanbul'da düzenlediği defilenin görüntüleri yabancı ajanslar tarafından da dünyaya geçildi. Ebru Güzel'in GİYDİĞİ kolye de bunlardan biri idi... Paris'e bahar geldi... Podyumlardan çarpıcı görüntüler, müthiş fotoğraflar... “

(Dr.Cengiz Türköz’e teşekkürler)


*

Milliyet, 21 nisan

Ayhan Aydemir, Ankara’dan iyi kulis haberleri geçer. Ankara’da bunlar konuşuluyor, köşesinde şöyle bir haber vardı bu sefer:

Domuz etine karşı çeşnicibaşı tuttu...

Başbakan Erdoğan, islamda yasak olan domuz eti gibi yiyecekleri yememek için kendisine ‘çeşnicibaşı’ tuttu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü’nde memur olan Fahrettin Özdemir, Erdoğan’ın yemeklerini tatması için Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü bünyesine atandı...” vs

Bir sorum var bu konuda : Fahrettin Özdemir, mesela bir türlünün içindeki kuşbaşı etin domuz mu, dana mı olduğunu tadarak anlayabilecek mi yani? İstanbul Belediyesi “domuz eti tadı uzmanı” da mı istihdam ediyor?

Bu haber doğruysa, Diyanet İşleri ne diyor? Çeşnicibaşının vazife icabı yediği domuzlar günah hanesine yazılır mı, yazılmaz mı?


*

Milliyet, 25 nisan

İçinde Erbu Şallı’nın bulunduğu cip çalınmış, hırsız “Beni indirin, hastayım” diyen mankeni arabadan indirmiş.

Şallı gazetecilere demiş ki: “Şapkalıydım tanımadı, beni bırakıp cipi aldı.”

Tanısaydı cipi bırakıp beni alırdı, demek istiyor.


*

Televizyonlar, 25 nisan

Kuzey Irak’a Türkmenler’e destek vermek üzere sızan bir Türk timi yakalandı ve sınırdışı edildi, şeklindeki haberlerin doğru olmadığını iddia etmiş ve “Bizden duymadığınız şeylere inanmayın” demiş Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül.

Buna edebiyatta “ironi sanatı” derler, toplum asıl politikacıların söylediğine inanmıyor sayın bakanım!


*

Sabah, 25 nisan

Her türlü kanunsuzluğa af çıkarıyor bu Hükümet. Namuslu, dürüst, kanuna saygılı insanları aptal yerine koymaya devam ediyor. (AKP hükümetinin vergisini, elektrik ve su parasını ödemeyen, vergi mükellefi olmayan, kamu arazisini çevirip, ormanları delip üstüne oturan insanlara destek olması normaldir, çünkü seçmen tabanı bunlar.)

Şimdi de imar affı geliyormuş. Kamu arazisine, orman bölgesine konanlara, imar izni olmadan ev yapıp kat çıkanlara af gelecekmiş. Bu hükümete yakışır!

İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, “Kenti bina bina biliyoruz. Elimizde hava fotoğrafları var. İmar affı söylentisiyle yeniden gecekondu akımına müsaade etmeyiz” demiş.

“O zaman b..u yedik Mişoncuğum” misali, iki ihtimal var : (1) Gürtuna doğru söylüyor, istese gecekondulaşmayı önleyebilir. O zaman bugüne kadar “hangi menfaat karşılığında” buna göz yumduğunu sorarlar adama. (2) Gürtuna blöf yapıyor.

Sizce hangisi doğru?


*

Sabah, 25 nisan

Life + köşesinde
, “Ebru Akel mağduru” başlıklı bir haberin spotu:

Meltem Hakarar’ın boşandığı eşi Avi Behar’ın yeni sevgilisinin, kocası Can Ateş’i Ebru Akel’e kaptıran Demet Midillioğlu olduğu ortaya çıktı.”

Anladınız değil mi?


*

Hürriyet, 25 nisan

Hürriyet
yazarı Pakize Suda, sahneye çıktığı Ece Bar’da doğum gününü kutlamış, pastayı da Tamer Karadağlı ile elele kesmiş.

“Gerçek dostluklar, büyük kavgalarla başlar” dedikleri bu olsa gerek. Çünkü Pakize (nikah öncesi başka bir kadınla birlikte olduğu iddia edilen) Karadağlı için “Tamer Karadağlı madem azacaktı niye evlendi?” diye yazmış, Karadağlı da, Ayşe Arman kanalıyla, “Kimin haddine düşmüş böyle bir şey yazmak? Beni tanıyor mu o hanımefendi?” diye cevap vermişti.

Pakize ise nihaî cevabında yumuşak bir üslup takınmış, “Tiye alınmak kimsenin hoşuna gitmiyor... ama ben, sizin oyunculuğunuzu çok beğeniyorum” demişti.

Demek ki bu atışma, elele doğumgünü pastası kesecek bir dostluğa dönüşmüş. Ne mutlu!


*

Milliyet, 27 nisan

Hükümet Arap sermayesini çekmek için İslamî Bono çıkarmaya hazırlanıyor. (Erbakan’ın da böyle cin fikirleri vardı...) Bu bonolara, kamuya ait turizm tesislerinin gelirlerinden de kaynak aktarılacaktı. Ancak Al Baraka ve Kuveyt Türk’ün uzmanları “Turistik alanlarda çıplaklar var, alkol var, bonoya koymayalım” diye uyarmışlar.

İnsanın dilinin ucuna kadar geliyor, ne Şam’ın şekeri...


*

Habertürk, 27 nisan

Duygu Asena’nın köşesi şu cümleyle başlıyor:

"Neyse Amerika’nın Irak’ı işgali bitti de, Türkiye’deki insanlar da ikiye bölünmekten kurtuldu.”

İşgalin bittiği haberini ben atlamışım...

Haberin Devamı

*

Cumhuriyet, 27 nisan

Cumhuriyet
gazetesi “arka sayfa güzeli” yayınlamaya karar verdi. Bu tercihini çıkıp savundu da. Ama, belli ki, “bahane ve yaratıcılık” sıkıntısı çekiyorlar henüz.

Bugün, bikinili bir kadın fotoğrafı ve altında şöyle bir “haber”: Mayo ve bikini sezonu açıldı.

(Eski bir dış haberci olarak, her gün ‘köşe karısı’ fotoğrafının altını doldurmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Cumhuriyet de zamanla öğrenecektir.)


*

Sabah, 27 nisan

Fakire bedava elektrik, diyor haber. Kaçak elektrik kullanımını önlemek ve tüketicileri kayıt altına alabilmek için, TEDAŞ “belli bir kilowatt saate kadar” tüketimden para almayacakmış.

Türk milletini ve özellikle de kayıtdışı hayatı (1) bir hak ve yaşam biçimi olarak benimsemiş gecekondu ahalisini doğru tanıyorsam eğer, bedava da verseler, devlete güvenip elektrik sözleşmesi yaptırmaz kimse.

“Bugün bedava derler, bir kere bizi tuttular mı, yarın öperler...” diye düşünürler. Haksız da sayılmazlar!

(1) Bir aralar sigara kaçakçılığı yapan küçük çapta bir “baba”nın şikayetine şahit olmuştum. Hükümetin icraatından dertliydi ve “Gayri meşru hayatı resmen öldürdüler be kardeşim!” diye söyleniyordu. Ciddî ciddî...

Haberin Devamı


*

Posta, 27 nisan

“Hayatın içinden, aşk ve insanlar”
köşesinde, Güler Kazmacı bir fotoğraf kullanmış, Posta’nın Genel Yayın Yönetmeni Rifat Ababay ile çekilmiş bir fotoğraf.

Altına da şöyle yazmış:

“Bu fotoğraf yalnızca bireysel tarihime değil, aynı zamanda bugünüme de ait. Ve inşallah yarınlara da ait olacak. Çünkü yedi yıldır köşe yazarı olduğum ve asla ayrılmayı düşünmediğim POSTA gazetesinin çok sevgili Genel Yayın Yönetmeni RİFAT ABABAY ve beni birlikte görüyorsunuz. Rifat son derece dost canlı(-sı demek istiyor herhalde), şefkatli ve adalet duygusu yüksek bir yöneticidir. Ama insanları sevse de “her yere girip çıkmaz” denilen birisidir. Onu her davette, her etkinlikte filan göremezsiniz. Çünkü çok düşkün olduğu evi, eşi ve dünya güzeli çocukları hayatının bir yanını kapsar, yine çok düşkün olduğu işi de diğer tarafını.”

Rifat için söylediklerinde mutabıkız da, Güler Hanım eski köye yeni adet getirmesin, şimdi biz de, ara sıra, genel yayın yönetmenimizle bir fotoğraf çektirip yağ mı çekeceğiz yani?


* * *


VE BAŞLIKLAR

Hürriyet, 15 nisan

İsmail Er’in haberi (Bak şimdi, anlatmayacaktım ama... İsmail’le ilgili bir hikayem olacak size.)

“REAL Sociedad'ın Real Madrid'i 4-2 yenmesi İtalyan basınında geniş yer bulurken, nefis bir gol atan Nihat'a da övgüler yağdı. Corriere dello Sport, ‘Türk oyuncu her maçta olduğu gibi yine golünü çaktı’ dedi. Telepiu televizyonu ise Nihat'tan ‘Mücevher’ diye söz ederek ‘Sadece golleriyle değil, çizdiği insancıl ve mütevazı portre ile de taraftarları feth ediyor’ değerlendirmesini yaptı.” diyor haber.

Başlık: Nihat’ın ünü Çizme’yi aştı

(Barkin Kurt’a teşekkürler)


*

Star, 21 nisan

“Akfırat şeyhi Yaşar Yılmaz’ın dini kullanıp kandırdığı 6 genç kız DGM’deydi. Şeyhten korkup şikayetçi olmadılar. Ancak boydan pardesülü poz verdiler. İşte cariyeler” diyor spot.

Başlık: Best of the Tahrikat

(Not: Star’ın, “tarikat” yerine “tahrikat” yazarak, “ihtiyar şeyh bozuntusu pez...’i tahrik etmekle görevliler” şeklinde bir espri yapacağını zannetmem, muhtemelen hatadır.)


*

Bursa Olay Gazetesi, Çekirge ilavesi, 20 nisan

Şarkıcı Yeşim Salkım’ın evliliğiyle ilgili bir haber.

Başlık : Bir SALKIM mutluluk!

(Ferhan Şahin’e teşekkürler)


*

Sabah’la Günaydın, 22 nisan

Futbolcu İlhan Mansız ile nişanlısı, kendilerine yarım trilyonluk bir villa almış.

Başlık. İlhan & Nini EVlendi


*

Milliyet, 25 nisan

Kayahan, “Ne oldu can” adlı parçasını isteyen Muazzez Abacı’ya “40 bin dolar” dedi, diyor haber.

Başlık: Parayı ver CANımı al!


*

Şok, 22 nisan

“Ceyda Sabah’ın giydiği, göğüslerini ortaya koyan şeffaf bluz karşısında Hasan Şaş neredeyse şaşı oluyordu” diyor haber.

Başlık . Hasan ŞAŞtı


*

Star, 24 nisan

Türkiye’de de SARS endişesi yaygın diyor Star.

Başlık: Ya bizi de SARSarsa


*

Habertürk, 27 nisan

“Sars kapıda ama” diyor gazete...

Başlık: Türkiye SARSılmadı

Öğğğ ki öğğğğ!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!