MEDYADAN : Alıntılar

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN : Alıntılar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2003 17:46

Orgazm sigarası çok zararlı diyen haberin fotoğrafı – Latinler İngilizce bilir miydi? – Halk medyaya güvenmiyor, diye üzülen köşe yazarı – Adamın ölümü otopsiden sonra kesinlik kazanacak – 23 Nisan’da TBMM’de milletvekili koltuğuna oturan öğrencinin 83 vakuatı varmış, yakışır – İşkilliler listesine Karaman da katıldı – “Fransız gezginci” mi? Hay dilinizi...

Haberin Devamı

Şok, 17 Haziran

Başlık: Orgazm sigarası çok zararlı

Hani sevişmeden sonra içilen o “keyif cigarası” vardır ya, iddiaya göre, normal sigaradan (yani normal zamanda içilenden) 4 kat daha zararlıymış. Niye, haberde yok.

Ama bu haberle kullanılan fotoğraf akla zarar.

Sevişmeden sonra içilen ilk sigaranın zararı büyük” diyen haberin fotoğrafı yanda...

Herhalde fırlamalık olsun diye bu resmi kullanmışlardır...


*

Hürriyet, 16 Haziran

Cinnah 8 Fısıltıları
’nda “İstavroza AKP bakışı” diye bir haber.

Papa 2.Johannes Paulus’un “tahta çıkışının” 25.yılı münasebetiyle Vatikan’ın Ankara Büyükelçiliği’nde bir tören yapılmış, iki AKP milletvekili katılmış. Hürriyet’in dedikodu köşesinde şöyle deniyor:

Bartolomeous’un İngilizce yaptığı konuşmasından önce, Latince yaptığı ayinde Hazreti İsa’nın adı ‘Jesus’ diye geçtikçe... (birileri istavroz çıkarmış.)”

İsa’nın Latince’sinin “Jesus” olduğundan pek emin değilim! Latinler İngilizce bilmezdi...


*

Milliyet, 19 Haziran

Gazetenin ikinci sayfasında, Genel Yayın Yönetmeni’nin yazısının hemen yanında, üçte iki sayfa tek habere ayrılmış: Boğaziçi’nin gelini Reina

Yerleşim planı, 2003 repertuvarı, içki fiyatları, mekanlar ve müdavimleri...

Reina için müthiş bir reklam.

İnşallah bedavaya yapmamışlardır...


*

Star, 18 Haziran

İnciluz bile caydı, diyor başlık.

Çay tiryakisi İngilizler, siyah çaydan papatyaya yönelince, birinciliği Türkler’e kaptırdı... Çayda rakibimiz kalmadı” diyor haber.

Çayda rakibimiz kalmadı, ne demek?

Dünya pazarında en büyük üretici-satıcı biziz, demek herhalde değil mi?

Değil.

Kişi başına çay tüketiminde Türkiye dünya birincisiymiş. İkinci İnciluzlar yılda 2,2 kg tüketirken, biz 2,4 kilo çay içiyormuşuz.

“En çok çay içen biziz!” diye sevinmenin ne alemi var, anlamadım?


*

Star, 22 Haziran

Rauf Tamer’in başlığı “Düşündürücü” bugün.

Prof.Yılmaz Esmer’in yaptığı araştırmadan bahsediyor. Bir yerinde şöyle diyor yazının:

“Şimdi gelelim güven duygusuna. TSK, yüzde 92.2 gibi yüksek bir oranla yine birinci... Adı üstünde: Güven. Peki sonra kimler var.

İlk sıralara bakıyoruz NATO var, AB var, TOBB var, TUSİAD bile var... IMF bile var... BM bile var... Ama Medya yok.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden sonra ikinci sırada kim geliyor biliyor musunuz? TRT...

Evet... Medya değil... Yazılı Basın değil. TRT... Belli ki özellikle belirtilmiş bu kurum: TRT

Peki, nesine güven duyuluyor TRT’nin? Bir çok kanal reyting yarışındayken, TRT de nerden çıkıyor?

Belli ki ‘güven’ söz konusu olunca ‘Haberler’ ölçü alınıyor.

Çünkü TRT Haberleri’nde yalan yok.

Hiddet, şiddet, dehşet yok... Aile yapısına ters gelecek sürpriz görüntüler de yok.

Özel Televizyonlar biraz oturup düşünmeli: ‘Neden güven veremiyoruz’ diye...”

İsterseniz hatırlatayım:

“Halk medyaya güvenmiyor, özel televizyonlara güvenmiyor, çünkü yalan haber yapılıyor” demeye getiren Rauf Tamer Star televizyonunun da sahibi olan Uzanlar’a ait Star gazetesinin yazarıdır.

Haberin Devamı

Ama müsaadenizle, “Medyaya güvenilmiyor” diye dertlenen Rauf Tamer’in neden Sabah’tan ayrılıp Star’a geçtiğin ise, hiç hatırlatmayayım.


*

Star, 22 Haziran

Yazının tamamını aktarmak isterdim size, yerim olsa. Hıncal Abi (Uluç demeye korkuyoruz malum) komşuluk üzerine nefis yazmış.

Akşamın geç bir saatinde genç bir kız kapısını çalıp, “Acaba tirbuşonunuz var mı?” diye sormuş, karşı komşusuymuş meğer. Hıncal Abi de bundan güzel bir yazı çıkarmış.

Bir cümlesini alacağım sadece, benim içimi titreten bir cümlesini:

Bu ülkede en büyük sivil toplum örgütü idi komşuluk. Maddî manevî güvence, moral destek...”

Doğrudur, komşumuz yarı anamız sayılırdı bizim, komşu ev yarı evimiz...

Bu vesileyle, Muazzez Teyzemi, Belma Teyze’i, Belma’yı ve Bülent’i, tabii can dostum İbom’u ve Melek’i sevgiyle anıyorum. Nefise Teyze’nin, Sıtkı Bey Amca’nın, Macide Hanım’ın, Ahmet’in ve (adı burada aklıma gelmeyen) kaybettiğimiz bütün komşularımın da ruhları şad olsun!


*

Şok, 22 Haziran

Porno merakı öldürdü” diye bir haber.

Bir garip adam, 44 yaşındaymış, porno dergilere bakıp mastürbasyon yaparken, kalp krizi geçirip ölmüş.

Ölümüyle ilgili bu çirkin detayı hangi alçak medyaya açıkladı bilmem, cesedini bulan oda arkadaşı mı, polis mi, doktorlar mı...

Ama haberin son cümlesi nefisti:

Talihsiz adamın kesin ölümü otopsiden sonra belli olacak.”

Yani (1) ölmemiş olması da mümkün (2) o takdirde canlı canlı otopsi yapılarak, ölüp ölmediği de kesinlik kazanacak.


*

Hürriyet, 22 Haziran

Murat Bardakçı’nın küçük bir haberi. “Bir şehzade, 80 yıl sonra ilk defa bu gece bir sarayda evleniyor” diyor.

“Ortaköy’deki Esma Sultan Yalısı’nda bu akşam (22 haziran) bir ‘şehzade düğünü’ yapılıyor. Sultan Beşinci Murad ile Sultan Reşad’ın torunu ve hanedana hem anne, hem baba tarafından mensup tek şehzade olan ‘Şehzade’ Osman Osmanoğlu ile Athena Christophorides’in üç çocuğunun en küçüğü 24 yaşındaki ‘Şehzade’ Selim, nişanlısı Alev Öcal ile büyük halası Esma Sultan’ın sahilsarayında dünya evine girecek.”

Tabii ki biz Cumhuriyet nesliyiz ve bundan çok memnunuz. Yani benim tarafım belli. Ama yine de :

(1) Bir zamanlar halalarına ait olan bir sarayda, parayla düğün yaptırmaları biraz içimi burktu, niye yalan söyleyeyim.

(2)  Ve hep söylediğim bir şeyi tekrarlayacağım. Yurt dışında yaşarken, ya da yabancı dergileri, gazeteleri okurken dikkatimi çeken birşeyi.

Bir takım ‘eski kraliyet aileleri’ vardır, Avrupa’nın aristo-sosyetesini oluştururlar. Yok Eski Romanya Kralı, Eski Yunan Kraliçesi, hatta eski Arnavutluk Kraliyet Ailesi gibi... Bunlar, para burjuvazisinin verdiği davetlere çerez olurlar, “sosyete dedikodusu” yapan uyduruk dergilere, zamanında memleketlerinden, halklarından çaldıkları ve yurtdışına kaçırdıkları paralarla temin ettikleri lüks hayatlarıyla, yatlarıyla, katlarıyla, at yarışları ve aşklarıyla malzeme olurlar. Kovuldukları memleketlerinin iç ve dış siyaseti hakkında konuşur, kendilerini hâlâ “ülkenin gerçek sahibi” ve “haksızlığa uğramış, taçları ellerinden alınmış mazlumlar” gibi pazarlayıp, bundan ekmek yerler.

Halbuki, Osmanoğulları, bu anlattıklarımın yanında gerçek bir imparatorluk ailesi olmalarına rağmen, asla ayağa düşmediler, Türkiye’nin aleyhine tek söz etmediler... gerçekten atalarına layık olduklarını 80 senedir ispat ettiler.

Allah için...


*

Milliyet, 21 Haziran

Çocuk vekil tutuklu” diye bir haberdi.

21 Nisan’da TBMM’de düzenlenen Çocuk Meclisi’ne katılan 13 yaşındaki MY’nin iki ayda 83 hırsızlık olayına karıştığı ortaya çıktı” diyor.

Trabzon Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce temsilî çocuk milletvekili seçilen ve TBMM’de düzenlenen törene katılan bir çocukmuş bu.

Milliyet’in buna niye şaştığını anlamadım.

O Meclis’te, dokunulmazlık kalkanına sığınmış, az mı katil, hırsız, dolandırıcı var?

Bu MY de 23 Nisan’da onlardan birinin koltuğuna oturmuş demek ki...

Yakışır!


*

Gözcü, 21 Haziran

Fotoğrafını gördünüz mü bilmem, ben o heykeli çok sevdim. Karaman’ın CHP’li belediye başkanı, şehrin girişine kocaman bir Karaman koyunu heykeli diktirmiş, şehrin sembolü olarak.

Ama yeni (MHP’li) belediye başkanı, “Karamanlılar koyun yerine koyularak imajları zedeleniyor” diye bunu yıktırmış, yerine “elinde elma tutan köylü kızı” heykeli diktirmiş.

Hamamcılar, taksiciler, kapıcılar, öğretmenler, efeler derken... “işkilliler” listesine Karamanlılar da katıldı demek ki...


*

Gözcü, 21 Haziran

Gözcü
CHP’ye Cuma kıyağı” diye vermiş haberi.

Spotu diyor ki “Türkiye-İsrail Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanlık seçimi cuma namazı saatine denk gelince CHP’ye gün doğdu. AKP’liler Cuma namazına gidince, başkan ve üyeler CHP’lilerden seçildi” diyor.

Bence yorum yanlış:

AKP’liler yine takiye yapıyor. Yani “İsrail dostluk grubu”na girip de İsrail ve/veya Yahudi düşmanı yobaz tabanlarının hışmına uğramamak için (Belki de CHP ile danışıklı dövüştür) Cuma’yı bahane edip tüymüşlerdir, eminim.


*

Gözcü, 21 Haziran

Gazetelerde okumuşsunuzdur, bir Fransız, atı, katırı ve köpeğiyle dünya turuna çıkmış, ancak hayvanların sağlık belgeleri olmayınca Kapıkule’den sokulmamış.

Gözcü bu haberi şu başlıkla veriyor: “Fransız gezginci Kapıkule’yi mesken tuttu.”

Bakkalcı, nalburcu diyen cahiller sadece sokakta gezmiyor, gazeteleri mesken tutuyorlar, demek ki...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!