mauv 'Rauvauv miauv

Güncelleme Tarihi:

mauv Rauvauv miauv
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 1997 00:00

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

(Bugün harika görünüyorsun!)

Evet, gerçek... Kediler de konuşur, hem de kendi dillerinde!

Bu yazı dizisini hazırlarken

en büyük zorluk, İngilizce'ye çevrilmiş Kedi Dili'ni, İngilizce'den Türkçe fonetiğine aktarabilmekti. Takdir edersiniz ki, Kedi sevgim bile Türkçemden daha iyi! Ufak tefek hataları hoş görmeniz ve bir an önce bu müthiş kitaptan edinmeniz dileğiyle...

Bir kitabın ön ve arka kapağına baktıktan sonra ne yaparsınız? Önsözünü okursunuz... Alexandra Sellers tarafından kaleme alınmış ‘‘Konuşan Kedi’’ (Cat Spoken) adlı kitaba Londra'da bir kitabevinde rastlayınca, ben de aynı şeyi yaptım. Söz konusu yazarın adına bugüne kadar hayatımda hiç duymamıştım. Gerçi, bu umurumda bile değildi. Birileri anladığım kadarıyla, ‘‘Kedi Dili’’ diye bir şey olduğunu iddia ediyordu. Üstelik bizim (yani insanların konuştuğu çeşitli) dilleri değil, Kedilerin kendi aralarında konuştuğu, onlara özgü bir dilin varlığından söz ediyordu.

Kesinlikle çıldırmış olmalıydı...

Heyecanla önsözü açtım, aynen şöyle yazıyordu:

‘‘Elinizdeki kitap, öncelikle akademisyenler için bir ders kitabı olmakla beraber, kanımca Kediseverlerin de ilgisini çekecektir. Kedi dili, insanların deyimiyle Kedilerin evcilleştirilmesi kadar eskidir. Ve yüzyıllar içerisinde küçük değişikliklerle günümüze kadar korunmuştur. Kedice insanların kendi başlarına öğrenmesi zor bir lisandır. Bu kitap 1996 Ağustosu'nda Bachgarter Fintz, Yıllık Kedi Kongresi'ne de sunulmuştur, elbetteki bugüne kadar tarafımdan yazılan 18 kitap da göz önünde bulundurulmuştur. Kitabın ilk yarısındaki gramer bölümlerinde, Kedilerle yapılan gündelik konuşmalara ait sözcük listelerine, basit cümlelerin kuruluş biçimine, fiil çekimlerine rastlayacaksınız. Her bölümün sonunda Kedi dilinde pratik yapabilmeniz için egzersizler mevcut. Önümüzdeki günlerde umut ediyorum ki, yazılı metinle beraber bir kasetin de ilgililere ulaştırılması mümkün olur. Bu iyi olur, çünkü bu yolla Kedi dilinin öğrenilmesi daha kolay olur. Kitabın ikinci yarısı ise Kedilerin tarihsel ve sosyolojik açıdan insanoğluyla ilişkisini irdelemektedir. Bu bölümde, insanoğlunun tarihsel gelişimi içerisinde Kedi ritüeline dair geçmişten bugüne donelere dair fikir sahibi olmak mümkün. Ve Kedilerin geleceğe dair düşüncelerine...’’

Önsözün gerisi fasa fiso...

‘‘Bu kitapta emeği geçen’’ diye başlıyor ve bin tane doktora, üniversiteye, müzeye, enstitüye... ve tabii Jonny ve Mediko adlı iki Kediye teşekkür ediliyor.

YEDİ DİL BİLEN AKADEMİSYEN

Okuduğum her şeye inandığımı söyleyemem...

Ama şüphe duymam bir şeyleri okumamamı da gerektirmiyor.

Hepimiz her gün gazete okuyoruz!

Dolayısıyla, arka iç kapakta Alexandra Sellers adlı yazarın fotoğrafının ve özgeçmişinin yer aldığı, bir romandan çok ‘‘Çince Öğrenmenin Yolları’’ adlı bir yapıtı hatırlatan kitabı rafların birinden çıkarıp, parasını ödemek üzere kasaya götürürken, bu sefer de Sellers'ın özgeçmişine takıldım. Çocukluğundan beri insanoğlunun konuşabildiği tüm dillere olan ilgisinden söz ediliyordu. Bu da iyiydi! Huzurlarımızda bir dil uzmanı vardı. Yedi dil bilen Farsça ve Din Araştırmaları üzerine çifte diploması olan, Doğu ve Afrika dili araştırmalarında uzman, hayatının çoğunu Kedilerle paylaşmış, neredeyse onlara insanlardan daha fazla zaman harcamış bir akademisyen. Kedi doğumları, hastalıkları, ölümleri ve neredeyse Kedilere ait olan herşey üzerine ilgisini, üstelik bu ilginin taa çocukluğundan beri süregeldiğini...

Kasiyer paranın üstünü verirken de...

Sellers'ın, Kedisine süt içirmenin çarelerini ararken, Kedilerin sıvıyı yalayarak içmeleri kolaylaştıracak dillerinin tümseklerden oluştuğunu daha beş yaşındayken keşfettiğini, o gündür bugündür de Kedilere ait herşeyi öğrenmekten asla ve asla vazgeçmediğini, yazdıklarının USA Today tarafından ‘‘bestseller’’ ilan edildiğini, şu an eşiyle birlikte Londra'da bahçeli bir evde yaşadığını, genellikle insanların yaptığının aksine, bahçesine gelen Kedileri kışkışlamadığını, onları içeriye ‘‘somon, ciğer ya da balık’’ yemek için davet ettiğini...

Okuyunca... Ben bu kadına bayıldım! Ve bir an önce ‘‘Konuşan Kedi’’yi bir yerlerde okuyabilmek için kitabevinden ayrıldım.

ESKİDEN HERKES BİLİYORDU

Hayır, hiçbir hata yok!

Beni Türk Dil Kurumu'na şikayet edecek bir durum da yok...

Ben de aynen kitabın yazarının tavrına sadık kalarak, bu dizide geçen her Kedi kelimesini büyük harfle yazıyorum. Çünkü o bunu tüm kitap boyunca yapmış. Üstelik, sadece ‘‘Cat’’ (Kedi) kelimesinin geçtiği yerlerde değil, mesela ‘‘communiCation’’ (haberleşme) sözcüğünü yazarken de...

Yani, İngilizce Kedi kelimesini oluşturan C-A-T harfleri nerede geçiyorsa ‘‘c’’ler kapital. Lütfen bunun nedenini bana değil, hanımefendinin kendisine sorun. Eminim size öyle şeyler anlatacaktır ki, sorup sorduğunuza pişman olacaksınız. Ben de neredeyse bu kitabı okuyup anlamaya çalıştığım için pişmanım!

Çünkü her akşam eve gittiğimde, Kedimin yanına çöreklenip, ‘‘Mauv merouvvap?’’ diye, onun kendi dilinde ‘‘Acıktın mı?’’ sorusunu sorup bir yanıt bekliyorum. Anlamsız anlamsız suratıma bakıyor. Ama ‘‘Mam mam... Mam mam?’’ diye Kedi dilinde olmayan, tamamiyle benim uydurduğum ve onun işine geldiği için çok çabuk öğrendiği(!), soru biçimini duyunca koştura koştura mutfağa gidiyor...

Oysa ben de onunla Alexandra Sellers'ın iddia ettiği gibi, eski Mısırlılar gibi Kedi Dilinde konuşmak istiyorum. Benimki Türkçeyi öğrenmeden, ben onun dilini öğrenmek istiyorum.

Bunun için inanın çaba da harcıyorum...

Kitabın 127. sayfasında anlatıldığı üzere, antik çağlarda, özellikle de Altın Çağ'da hemen herkes Kedi dilini anlayıp konuşabiliyordu ve Kediler bir tür ‘‘öğretmen’’ olarak kabul ediliyordu. Hatta ‘‘tarımın doğuşu’’ bile onlarla ilintiliydi. Kedilerin yerleşik hayata olan bağlılıkları ve ‘‘Sac Ayağı Öğretileri’’ (Tripod Teaching) sayesinde insanlık bugünlere gelebildi. Biliyorum kafanız karıştı...

Benim de okurken karışmıştı!

KEDİ UYGARLIĞI

Baştan başlayalım: Sellers, Kedilerle, bugün bizim ‘‘homo sapiens’’ olarak nitelendirdiğimiz insanoğlunun ilişkisi 10-15 bin yıl öncesine dayandığını söylüyor. Fakat Kediler, insanlığın bu evresine ‘‘homo sapiens’’ yerine ‘‘femina linguam Cata loguens’’ demeyi tercih ediyor. Çünkü Kedilere göre bizler henüz ‘‘homo sapiens’’ evresine bile ulaşmadık!

O yüzden de onlar, o gündür bugündür yeryüzündeki insan evrimine yardımcı olmaya, yön vermeye çalışıyor...

Size tuhaf gelebilir, ama Alexandra Sellers kafayı yemediyse, o üniversitelerden boşuna mezun olup dereceler almadıysa ki zannetmiyorum, geriye tek açıklama kalıyor onun Johnny ve Mediko adlı iki Kedisi bütün bunları anlatıyor ya da uyduruyor. Sellers da, artık Kedice bildiği için de bütün bunlardan bir kitap yapıyor.

Sonra da ‘‘bestseller’’ oluyor...

İyi numara değil mi?

Ya o kediler benimkinden daha şizofren ya da tabii bir ihtimal daha var bütün bunların gerçekten doğru olabileceği, yani yeryüzündeki evrimin sadece insanoğlu açısından değil Kediler açısından da değerlendirilebileceği...

Kedilerin eğitimi, binlerce yıl öncesine ‘‘Sac Ayağı Öğretileri’’ne dayanıyor. Bu öğreti de insanoğlunun evrimini hızlandırıyor. Nasıl mı? Söz konusu ‘‘Saç Ayağı Öğretileri’’ üç temel kuraldan oluşuyor: ‘‘Müziğin Kuralı’’, ‘‘Temizliğin Kuralı’’ ve ‘‘Dilin Kuralı.’’ Bunlar anlaşılacağı üzere uygarlığın temeli. Ve kediler, insanoğlu dahil bir çok varlığa bu üç temeli öğretmişler...

Daha bir çok şey öğretmeye de devam ediyorlar.

Kedi dili alfabesi

Sizlere bugünlük, Kedi Alfabesi hakkında bilgiler vermekle yetiniyorum. Tahmin edeceğiniz gibi Roma Alfabesiyle bir alakası yok. Bu alfabe beni kahrediyor! 15 sessiz, 10 sesli harften oluşuyor. Siz, şimdi onları çalışa durun, ben dizinin ikinci bölümünü yayına hazırlayabilmek için (gündelik hayatın basit Kedi diyalogları!) kendimi buralarda parçalayacağım...

Sessiz harfler

b ‘‘bütün’’ der gibi, ‘‘b’’ harfinde az vurgu

f ‘‘Fas’’ der gibi, fakat dişler alt dudağın tepesinde değil, iç yüzüne yerleşiyor

h ‘‘he’’ deriz ya biz, işte öyle

m dudaklar sıkıca kapanmadan söylenecek, ses çıkar çıkmaz dudaklar açılıyor

n hafif bir ses olarak çıkıyor

p ‘‘perde’’ der gibi, ‘‘p’’ harfinde az vurgu

r vurgulamadan yumuşak bir ses olarak söyle, ‘‘Yürek’’ der gibi

rr vurgulu ‘‘r’’, yani ‘‘perrrde’’ der gibi

R Fransızların ‘‘r’’si, Fransızca ‘‘tresor’’ der gibi

RR abartılı Fransız ‘‘r’’si

t ‘‘b’’ ve ‘‘p’’ de olduğu gibi

w ‘‘avv’’ ‘‘ovv’’ gibi

^ gırtlak nefesi

` gırtlak duruşu

yumuşak gırtlak duruşu

Sesli harfler

a açık ‘‘e’’, ‘‘geveze’’ der gibi

aa ‘‘baa’’ der gibi, ama koyun ‘‘mee’’lemesini söylerken gibi

e ‘‘melek’’ der gibi kısa bir ‘‘e’’

ee ‘‘biib’’ sesi gibi

i ‘‘Menkibe’’ derken, ‘‘i’’ nasıl kısaysa, işte öyle

o ‘‘çok’’un ‘‘o’’su gibi

u ‘‘sap’’ der gibi, kısacık bir ‘‘a’’

aw ‘‘av’’ gibi bir ses

ow ‘‘auv’’ gibi

ew ‘‘iuv’’ gibi

Ev ödevi

İngilizce yazılışı

mow

mow ‘aow row mew

ma `row ‘Rowow pwah row

mow ‘RRaow row

mow merowwap

Türkçe okunuşu

mauv

mauv ‘auv rov miv

ma `rov ‘RRovauv pa rov

mauv ‘RRauv rov

mauv meroup

Anlamı

Kedi

Küçük Kedi üşümüş

Küçük Kedi ıslanmış

Kedicik yalnız

O acıkmış

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!