Masaya vuracağına başını kuma gömdü

Güncelleme Tarihi:

Masaya vuracağına başını kuma gömdü
Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2010 00:00

7 yıl aradan sonra müzik dünyasına dönmeye hazırlanan Seren Serengil, özel hayatında oldukça zor günler geçiriyor. Üçüncü eşi Musa Aytun’la boşanma davası süren Serengil, bir yandan da doğduktan dört gün sonra hayatını kaybeden kızı Stephanie’nin mezarını bulmaya çalışıyor...

Haberin Devamı

BU MUTLULUK MAZİ OLDU (FOTO-GALERİ)

7 yıl sonra yeniden müzik dünyasına dönüyorsunuz. Bu dönüşe nasıl karar verdiniz?    

- En son “Bu Gecenin Hatrına” albümüm çıktı. Çok başarılı bir işti. Sonra evlendim...       

Kaç kere evlendiniz bu arada?       

- ıki evlilik geçti başımdan. Aslında üç biliniyor ama biri formaliteydi. Hayatta en çok istediğim şey bir aile kurmaktı. Bu işten elimi eteğimi çekip, aileme zaman ayırmak istedim.

İyi bir eş miydiniz sizce?           

- Bana göre iyi bir eş oldum. Bütün evliliklerimde kahramandım. Çünkü elimde bir kılıç, evliliğin tüm olumsuz yönleriyle tek başıma savaştım. Bu emeğin, fedakarlığın karşılığında tek istediğim bir teşekkürdü. Onu da alamadım. Özellikle çocuklarımın kaybı, eşimin kumar alışkanlığı, ailesinin ısrarla çocuğumun mezarını göstermemesi, evliliğimiz boyunca ayrılmamız için verdikleri çaba beni çok yıprattı.

Anneniz sizi özel hayatınızla ilgili yıllardır uyarır. Musa Bey’le ilgili de uyarı almış mıydınız?    

- Annem en baştan hiç istememişti Musa’yı. Nikâhıma da gelmedi zaten. Ama ben Musa için hem annemle hem de onun ailesiyle mücadele ettim. Elimdeki kılıcımla iyi bir savaşçıydım. Yalnız yanımda bana destek olacak bir kalkana ihtiyacım vardı. ışte o olmayınca yara ala ala düştüm sonunda.

ONA ÇOCUK VERMEK İÇİN ÖLÜMLERDEN DÖNDÜM

Musa Bey’le yeniden bir araya gelme ihtimaliniz hiç yok mu?


- Kızgınlığım geçse de çok kırgınım. Çünkü biz altı sene birlikte olabilmek için çok mücadele ettik. Ben ona çocuk verebilmek için ölümlerden döndüm. Çocuğumuzun ölümünden beş ay sonra ayrılığın eşiğine getirilmemize izin vermemeliydi. Daha yaralarımı saramadan, boşanma kararı almamız beni çok yıprattı.

Daha önceki açıklamalarınıza dayanarak soruyorum; neden sizi istemedi Musa Bey’in babası?

- Normal şartlarda Musa’nın babasının beni istememe gibi bir durumu olamaz. Çünkü Musa nasıl bir okulda okuduysa ben de aynı okulda okudum. Nasıl bir semtte yetiştiyse ben de aynı semtte yetiştim. O yüzden aramızda görgü ve tarz farkı yoktu. Tamamen din olayına bağlıyorum bunu.

Ayrılığınızın tek sebebi babası mı?

- Musa’nın da hataları vardı. Ama beni o kadar çok seviyordu ki, hatalarını hep tolere ettim bu yüzden. Fakat çocuğumu kaybettikten sonra işler öyle bir hale geldi ki, benim tolere edecek gücüm kalmadı. Çocuğumu kaybetmişim, Musa kumar oynuyor, para kaybediyor, üstelik bunalıma girdi... Hiç kimse böyle bir yükü taşıyamazdı, ben de taşıyamadım. Yoksa ben hiçbir zaman evliliğimi bitirme taraftarı değildim.

EVDE BİLE EL ELE DOLAŞAN BİR ÇİFTTİK

Evinizi Musa Bey mi geçindiriyordu?


- Hiçbir maddi beklentim olmadı ondan. O da kendi çabalarıyla elinden geleni yapmıştır ama benim zaten yürüyen bir düzenim vardı. O da bu düzene dahil oldu.

Neydi sizin bu evlilikten beklentiniz?

- Başımı omzuna koyup uyuyabilmeyi, çocuğumun babası olmasını istedim Musa’dan. Sadece yanımda olsun istedim. Beş aylık hamileyken, karnım burnumdayken bile onu sabah işe bırakıp, akşam işten alıyordum. 90 doğumlu kızları görüyorum şimdi, altında spor arabası olmayan bir çocukla yemeğe dahi çıkmıyorlar. Ben Seren Serengil olarak, normal standartların çok üst seviyesinde fedakarlıklar yaparak bu evliliği sürdürdüm. Sonu bu olmamalıydı.

Bu evlilikten pişman mısınız?

- Asla pişman değilim. Çünkü Musa’nın da beni çok mutlu ettiği zamanlar oldu. Gittiği güne kadar beni çok sevdiğine inanıyordum. “Karıcığım seni çok seviyorum, iyi ki varsın” diye mektuplar yazar, iş yerinden mail’ler gönderirdi. Evde bile el ele dolaşan bir çifttik. Sadece son zamanlarda kontrolü çok kaybetmişti. Ben de alttan alma modundan çıkmıştım. Her şey birden bire oldu.

BENİM KÖPEĞİM ÖLDÜ ONA ÖYLE MEZAR YAPMADIM

Size çocuğunuzun mezarını göstermemek için yaptıkları açıklama ne?

- Diyorlar ki “Çocuk bizim dinimize göre cenindir.” Ki doğmuş olan bir çocuk! Diyanet de “Böyle bir şey olamaz” diye açıklama yaptı. Çocuk doğdu, dört gün yaşadı ve beyin kanamasından öldü. Ben niye gidip de çocuğumun mezarında dua etmeyeyim? Bu kadar büyük bir günah olabilir mi? Bana yedi ay sonra savcılık zoruyla bir mezar yeri gösteriyorlar. Benim köpeğim öldü, ona öyle bir mezar yapmadım. Orası mezar olamaz! “Efendim biz mezar taşı yapmayız, arkasından dua okumayız” diyorlar.

Neden?

- “Çünkü bizim dinimize göre o çocuk değil, cenin. Bu kadar erken doğan çocuğun arkasından dua okunmaz” diyorlar. Mezarlığa da sokulmuyorum. Musa’nın babası çok fanatik Musevi. Çocuğu bir yere gömdü. Musevi cemaati ayaklanacak bu sefer. Çünkü Müslüman bir çocuk, Musevi mezarlığına gömülmez. Çünkü Musevilikte din, anneden geçiyor. Musa diyor ki, “Ben de bilmiyorum nereye gömüldüğünü”. Bir baba çocuğunun mezarını nasıl bilmez? Babasından korktuğu için Musa bu kadar çekimser kaldı. Ben bütün bunları yaşarken Musa’nın yumruğunu masaya vurmasını çok bekledim. Yumruğunu masaya vuracağına kafasını kuma gömdü. O anda da beni kaybetti.

SEVGİLİLERİNİ SORDUM ‘GÜNLÜK İLİŞKİLER' DEDİ

Musa Bey “Çok özür dilerim” deyip geri dönse?

- Olmaz artık. Benim için bir erkek, benden daha erkek olmalı. Ben çok erkeğim çünkü. Onun şartlarını, hayatını anlıyorum. Ama ben bir koca istiyorum başımda.

Ayrıldığınız yedi aylık süre boyunca birbirinizi hiç görmediniz mi?

- Doğum günümde aradı, daha önce de birkaç kere eve geldi, oturup konuştuk.

Onu görünce ne hissettiniz?

- O kadar kırgınım ki, kalbimin ona karşı herhangi bir sesi soluğu çıkmıyor. Sadece altı yıllık eşim diye bakıyorum. Çok zor bir dönem. Çünkü ikimiz de boşanabilecek miyiz, birbirimize geri mi döneceğiz bilmiyoruz. Dostlarımıza, etrafımıza, ailemize kızgınlıktan bitti bu iş desek de baştan başlamak var bu işin sonunda. Sevgi işlerinde büyük konuşulmayacağı için büyük konuşmuyorum. Maneviyatı budur ama mantıken bitti.

Siz yeni bir aşkı düşünmeye korkarken, Musa Bey’in henüz boşanmadan sevgililerinin olması tuhaf değil mi?

- Bunca seneye, emeğe ve ölmüş çocuklarıma duyduğum saygıdan dolayı, hakim “Ayrıldınız” diyene kadar yeni bir hayatın hayalini kurmuyorum. Herkesin saygı anlayışı farklıdır. Onun adına cevap veremem. Bunu duyup, ona sorduğumda “Günlük ilişkiler, ciddi bir şey yok” dedi. Benim için de üzerinde durulacak meseleler değil bunlar.

Geçtiğimiz günlerde eski eşiniz Cengiz ımren’i dinlemeye gitmişsiniz...

- Yedi sene önce bitmiş bir beraberliğin ardından dost kaldık. Her zaman birbirimizin hatırını sorabildik. Ben onun çıktığı mekana gitmişimdir, o bana albümümde okumam için şarkı vermiştir. Bunlar hep dostluk bazında süregelen şeyler. Bundan daha normal bir şey olamaz.

YENİ ALBÜMÜM MAYISTA ÇIKIYOR

Neler yapıyorsunuz müzik adına?

- Mayıs sonunda çıkarmayı planladığım albüm üzerinde çalışıyorum. Çok sabırsızlanıyorum. Bu ruh halinde stüdyoda şarkı okurken hıçkırıklarla ağlıyorum. Bu albümde benim yaşadıklarım var. Tam şarkıya başlayacağımda aklıma kızım, yaşadığım haksızlıklar geliyor. Ağlayınca burnum tıkanıyor. Hoppa zıppa bir albüm değil. Seren Serengil tarzı ayrılık ve aşk şarkıları var içinde. Soner Sarıkabadayı’dan aldığım bir şarkı var ki; bana göre yılın şarkısı: “Ben Adamı Ayrılırken Tanırım”. Ticari olayım, tekerleme laflar bulayım derdine düşmedim. Dün evde kocama yemek pişirirken, bugün stüdyoda şarkı okuyorum. O yüzden biraz abandone olmuş durumdayım.

Hiç belli olmaz belki yeniden evlenirsiniz ileride, olamaz mı?

- Benim için evlilik, çocuk olacağı için önemliydi. Ama artık çocuğumun olmayacağını biliyorum. Evlilik hikayem çok hüzünlü bitti. Bir daha aynı şeylere cesaret edemem.

Haberin Devamı


ELMALARLA ARMUTLAR TOPLANMAZ

Sizin bir zamanlar destek olduğunuz Gülben Ergen, Demet Akalın gibi isimler bugün müzik dünyasında çok iyi noktadalar. Yedi yıl yoktunuz, şimdi yeniden döneceksiniz. Bu durum sizi heyecanlandırıyor mu?


- Ben bu işi yapıp da geri kalsaydım rahatsızlığım olurdu. Ama işimi kendi isteğimle bıraktım. Ben Seren Serengil’im. Yerim hep aynı yerde kendisini muhafaza eder. Döndüğüm anda kaldığım yerden başlarım. Benim kimseyle yarışım olamaz. Matematikte genel kuraldır: Elmalarla armutlar toplanmaz! O yüzden kimseyle kimseyi mukayese etmek mümkün değil. Ayrıca hiçbir zaman içimde kıskançlık barındırmam. Herkesin yolu açık olsun.

Haberin Devamı

MUTLU ETMEYECEKSEN MEŞGUL ETME!

Ayrılmazsanız eşinize, ayrılırsanız yeni tanıyacağın kişiye bir cümle söyleyin dersek ne dersiniz?

- “Mutlu etmeyeceksen meşgul de etme!” derim.

BENİM BEBEĞİM HEP 6 AYLIK DOĞACAK

Anne olabilecek misiniz ileride? Bunun bir tedavisi var mı?


- Benim çocuğum olursa hep altı aylık doğacak. Çünkü kanım pıhtılaşıyor ve her zaman ölüm riski var. Yapabilecek bir şey yok. şu anda Allah’tan istediğim tek şey, kızımın mezarını babamın yanına gömebilmek!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!