Yazmayı hep sevdim

◊ İkinci kitabınız hayırlı olsun. Yazmayı sevdiniz mi, iyi geldi mi?

- Teşekkür ederim. Yazmayı hep sevdim. Kitap sürecinden önce de yazıyordum. Ama bu kitabın içeriği özelinde, evet iyi geldi, geliyor.

◊ Yazarken kendinize dair keşfettiğiniz yeni bir şey oldu mu?

- Sosyal hayatımda, yazarken olduğu kadar dürüst olmadığımı fark ettim. Sanırım bu kısım hoşuma gitti. Belki de bu sebeple bu proje devam ediyor. Yoksa bu bir anı kitabı değil. Ya da anılarımı anlatma hevesim yok.

◊ Peki, ailenizi daha önce bu kadar anlatmış mıydınız bir röportajda veya radyo programınızda?

- Anlatmışımdır. Sorulmuştur, sorulur. Ama bu kadarı değil tabii. Şu da var; bu kısımları ailemle ilgili detayları açıklamak için yazmadım. Kendi hesaplaştığım detaylar olduğu için yazdım. Bana iyi geldi.

ÜÇÜNCÜ KİTABIN ADI BİLE BELLİ

◊ Kitapta yakın zamanda kaybettiğimiz, insan hakları mücadelecisi Leman Fırtına’dan da bahsediyorsunuz. Leman Hanım’ın torunu olmak size ne katmıştır, ondan neler öğrendiniz?

- Ondan neler öğrendiğimi, bana neler kattığını buraya sığdırmam zor. Çok uzun zaman beraber yaşadık. Sonrasında da yan yana durduk. Hem babaanne torun olarak, hem de politik olarak. Çok fazla detay, çok başlık. Ama en net ve sade olanını söyleyeyim: Kahvaltı etmeden evden çıkılmaz. Kahvaltı altındır, öğle yemeği gümüş, akşam yemeği bronz. Her sabah söyledi bunu zorla kahvaltı yaptırırken. Şimdi kahvaltısız yapamayanlardanım. Kahvaltı altındır.

◊ “En Yakın Arkadaşım Daha Deli Daha Öfkeli” 23 bölümden oluşuyor. Son bölümde 23 sayısının hayatınızdaki yerinden bahsediyorsunuz. Nasıl bir yeri var?

- İşaret takip etmeyi seviyorum. Gerçek ya da değil, bununla ilgilenmeden... Bende uyandırdıklarına bakıyorum. 23 sayısı da bu durumlardan biri. 23 Eylül doğumluyum. Sonbahar ekinoksu ayın 23’ünde, annem 23 Ekim’de doğmuş, babam 23 Şubat’ta. Bir de Elazığlıyız biz, plakası 23.

◊ “En yakın arkadaşınız”la başka kitaplar da yazmayı düşünüyor musunuz?

- “En yakın arkadaşım” bir seri. Yeni çıkan da, ilkinin devam kitabı. Üçleme olmasını ve son bir kitapla finalize etmeyi planlıyorum. Hatta onun da ismi belli.

◊ Aa hadi söyleyin.

- Söyleyemem. Çünkü sonra tutturamıyorum (Gülüyor).

 YAZDIĞIM SENARYOLAR HÂLÂ BENDE DURUYOR

◊ Kamu yönetimi okudunuz, oyuncu oldunuz. Kararınızdan memnun musunuz?

- Oyunculuğa fakülteden önce başladım. Ortaokul dönemi... Amatör tiyatro yapıyordum. Hep siyasal bilgiler fakültesinde okumak istediğim için konservatuvar sınavına girmedim. Sonra Şahika Tekand’da oyunculuk eğitimi aldım

◊ Oyunculuğun hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?

- Siyaset bilimi de, sosyoloji de akademik eğitimim dışında hobim. O yüzden seviyorum. Sadece mesleğimde değil, her alanda katkısından memnunum.

◊ Senaryolarınız da var bildiğim kadarıyla. Beyazperdede görebilecek miyiz?

- Evet, uzun zamandır senaryo yazıyorum. Yeni Sinemacılar şirketinde de bir süre Önder Çakar’la yazdım. Sonra Ahmet Ümit’in “Bab-ı Esrar” romanını sipariş üzerine sinema filmine uyarladım. Bu yaz da yeni bir senaryo yazdım. Ancak henüz çekilen bir filmim yok. Bende duruyorlar. Hepsinin zamanı vardır elbet.

 KEYİF ALMADIĞIM  BİR PROJEDE OLMAK İSTEMİYORUM

 ◊ Yakın zamanda sizi ekranda görecek miyiz?

- Ekran işleri oyuncuların dışında çok fazla etkenin kararıyla ilerliyor. Ben de bu dönem keyif almadan bir projede olmak istemiyorum. Doğru zaman geldiğinde olacaktır tabii yine.

◊ Radyo programınız nasıl gidiyor? Sanırım ara verdiniz?

- Evet. “Keremit Cons’un Günlüğü” isminde bir radyo programı yapıyorum. Her çarşamba 22.30’da Kent FM’de. Yaz sezonuna girdiğimizde ara verdim. Çok yakında tekrar başlayacak.

CİLDİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN BESİNLER