Güncelleme Tarihi:
MAHKEMEDEN SONRA HAYATI NASIL OLACAK?
61 yaşındaki Prens, dünyanın en korkunç seks suçlularından biri olarak hafızalarda yer eden Jeffrey Epstein'in kurbanlarından Virginia Giuffre tarafından "cinsel tacizle" suçlanıyor. Bütün umutları tükendi ve aleyhine açılan davada yasalar karşısına çıkacak. Hatta bu nedenle annesi tarafından bütün unvanları elinden alındı, üstlendiği görevler başka aile üyelerine devrediliyor. Özetle, Andrew'nun gelecekteki hayatı bu mahkeme sonunda belirlenecek.
ONLARIN ADI DA SKANDALLARA KARIŞTI
Her ne kadar ailesinin dünya üzerindeki konumu ve popülaritesi nedeniyle Andrew ön plana çıksa da bütün dünya monarşilerinde adı bu tür "yatak odası" skandallarına karışan birçok kraliyet ailesi üyesi var. Hatta bunlardan bazıları sembolik de olsa ülkenin tahtında oturan krallar!" Gelin isimleri seks skandallarına karışan daha doğrusu bu skandalların kahramanı olan o monarşi mensuplarını bir hatırlayalım. Sonlarının ne olduğunu bir hatırlayalım. Ama hemen hatırlatmak gerekir ki hiçbiri öyle filmlerde ya da romanlarda olduğu gibi "ibretlik" sonlarla karşılaşmış da değil.
YASAK AŞKINA UNVAN BİLE VERDİ
Son iki yılda dünya gündemine en çok gelen kralla yani Tayland Kralı Maha Vajiralongkorn ile başlayalım. Bu egzotik ülkenin kralı, bütün dünyayı şoke eden bir dizi eyleme imza attı. Aslına bakılırsa onun yaptıkları "skandalların skandalı" olarak bile nitelendirilebilir. Kral Vajiralongkorn, kendisi dördüncü eşiyle evlendikten sonra sevgilisi Sineenat Wongvajirapakdi'ye unvan verdi. Onu "hükümdar olmayan kral eşi" olarak atadı. Bu kararın ardından Sineenat Wongvajirapakdi dünya basınında "resmi metres" olarak anılmaya başlandı.
ÖNCE HAPSE ATTIRDI, SONRA AFFETTİ
Kral'ın evlilik dışı ilişki yaşadığı sevgilisini böyle unvanlara boğmasının da bir nedeni vardı. Bu şekilde, sevgilisinin sessiz kalacağını, monarşiyi olumsuz etkileyecek herhangi bir davranışta bulunmayacağını düşünüyordu. Ama bu yöntem işe yaramadı. 2019 yılında, unvan verdiği metresini bir yandan sadakatsizlikle bir yandan da "kendisini kralla aynı konuma yükseltmeye çalışmakla" suçlayıp cezaevine gönderdi. Elbette bu sırada metresine verdiği tüm unvanları da geri aldı. Ancak bir yıl sonra, yani 2020 yılında Sineenat Wongvajirapakdi'yi serbet bıraktı. Hatta unvanlarını yeniden genç kadına teslim etti. Kral, tam suların durulduğunu düşünürken hiç beklemediği gelişmeler oldu. Sineenat Wongvajirapakdi'nin cinsel içerikli fotoğrafları internete sızdı. İşin daha da ilginç yanı, Kral'ın metresi Sineenat Wongvajirapakdi'yi Almanya'da bulunan haremine çağırdığının iddia etmesiydi.
YEDİ SENE UĞRAŞIP KRAL KIZI OLDUĞUNU İSPATLADI
Dünyanın en sakin ülkelerinden biri olan Belçika'da da kraliyet ailesinin adı bir skandala karıştı. Yazar Mario Danneels, 1999'da Belçika Kraliçesi Paola'nın biyografisi üzerinde çalışıyordu. Yaptığı araştırma sırasında da Paola'nın kocasının, yani Kral 2. Albert'in 18 yıl boyunca yaşadığı bir ilişkiden, evlilik dışı bir kızı olduğu bilgisine ulaştı. Aslına bakılırsa bu ailede ve aileye yakın çevrelerde "herkesin bildiği" bir sırdı. Yıllar sonra Belçika Kralı, evlilik dışı bir kızı olduğunu kabul etti.
DNA TESTİ SONUÇLARININ KAMUOYUNA DUYURULMASINI İSTEMEDİ
Ama bunun gerçekleşmesi de zaman aldı. Belçika'da tanınmış bir sanatçı olan Delphine Boel, yani Kral'ın evlilik dışı kızı, 7 yıl boyunca babasının Kral 2. Albert olduğunu kanıtlamak için hukuk mücadelesi verdi. 2020 yılında DNA testi yapıldı, Kral, sonucun açıklanmaması için avukatları aracılığıyla girişimde bulundu. Fakat mahkeme, sonuçların halka duyurulmasına karar verdi. Bütün bunların sonunda da Kral 2. Albert, Delphine Boel'in kızı olduğunu itiraf etti. Boel'in annesi ise Kral'ın yasak ilişki yaşadığı Belçika'nın soylu ailelerinden birine mensup olan Sybille de Selys Longchamps. Kral'ın kendi kızı olduğunu kabul etmesinin ardından Boel'e "prenses" unvanı da verildi.
'EN MASUM' KRALIN KİRLİ ÇAMAŞIRLARI
Gelelim, uzaktan bakıldığında dünyanın en huzurlu ve sakin monarşi ailesi gibi görünen İsveç kraliyet ailesine. 2010 yılına gelininceye kadar bütün dünya İsveç Kralı Carl 16. Gustav'ı en iyi huylu kraliyet ailesi üyesi olarak tanıyordu. Fakat The Reluctant Monarch adlı kitap, Kral'ın o zamana kadar bilinmeyen bir yanını ilk kez gözler önüne serdi.
STRİPTİZ KULÜPLERİNİN MÜDAVİMİ OLMUŞ
Bu kitapta, Kral Carl 16'ıncı Gustav, striptiz kulüplerinden çıkmayan, düzenli olarak seks partilerine katılan, kadın düşkünü biri olarak anlatılıyordu. Bu iddialarla Kral'ın "masumlar dünyasındaki saltanatı" sona erdi. Bütün bunlara ek olarak İsveç Gizli Polis Teşkilatı Sapo'nun Kral'ın bu faaliyetlerinden haberdar olduğu, fakat bunları gizlediği de iddia edildi. Yine de Kral Carl 16. Gustav bu skandaldan kendisini kurtardı ve hala tahtında oturmayı sürdürüyor.
Artık yeryüzünde milyonlarca kişinin bildiği, tarihi skandallarla dolu hatta bu konuda bir efsaneye bile konu olan bir başka kraliyet ailesi de Monako kraliyet ailesi. Bu efsaneye göre bu ailenin üyelerinin bugün özel hayatlarında mutsuz olmasının nedeni de geçmişte yaşanan bir skandal. Üstelik de ülkenin en tepesindeki kişinin yani prensin kahramanı olduğu bir skandal. Monako'yu yöneten Grimaldi ailesi 13'üncü yılda gücünün zirvesine ulaşmıştı. İşte o yıllarda yaşanan korkunç bir olay ve olayın mağdurunun sözlerinin, ailenin kaderine etki ettiğine inanılıyor. Yüzyıllardır anlatılanlara göre, büyücü olduğu da söylenen bir Flaman kadın, Monako'nun o dönemdeki prensinin tecavüzüne uğradı. Onurunu kurtarmak için de çareyi kendi canına kıymakta buldu. Ama bunu yapmadan önce aileyi lanetledi. Flaman kadın "Bir Grimaldi, evliliğinde asla gerçek mutluluğu bulamayacak" dedi. Sonuçta, o lanetli sözler gerçeğe mi döndü bilinmez ama gerçekten de ailenin üyeleri ne evliliklerinde ne de genel hayatlarında gerçek mutluluğa ulaşamadı.
SEVGİLİSİNE SUSMASI İÇİN PARA YAĞDIRILMIŞ
Bir başka "yatak odası skandalı" da İspanya'nın eski kralı Juan Carlos'tan. Kısa bir süre önce The Telegrafph gazetesinde yer alan habere göre İspanya'nın en büyük üç şirketi, Juan Carlos'un yasak aşk yaşadığı model ve oyuncu Barbara Rey'e bu ilişkiden söz etmemesi için yıllar içinde 5 milyon sterlinden fazla para akıttı. Bu bilgi, eski bir polis şefinin not defterinde yer alıyordu.
ADI YOLSUZLUKLARA DA KARIŞTI
Defterde adı geçen ve Juan Carlos ile ilişkisi hakkında konuşmaması için neredeyse bir servet ödenen eski model ve oyuncu Barbara Rey, eski kralın kaçamak aşklar yaşadığı çok sayıdaki kadından biri. Enerji şirketi Repsol, telekom servis sağlayıcısı Telefonica ve Santander bankası Rey'e, ilişkisini gizli tutması, elindeki video ve fotoğrafları paylaşmaması için 1990'lı yılların sonlarından itibaren 2'şer milyon dolar para ödedi. Bu iddialar; casusluk, rüşvet ve dolandırıcılık iddiaları nedeniyle gözden düşen eski polis şefi José Manuel Villarejo'un defterini ele geçiren İspanyol El Periodico gazetesine dayandırılarak ortaya atıldı. Bu arada Kral'ın, bu yüzden değil ama adının karıştığı yolsuzluklar nedeniyle tahtı oğlu Felipe'ye bırakıp Dubai'de yaşamaya başladığını da hatırlatalım.
AÇIKLAMA YAPMAK ZORUNDA KALDI
Dünyanın en korkunç seks ticareti suçlusu olarak anılan Jeffrey Epstein ile ilgisi olan bir başka kraliyet ailesi üyesi de Norveç tahtının ilk sıradaki varisi Prens Haakon'un eşi Mette Marit. Ülkesinin gelecekteki kraliçesi olmaya hazırlanan Mette Marit, Epstein ile iletişimi olduğunu resmi olarak açıklamak zorunda kaldı. Dagens Næringsliv gazetesinin 2019'da ortaya çıkardığı bu gerçeği o zamana kadar kamuoyunun gözleri önüne sermemişti Marit. Fakat gazetenin haberinden sonra yazılı bir açıklama yapmak zorunda kaldı.
KOCASI SADECE AYAKÜSTÜ SOHBET ETMİŞ
Mette Marit "Eğer suç içeren eylemlerinin bu kadar ciddi olduğunu bilseydim, Epstein ile birlikte hiçbir şey yapmazdIm" diye belirtti açıklamasında. "Epstein'ın geçmişini daha fazda incelemeliydim^, ama bunu yapmadığım için pişmanım" diye sürdürdü açıklamasını. Ortak bir arkadaşları aracılığıyla tanıştırılan Mette Marit ile Epstein, 2011 ile 2013 yılları çeşitli ortamlarda bir araya gelmişti. İddialara göre ikilinin buluşmalarından biri Epstein'ın evinde diğeri de Oslo'da gerçekleşti. Mette Marit'in eşi Prens Haakon'un ise St. Barts adasında sokakta yürürken Epstein ile karşılayıp ayaküstü sohbet etmek dışında hiçbir iletişimi olmadığı ileri sürüldü.