Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam!

Güncelleme Tarihi:

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2021 07:05

Okan Bayülgen katıldığı bir televizyon programında insanlığın hiç uzaya gitmediğini iddia etti. 1969’da Ay’a inildiğinin de yalan olduğunu savunan Bayülgen’e sizce Nobel Fizik Ödülü gelir mi?

Haberin Devamı

- Orkun Ün: Tamam Okan; “Fenomenler çöp” dedin, biz o konuda sana hak verdik ama daha fazla zorlama. Dış güçlere meydan okuma.
- Ömür Gedik: O dönemde Ay’a nasıl gidilir ki, pek inanasım gelmiyor. Bilim insanı ya da mühendis değilim tabii ama sıradan şüpheci bir insan olarak ben de o zamanki teknolojiyle bu nasıl olur, sorguluyorum.
- Savaş Özbey:
Neyi sorguluyorsun Ömür, adam “Bütün belgeselleri seyrettim” diyor işte... Hafta sonu kapan, sen de izle birkaç tane, sonra hükmünü ver. Ne gerek var astronomiye, fiziğe, kuantuma, göreceliğe falan?
- Onur Baştürk: Yakında “Dünya aslında düz” derse şaşırmam!

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

Kelebek yazarları Savaş Özbey-Onur Baştürk-Ömür Gedik ve Orkun Ün, geçtiğimiz haftaya damga vuran magazin olaylarını yorumladı. 

Haberin Devamı

Yıllardır şehir efsanesi olarak konuşulurdu
Best Model yarışmasında taciz iddialarının ardı arkası kesilmiyor. “Hepsi iftira” diyen organizatör Erkan Özerman, geçen yıl da bir anne tarafından 17 yaşındaki çocuğunu suistimal etmekle suçlanmıştı. Best Model’da neler oluyor?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Onur Baştürk:
Doğruya doğru; Best Model hakkındaki bu iddialar yıllardır “şehir efsanesi” olarak konuşulurdu kulislerde. Ama hiçbir yarışmacı şimdiye kadar konuşmamıştı. Bu yıl konuştular. Z kuşağı cesareti diyorum ben buna. Çokça da “Me Too” hareketi etkisi. Yarışmanın algısına darbe vurduğu kesin bu iddiaların.
- Orkun Ün:
Bu iddiaları ilk dile getiren, dereceye girenler olsaydı, biraz daha farklı bakardım bu olaya. Ama bir kız çıkmış diyor ki, “Ben birinciydim aslında, sonradan değiştirdiler...” “E nereden biliyorsun” demezler mi insana? “Sana kim söz verdi, kimden aldın bu garantiyi?” diye sormazlar mı? Bu tarz yarışmalarda benzer olayların yaşandığını biliyoruz, bunu inkâr etmiyorum ama bu son yarışmada yaşananlar nedense teyide muhtaç geliyor bana.
- Ömür Gedik: Valla ne diyeceğimi bilemiyorum. Kliplerimde bu yarışmadan çıkan “Best Model”lar yer aldı, defalarca Best Model yarışma gecelerinde sahne aldım, Erkan Özerman’la ve yarışmacılarla birlikte günler geçirdim... Ne kendisinde, ne yarışmacılarda ne de organizasyonda bir yanlış gördüm. Erkan Özerman dünya çapında olan tek yarışmanın sahibi ve bu marka için çok emek verdi. İspatlanan bir şey yok. İddialar doğruysa çok üzülürüm. Dahası bu iddialar tüm “Best Model”ları da zan altında bırakıyor.
- Savaş Özbey:
En önemli kısmı da bu işte: Zan altında bırakmak. Ardı ardına gelen iddialar doğruysa, mesele sadece “tacize uğradım/kabul etmedim” meselesi değil. Şimdiye kadar birinci olanların da bu yolla kazandıklarını ima ediyor. Bu yarışmadan çıkmış o kadar çok ünlü var ki: Kenan İmirzalıoğlu, Burak Özçivit, Kıvanç Tatlıtuğ...

Haberin Devamı

Medya olarak Tan’ı göz ardı ettik
Pandemide konserlerine ara veren Tarkan bir sezonda 15 konserle Harbiye Açıkhava rekorunu hâlâ elinde tutuyor. Ama en yakın rakipleri Yıldız Tilbe (Bu yıl 12 konser verdi, iki sözleşmesi daha var) ve Tan Taşçı’nın (8 konser verdi, üç sözleşmesi daha var) nefesleri ensesinde. Sizce Tarkan’ın bu rekoru kırılmak ya da egale edilmek üzere mi?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Ömür Gedik: Pandemi sonrası herkes, hepimiz canlı müziğe, konserlere koştuk. Tarkan bu yıl Açıkhava’ya çıksa kendi rekorunu da kırar geçerdi. Diğer yanda Yıldız Tilbe ve Tan Taşçı da izleyici, konser rekoru kıran ve çok sevilen sanatçılar. Konserlerin dolması, talebin fazla olması çok güzel gerçekten de.
- Orkun Ün: Ben ilk Tan konseri sonrası “Bu nasıl bir kalabalık? Tan, Harbiye’deki koltukları nasıl doldurur? Bedava bilet mi dağıtıyorlar?” diye yazmıştım. Ama gördüm ki dolduruyormuş. Sağanak yağış altında yaptı son konserini ve ona rağmen boş koltuk yoktu. Ömür haklı. Pandemi sonrası hepimiz canlı müziğe koştuk ve belli ki bu arayı çok iyi değerlendirmiş Tan, ihtiyaçları çok iyi analiz etmiş.
- Onur Baştürk: Tarkan’ın rekoru kırılır mı bilemem ama medya olarak Tan’ı ne kadar göz ardı ettiğimizi söylemek isterim. Ciddi bir başarı ve fenomen olma durumu var ortada. Tan’ın başarısının sırrı, hem şarkılarının kuvvetli oluşu hem de yorumu. Bu ikisi, sadık bir dinleyici kitlesine yol açmış. Bu nedenle Tarkan’ı geçerse şaşırmam!
- Savaş Özbey: Tarkan sahalarda olsaydı Açıkhava’da 10’ar, 15’er gün boş yer bulabilirler miydi, emin değilim. Ama gitmemiş olsa bile Tan’ın konserlerinin methini duymayan yok. Bir dönemin Serdar Ortaç’ına tekabül ediyor bence.

Haberin Devamı


Nusret için zor zamanlar

Dünyanın farklı şehirlerindeki restoranlarında Hollywood yıldızlarını ve jet sosyeteyi ağırlayan Nusret Gökçe, New York’tan sonra Londra şubesinde de çalışanlarının açtığı davayı kaybetti. Sebep; garsonların bahşişlerine el koyması. Sizce Nusr’et bunu neden yapıyor?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Orkun Ün: Nusret bu davada haksız ama büyümeyecek gibi görünen bir olay nasıl da büyüdü. Bir çığ geliyor Nusret’in üzerine. Hem garsonların açtığı davayı kaybetmesi, hem özellikle Londra şubesindeki yüksek fiyatlar herkesin dilinde. O yüzden bir çekidüzen vermesi şart kendine. İhtiyacı var mı bahşiş paralarına derseniz, adam tek bir kuşkonmazı 250 liraya satıyor. Varın gerisini siz düşünün derim.
- Ömür Gedik: Bence kaybettiği iyi oluyor, böylece garsonlar ellerinden alınan bahşişlere, hatta belki daha fazlasına kavuşmuş oluyorlar. Yurtdışında yüzde 20’lerde bahşiş bırakılıyor genelde. Fiyatlar da fahiş olunca bahşişler Nusret’in gözünde büyüyor demek ki. Ama o kadar parayı ne yapacak, çalışanların hakkını almasın.
- Onur Baştürk: Hem bu davaları kaybetmesi hem de Google’da hakkındaki olumsuz yorumları sildirmesi Nusret’in kariyeri için çok kötü. Dışarıdan algısı şuna dönüşüyor giderek: Çalışanlarına değer vermeyen, eleştiriye tahammülü olmayan bir patron... Bunu düzeltmek için hiçbir şey yapmaması da ayrıca ilginç.

Haberin Devamı

- Savaş Özbey: Aman Onur, dikkat... Bukonuda yazdığım yazıdan dolayı Hıncal Uluç bana çatmış. Dünya çapında ünlü Türk şefi nasıl yerin dibine sokarmışım... Ben Nusr’et’i yerin dibine sokmadım ki. Hatta çok da başarılı buluyorum.
Sadece şöyle bir tehlike var: New York, Londra falan derken bir-iki yerden daha böyle mahkumiyetler alırsa, adı “emek hırsızına” çıkabilir, şimdi restoranlarını dolduran o ünlüler de o zaman dükkânına adım atmaz. Çok daha zor bir durumla karşı karşıya kalabilir. Hem ayrıca Hıncal Abi... Nusret Türk de, bahşişlerini alamayan aşçılar, garsonlar nereli...

Neden iki ayrı afiş
hazırlatıyorlar?
Gain Platformu’nda yayınlanan, Erdal Beşikçioğlu ile Şebnem Bozoklu’nun oynadığı “Hamlet” dizisinin orijinal afişine sansür uygulandı. Afişin sokak panolarına asılan versiyonunda üstünde yılan dolaşan çıplak kadın karakterin vücudu örtüldü. Sizce gerekli miydi?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Ömür Gedik: Çok gereksiz bir hareket olmuş. Orijinal afişte Elit İşcan’ın üzerine masa örtüsü sermeyi gerektiren bir şey göremedim. Afişin sokak versiyonunu çok çirkin buldum. Böyle yapacaklarına sokağa hiç afiş asmasalar daha iyiymiş.
- Onur Baştürk: Gereksiz bir otosansür. Böyle yaparak dizi başka bir şekilde gündeme gelmiş oldu, şık olmadı. Bilerek yapıldıysa da çok demode bir hareket.
- Orkun Ün: Sordum ben bu konuyu. Gelen bir uyarı sonrası yapılmış bir eylem değilmiş. Platform afişleri hazırlatırken “Bazı yerlerde bu afişler uygun olmayabilir. Biz bunun kapalısını da yapalım” deyip iki versiyon hazırlamışlar. Aslında belki bunu tartışmak lazım: Neden semtin biri için açık, diğeri için kapalı iki ayrı afiş hazırlatıyorlar?
- Savaş Özbey: Afişteki yılan da anadan üryan... İyi ki onu örtmemişler.

Haberin Devamı

“Ajda forever” diyorum başka da
bir şey demiyorum

Yeni albümü “Ajda”nın kapak çekimleri için mayolu pozlarıyla kamera karşısına geçen Ajda Pekkan’ı nasıl buldunuz?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Savaş Özbey: Bize artık normal gelmeye başladı ama korkutucu da bir durum aslında. Estetik, photoshop bir yere kadar... Vampir gibi Ajda. On yıllar geçiyor, hiç yaşlanmıyor. Benden başka kimse mi huylanmıyor?
- Onur Baştürk: Bir Ajda klasiği bu. Her albümde buna benzer kareler düşüyor önümüze. Elbette pozlar nefis, diyecek söz yok. “Ajda forever” sloganının altını bir kez daha çizmek istemiş Ajda.
- Ömür Gedik: Ben de “Ajda forever” diyorum, başka da bir şey demiyorum. Sanatı, fiziği, yarattığı imajı, disipliniyle benim idolüm. Batı’ya dönük yüzümüz olarak hep var olsun, biz de onun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
- Orkun Ün: Tam unuttuk derken kalbimizden yakalıyor bizi Ajda Pekkan. Hem albümdeki şarkılar çok iyi hem çektirdiği fotoğraflar. Beğenmedim diyeni görmedim daha.

 

Tarkan bunu hep yapıyor
bize de alkışlamak düşüyor
En son 2017’de “On” adlı albümünü çıkaran Tarkan pandemide konserlerine de ara verdi. Şimdi yeni bir şarkı ve yeni bir reklam kampanyasıyla muhteşem dönüşüne hazırlanıyor. Konsey, Tarkan’ı özlemiş mi?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Savaş Özbey: Reklamda oynasın, şarkı yapsın, klip çeksin, kovboy çizmeleriyle sağa sola toz-toprak atarak dans etsin... Yahu ne yaparsa yapsın da dönüp hayatımıza o cilvesinden, enerjisinden biraz bulaştırsın. Afetler, pandemi, ekonomi derken içimiz karardı.
- Orkun Ün: Tarkan’ı hepimiz dört gözle bekliyorduk. Ama son yaptığı reklam anlaşmasıyla (ki burada tekrar söylemek istiyorum; 15 milyon lira aldı o reklam anlaşmasından, öyle iddia edildiği gibi 30 milyon falan değil) meraklarımızı daha da körükledi Tarkan. Ben bomba bir reklam filmi ve bomba bir şarkı geleceğine inanıyorum.
- Ömür Gedik: Konsey de, Türkiye de özlemiş ki herkes “Pandemide köşesine çekildi, saç sakal bıraktı, emekli mi oluyor” derken Tarkan hem şarkılar hem de iddialı bir reklam kampanyasıyla geri döndü işte. Yine doğru şekilde kendini geri çekti, sakladı ve sonrasında da sağlam bir geri dönüşle golü attı. Tarkan bunu hep yapıyor zaten, bize de alkışlamak düşüyor.
- Onur Baştürk: Tarkan’ın da reklam filmi yapacağını açıklamasıyla “Trendyol Cumhuriyeti”nde yaşadığımız kesinleşti. Yeni şarkısı umarım indirimlerle ilgili değildir. Tarkan’ı ise elbette özledik. Konforlu alanından çıkıp sahnelere, setlere, stüdyolara dönmesi şahane bir durum.

Parti kur oy verelim!
Rus milletvekili Vitaly Milonov, Türk erkeklerinin yalnız Rus kadınlarını baştan çıkardığını söyleyerek bekar kadınların Türkiye’ye seyahatinin yasaklanmasını istedi. Sizce bu Rus ruletini kim kazanır?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Ömür Gedik: Milonov Türk kadınlarına oynuyor, hatta bazılarıyla da ciddi bir işbirliği içinde galiba! Bekar Rus kadınların ülkeye girişinin yasaklanmasını destekleyecek çok fazla hemcinsim var etrafta. Milonov’a “Parti kur, oy verelim” bile diyebilirler.
- Savaş Özbey: İttifaksız falan, tek başına iktidar olur sana söyleyeyim. Öyle bir Rus kadın fobisi sarmış garbın afakını.
- Orkun Ün: Bu Rus vekilin bir kuyruk acısı var. Ya bir sevgilisi Türk bir erkekle ilişki yaşamış ya da canı bir Türk erkek tarafından fena halde sıkılmış. Ne istiyorsun bizden Vitaly Bey anlamadım ki...
- Onur Baştürk: 80’lerin Tan Gazetesi’ne pek yakışacak bir iddia olmuş bu. Elbette Rus kadınları kazanır!

 

Katili son ana kadar iyi gizlediler
Kanal D’nin merak uyandıran unsurlarıyla dikkat çeken dizisi “Yargı”da katil belli oldu. İnci karakterinin katilinin Engin çıkması, sosyal medyanın da gündemine oturdu. Siz de şok yaşayanlardan mısınız, yoksa katili tahmin etmiş miydiniz?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Orkun Ün: Hayır ya, hiç tahmin edilecek gibi değildi bence. Bu dizi çok garip. Acayip başarılı. Senaryosunu yazanlar belli ki çok kafa patlatıyorlar.
- Ömür Gedik: Bir noktada herkes katil olabilir diye düşünmüştüm. Bence katili son ana kadar iyi gizlediler. “Tahmin etmiştim canım, daha ilk zamanlardan anladım” diyerek hava atmayı isterdim ama yok, tahmin edemedim.
- Savaş Özbey: Ben de ters köşeye yattım.
- Onur Baştürk: Diziyi yeni takip etmeye başlayanlardanım, ipucunu söylemeniz bu nedenle hiç iyi olmadı Konsey. Hiç tahmin etmiyordum çünkü.

 

Anne-babalar kumandalara,
iPad’lere sahip çıkın
Bergüzar Korel, dünyayı kasıp kavuran “Squid Game” dizisinin çocuklar tarafından izlenmesine tepki gösterdi: “İzlemeyen çocuk yok. Aklı başında bir ebeveynin çocuğuna bu diziyi izlemesi için nasıl izin verdiğini anlamış değilim.” Korel’in bu hassasiyetini konuşalım...

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Ömür Gedik:
Bergüzar çocuklar konusunda hassas olmaya devam ediyor ve bu konuda da haklı hassasiyetini dile getirmiş. Bu kadar şiddet, korku, kan, vahşet, dehşet içeren bir diziyi tabii ki çocuklar seyretmesin. Anne-babalar; kumandalara, iPad’lere sahip çıkın lütfen.
- Savaş Özbey: Dizi biraz da “Mavi Balina” oyununu çağrıştırıyor. Hep hayatta kalma ve hep bir sonraki aşama... Çocuklar açısından bakıldığında Bergüzar Korel haklı.
- Onur Baştürk: Hassasiyeti yerinde ama çocuk derken kaç yaşındaki çocukları kastediyor? Dizi elbette 13 yaş altı için olumsuz etkilere sahip ama ergenlik çağındaki çocukların oynadığı bilgisayar oyunlarında çok daha acımasız dünyalar var. Ondan haberi var mı acaba?
- Orkun Ün:
10 sene öncenin çocuğuyla şimdiki dönemin çocukları aynı değil ki. Şimdi her şeye erişim var. “Squid Game”in 10 katı rahatsız edici sahneleri ellerinde tuttukları telefondan isterlerse görebilirler. O yüzden çok katılmıyorum ben Bergüzar Korel’e. Bu, kontrol edilmesi zor bir durum.

 

Çip takacaklarsa
zaten çoktan takmışlardır
Aşılarda çip olduğu iddiasına Cem Yılmaz’dan esprili bir yanıt geldi. Pfizer’a ait ünlü uyarıcı hapı hatırlatan Yılmaz, “Çipi koyacaksam ben ona koyarım” dedi.

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Savaş Özbey: Tek bir cümleyle bütün aşı karşıtı kampanyalara bedel bence. E doğru ya, adamların hapını lüp lüp yut, aşısına gelince; “İçinde çip mi var...” Sözüm meclisten dışarı tabii.
- Onur Baştürk: Bayat bir espri. Daha iyisini beklerdim.
- Orkun Ün: Nesi bayat be Onur? Bu aşı karşıtı dostlarımıza ancak böyle anlatılır laf. İlk kim ortaya attı bu çip olayını? Hayır, hadi biri ortaya attı diyelim, arkasından milyonlar sürüklendi! Şaka gibi. Cem Yılmaz haklı. Benim de çevremde var, başı ufacık ağrıdığı zaman “Çantada ne ilaç var?” diye soruyor ama iş aşı olmaya gelince “Aman aman sakın, bak bu işte bir sıkıntı çıkacak, sakın aşı olma” diyor. Hadi oradan ya...
- Ömür Gedik:
Cem haklı arkadaşlar. Hepimiz bunu söylüyoruz ama tabii o öyle bir yerden girmiş ki, espriyle karışık 12’den vurmuş yine. Yine güldürdü ve umarım birilerini aynı anda düşündürür de aşı olmaya ikna etmiş olur. Her türlü ilacı iç, aşıyı yaptır; iş pandemiden kurtaracak aşıya gelince “İçinde çip var” diye söylen. Çip takacaklarsa zaten çoktan takmışlardır.

Film içinden
yeni bir film çıkmış
ABD’li film yıldızı Alec Baldwin, “Rust” isimli filmin çekimi sırasında görüntü yönetmeninin kazayla ölümüne neden oldu. Bütün dünyayı şoka sokan bu talihsiz olay hakkında ne diyeceksiniz?

Okan Bayülgen yakında ‘Dünya düz’ derse şaşırmam

- Ömür Gedik: Bu bir ilk değil. Brandon Lee de “The Crow” filminde boş sanılan bir tabancadan çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti. “Şeytan doldurur” diye boşuna demiyorlar. Bu konuda gerçeklik takıntısını bırakıp setlerde sahte ya da oyuncak tabanca kullansınlar bence. Hayvanlar setlerde olmamalı diyorduk, aynı şeyi silahlar için de söyleyebiliriz.
- Onur Baştürk: Çok fena bir olay. Nasıl böyle bir hata yapılmış anlaşılır gibi değil. Filmin içinden yeni bir film çıkmış: Alec Baldwin’in baş başa kaldığı vicdan azabı!
- Savaş Özbey: Seç-beğen-üzül: 42 yaşında ölene mi yanarsın, yaralanana mı, Alec Baldwin’e mi? Tek anlamadığım, hadi birinciyi vurdu, sonra ikinci kişiyi nasıl vurdu?
- Orkun Ün: İyi de kuru sıkı tabanca nasıl bir insanın ölümüne yol açabilir? Ben bu işi anlamadım. Burada bir ihmal var. Ama kimin ihmali, zaman gösterecek. Neresinden bakarsanız bakın, çok talihsiz, çok can sıkıcı bir olay bu. Nasıl toparlanacak o ekip bilmiyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!