O 40 günlük bebekken pilot babası şehit düşmüştü... Yeşilçam'da filmleri kaldı yadigar

Bu sözler Yeşilçam'ın bir değil birkaç dönemine damgasını vuran ünlü bir oyuncuya ait... Daha doğrusu aitti...

Bu ünlü oyuncu hayata veda edeli tam 13 yıl oldu... Ama Türk sinemasının siyah beyaz döneminden renklendiği yıllara uzanan bir süreçte oynadığı filmler ve diziler öylesine hafızalara yerleşti ki onu unutmak mümkün değil.

DÖNEMİN AKIMINA UYDU SOYADINI DEĞİŞTİRDİ
Ama kaderin cilvesine bakın ki, bu ünlü kariyerine başladığında o dönemde yaygın olduğu gibi soyadını değiştirdi.

Yani milyonlarca seyirci onu Ekrem Şerif Uçak olarak değil Ekrem Bora olarak tanıyor...

Gelin, Yeşilçam'a damgasını vuran bu ünlü oyuncuyu bir kez daha hatırlayalım.

Kendisinin de anlattığı gibi Ekrem Bora, Türkiye'nin ilk askeri pilotlarından biri olan Mazhar Uçak ile Ayşe Nuriye Uçak'ın oğlu olarak Ankara'da dünyaya gözlerini açtı.

1932 yılında doğduktan kısa bir süre sonra daha açıkçası o henüz 40 günlükken babası şehit düştü.

AİLESİNDEN GİZLİ ARTİST YARIŞMASINA KATILDI
İlkokulun ikinci sınıfına geldiğinde ailesiyle birlikte İstanbul'a yerleşti Ekrem Bora. Daha ortaokul yıllarında sinemaya ilgi duymaya başladı.

Tabii ki hayallerini gerçekleştirmek için önemli bir adım attı ve ailesinden gizli Yıldız dergisinin açtığı yarışmaya katıldı.

O sırada takvimler 1953 yılını gösteriyordu.

O yarışmadan birinci olarak ayrıldı sonra da sinema serüveni başladı. Ama bunun için vatani görevini tamamlamayı bekledi.

İKİ YIL ASKERLİK YAPTI
İki yıl süren askerliğini Erzincan ve Diyarbakır'da tamamladı. Ardından da 1955 yılında ilk sinema filmi için kamera karşısına geçti.

Ekrem Bora'nın Alın Yazısı adlı yapım ile başlayan oyunculuk serüveni de son nefesini verinceye kadar sürdü.

İlk evliliğini de bu dönemde yaptı ve bir kız çocuk sahibi oldu. Bu süreçte sinemaya ara verdi. iki yıl sonra yeniden kamera karşısına geçmeye başladı.

'MAVİ BONCUK' İLE SİNEMAYA DÖNDÜ 
1958'de "Mavi Boncuk", "Bana Gönül Bağlama", "Tilki Leman" ve "Bir Kadın Tuzağı" filmleriyle kariyerine kaldığı yerden devam etti.

1959'da "Üç Kızın Hikayesi" ve "Kanundan Kaçılmaz", 1960'ta "Yeşil Köşkün Lambası", "Divane", 1961'de "Seni Benden Alamazlar", "Kahraman Üçler", "İnleyen Dağlar" ve "Camp Der Verdammten" filmlerinde rol aldı.

Ekrem Bora, 1962'de "Çifte Kumrular" ve "Beş Kardeştiler" adlı yapımlarda oynadı.

'ACI HAYAT' FİLMİNDEN SONRA SERT KARAKTERLERİN OYUNCUSU OLDU
Ayhan Işık ve Türkan Şoray'la başrolü paylaştığı "Acı Hayat" filmindeki performansıyla dikkati çeken sanatçı, bu filmin ardından Yeşilçam'da özellikle sert karakterlerin aranan yüzü oldu.

Ekrem Bora, döneminin birçok oyuncusu gibi mesleğine olan saygısıyla da dikkat çekiyordu.

Bir keresinde meslektaşı Türkan Şoray'ın sunduğu bir programa katılan Ekrem Bora, şu sözlerle anlatmıştı meslek aşkını: "Ben hep gençlere söylüyorum, 'İşini seveceksin, işine aşık olacaksın, saygı duyacaksın.' Sinemanın bir terbiyesi vardır. Sabah erken de olsa, kaçta çağırıyorlarsa, yarım saat erken gideceksin ya da buna benzer birtakım sistemler. Biz bunu gördük, buna alıştık. Sinemanın terbiyesidir bu benim için."

ERKEN KAYBETTİĞİ BABASINA SELAM GÖNDERDİ
Kariyeri boyunca çok sayıda film için kamera karşısına geçen farklı karakterlere hayat veren Ekrem Bora, en hareketli yıllarını 1960'larda yaşadı. 

Bunlar arasında en çok hafızalara kazınan ise Halit Refiğ'in yönettiği Şafak Bekçileri oldu. Bora bu filmde bir jet pilotunu canlandırarak çok erken kaybettiği babasına bir selam gönderdi. 

Ekrem Bora 1966'da "Antalya Altın Portakal Film Festivali"de "En İyi Erkek Oyuncu Ödülü"ne değer görüldü.

1966 yılında ikinci evliliğini yaptı ünlü oyuncu. Gül Pamukçu ile hayatını birleştirdi ve bu evlilikten iki kızı dünyaya geldi.

BEŞ YIL SAHNEYE ÇIKTI
1970'li yıllara gelindiğinde Türk sinemasında erotik filmler furyası başladı. Ekrem Bora, bu akıma kapılmadı ve birçok meslektaşı gibi rotasını sahneye çevirdi. 

Fecri Ebcioğlu'ndan şan dersleri aldı ve gazino sahnelerinde yeteneğini konuşturdu bu kez. 

O dönemi değerlendirirken sinemadan kazanılan parayla sadece hayatlarını devam ettirebildiklerini anlattı Ekrem Bora. O yüzden de sahneye çıkmaya karar verdiğini anlattı. 

Bora'nın sahne serüveni 5 yıl sürdü. Sonradan anlattığına göre bu zaman zarfında iyi bir kazanç elde etti. 

Ekrem Bora bu furyanın ardından 90'lı yıllarda yeniden sinemaya döndü. "Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu" filmiyle "28. Antalya Film Şenliği"nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü aldı.

ÇOK İZLENEN DİZİLERDE ROL ALDI
Bora, TV dizilerinde de kamera karşısına geçti. Bir döneme damgasını vuran Gümüş başta olmak üzere Marziye, Kumsaldaki İzler, Yadigar ve Kardelen gibi yapımlarda oynadı. 

Hayatının neredeyse tamamında büyük bir aşkla mesleğini sürdüren Ekrem Bora, 1 Nisan 2012 günü hayata veda etti.

Kendisi artık hayatta değil belki ama filmleri ve dizileriyle kendisini izleyenlerin gönlünde hatırasıyla yaşamayı sürdürüyor.