Küçük ama güzel hayallerim var

Güncelleme Tarihi:

Küçük ama güzel hayallerim var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2017 17:09

“Kadın” dizisinde rol alan Caner Cindoruk, sinemada da “İçerdekiler” filmiyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Oyuncuyla hem bu iki yapımı hem de gelecek hayallerini konuştuk. Cindoruk ileride tiyatro kurmayı planlıyor: “Gençlere iş imkanı sunmak, ders vermek istiyorum. Bazen paranın mutluluk getirdiğini zannediyoruz ama mutluluk aslında küçük şeylerde saklı.”

Haberin Devamı

◊ “Muhteşem Yüzyıl”dan sonra “Kadın”la ekrana döndünüz. Bu diziye dahil olma sürecinizle başlayalım sohbetimize...
- Açıkçası “Muhteşem Yüzyıl”dan sonra bir süre dinlenmeyi planlıyordum. Ama “Kadın”ın hikayesinden çok etkilendim. Beni en çok etkileyen de bir kadının çocuklarıyla birlikte hayata tutunabilme mücadelesi oldu.

◊ O kadını dizide Özge Özpirinçci canlandırıyor. Kendisiyle daha önce çalışmış mıydınız?
- Evet, çalışmıştık. Çok beğendiğim bir oyuncu Özge. Bu projeyi kabul etmemdeki en büyük etkenlerden biri de onunla partner olmamızdı zaten.

◊ O etkenlerden biri de Sarp rolü olmalı...
- Kesinlikle. Sarp karakterinin masalsı bir tarafı var. Aslında acıları olan, buna rağmen hayatı ti’ye alan, güzelliklerin altını çizen, sevdiği kadının mutlu olması için her şeyi yapabilen bir karakter.

◊ Peki sizin için hangisi önce gelir; hikaye mi, rol mü?
- Hikaye çok daha önemli. Bana dokunan bir hikaye olması gerekiyor. Karaktere daha sonra bakıyorum.

◊ Kriterlerinize uymadığı için geri çevirdiğiniz çok rol oldu mu?
- Oldu. Bazen hikayeyi çok sevmeme rağmen kendimi içinde hissedemediğim, göremediğim karakterler olabiliyor. Bu sebeple geri çevirdiğim çok proje oldu. Ben çok iş yapmaya değil, içime sinen projelerde yer almaya çalışıyorum.

◊ İşletmecilikten oyunculuğa. Hayal ediyor muydunuz bugünleri?
- Ediyordum. 13 yaşında başladım tiyatroya. 17 yaşındayken ilk profesyonel oyunuma çıktım. Şehir Tiyatrosu’nda 10 yıl kadrolu oynadım.

◊ Üniversitede neden İşletme okudunuz peki?
- Aslında derslerim çok iyiydi, hatta il birinciliğim vardı. Ankara Dil Tarih Fakültesi’nden ODTÜ’ye kadar birçok üniversiteye girebiliyordum. Ama Adana’da kalmam gerekiyordu, ben de İşletme bölümüne karar verdim. Okula başladıktan sonra yavaş yavaş bölümle bağımı kopardım, okulun tiyatro topluluğuna girdim.

◊ Sonra İstanbul’a taşındınız...

- Özgün bir şeyler yapmak istiyordum. Benim gibi düşünen üç arkadaşımla Adana’da tiyatro kurmak istiyorduk ama o dönem çok mümkün değildi. Biz de “Büyük denizlere açılalım” dedik. 10 yıl oldu İstanbul’a geleli...

◊ Yokluk çektiniz mi?

- Çok çektik. Babam bir dönem çok popüler olmuştu “işportacı yazar” diye. Orhan Kemal Öykü Ödülü gibi Türkiye’nin en büyük öykü ödüllerini aldı. Ama işportacılık yapıyordu, çünkü yazmak para getirmiyordu.

Küçük ama güzel hayallerim var


BEYNELMİLEL’DE SETE 1 GÜN DAYANABİLDİM

◊ İstanbul’a gelirken hedefiniz neydi, geldiğinizde ne buldunuz?
- Gelip oyunculuk yapmak ve tiyatro kurmak istiyorduk. Kurduk da. Ama 3 yıl devam etti. Zorlayıcı bir süreçti, bıraktık. “Hemen ünlü olalım, televizyona çıkalım” gibi bir düşüncemiz yoktu. Sakin ve emin adımlarla ilerlemeyi tercih ettik.

◊ İlk filminiz “Beynelmilel”di, değil mi?

- Evet, hikayesi de çok komik aslında... Askerden geldiğim gün Şehir Tiyatrosu’na gidip oradaki abilerimi görmek istedim. Onlar da Tarsus’ta film çekimine gideceklermiş. Beni de götürdüler. Hayatımda hiç sinema seti görmemiştim. Orada Sırrı Süreyya Önder beni gördü, “Ne güzel bakıyorsun, güzel enerjin var, asker rolünü sana oynatayım” dedi, kabul ettim. Ama sadece bir gün dayanabildim. Günün sonunda çıkardım kostümü, “Sinema bana göre değilmiş” deyip otostopla Adana’ya geri döndüm. Filmde sadece bir sahnem yayınlandı.

◊ Bundan sonrası için hayaliniz, hedefleriniz neler?
- Kendi filmini çekme, tiyatronu kurma hayalleri hiç bitmiyor. 10 yıl sonra bir tiyatro kurup, gençlere iş imkanı sunmak, onlara ders vermek istiyorum. Küçük ama güzel hayallerim var. En önemlisi de erdemli bir insan olarak kalmak istiyorum. Bazen paranın mutluluk getirdiğini, şöhretin mutluluk olduğunu zannediyoruz ama mutluluk aslında küçük şeylerde saklı.

◊ En son ne için mutluluk duydunuz?
- Buraya gelirken bir çocukla göz göze geldik. Ona şaklabanlık yaptım, güldü. Çok mutlu oldum, hâlâ enerjim pozitif.

◊ Hayatınızın dönüm noktası neydi?
- Hayatımın dönüm noktası İstanbul’a gelmem. Proje olarak da “Hanımın Çiftliği”. Adana’dan birlikte geldiğim arkadaşlarımla o projede yer aldık ve hayatımız değişti.

◊ Dört arkadaş tekrar bir projede yer almak ister misiniz?
- 2 yıldır bir proje üzerinde çalışıyorum, bu yaz bitireceğim. Belki dört arkadaş beraber oynarız.

◊ Birlikte rol almak istediğiniz isimler var mı?

- Çok var. Penelope Cruz ve Javier Bardem çiftini kıskanırım. Monica Bellucci ile oynadım. Şener Şen’le oynamayı çok istiyorum.

 

Haberin Devamı

İÇERDEKİLER ÖNCÜ BİR FİLM

Haberin Devamı

◊ “İçerdekiler” filminden de bahsedelim...
- Melih Cevdet Anday’ın en önemli eserlerindendir “İçerdekiler”. Çekimleri bu yaz gerçekleştirdik. Hüseyin Karabey yönetti. Settar Tanrıöğen ve Gizem Soysaldı ile birlikte oynadık. Tek mekanda geçen, tüm prodüksiyonunu da bizim yaptığımız bir proje oldu.


KİM KALMIŞ Kİ, HERKES ÖLÜYOR!

◊ Aşk hayatınız nasıl? Aşk sizin için ne ifade ediyor?
- Şu an kalbim boş. Aşk her seferinde farklı bir anlam ifade edebiliyor, içinde çok duyguyu barındırıyor. Acı tarafları da var, güzel tarafları da. Bir tarif veremeyeceğim, yoksa o kadar edebiyatçı farklı yorumlamazdı.

◊ Peki ya para ne ifade ediyor size?

- Çok şey ifade etmiyor. Geçinebileceğim kadar olsun yeter.

◊ Evlilik?

- Karşı olduğum bir kurum değil. Doğru zamanı hissettiğimde evlenip çocuk sahibi olmayı istiyorum.

◊ Ölüm?

- Ya yarın ya da 40 yıl sonra olacak. Biz yolcuyuz. Kim kalmış ki, herkes ölüyor. Önemli olan nasıl öldüğün. Umarım iyi şeyler bırakırım, arkamdan iyi konuşulur. Ailem, eşim, çocuğum “İyi adamdı”, bir de “iyi oyuncuydu” derlerse benim için kafi.

 

Haberin Devamı

 

Okul öncesi dönem çocuklarının odaları ne renk olmalı?

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!