Keşke formülü kendisi de uygulasa!

Güncelleme Tarihi:

Keşke formülü kendisi de uygulasa
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2022 10:13

Özcan Deniz oğluyla ilgili yaptığı paylaşımda şöyle yazdı: “Evet oğlum, mutluluk entelektüel bir seçimdir. Herkes bunu başaramaz. Senin 4 yaşında kavradığın şeyi, bir ömür kavrayamayan cahillerle dolu bu dünya.” Mutluluk entelektüel bir seçim midir gerçekten?

Haberin Devamı

Onur Baştürk: Özcan’a hiç katılmıyorum. Çünkü heyecan, öfke, kızgınlık gibi duygu durumlarından sadece biridir mutluluk. Her saniye mutlu olamazsın ki. Ama her saniye mutsuz olursan, o da bir sorun. Her şeyi dengeli yaşamak en güzeli. Hiçbir duygudan kaçmamak. Yani Özcan; entelektüel ve seçkin bir duygu değil mutluluk. Herkes isterse her an yaşayabilir, başarabilir; abartmayalım. 

Ömür Gedik: Ben de sık sık “Keşke çocuklar kadar mutlu ve temiz olsa herkes” diyorum. Ama bu entellikle de olmuyor ki. Büyüyünce dünyanın farkında varıyorsun ve mutluluk asla ulaşamayacağın bir ada gibi uzakta kalıyor.

Savaş Özbey: Genelde çok düşünen, çok kafa yoran, entelektüel insanlara yakıştırılır mutsuzluk. Özcan Deniz başka bir şeyi kastediyor herhalde. Fakat formülü her neyse keşke kendisi de uygulasa. Başkasına mutsuz demek için 4 yaşındaki çocuğu kullanmasa mesela...

Haberin Devamı

Orkun Ün: Azıcık beynim yandı. Mutluluk ve entelektüellik... Pek bilemedim. Yok yok değildir ama ya. Yani ihtiyacımız olan şeylere böyle süslü anlamlar yüklemeyelim artık lütfen.

Keşke formülü kendisi de uygulasa

Orkun Ün - Onur Baştürk - Ömür Gedik - Savaş Özbey

Fahriye Abla

Hülya Avşar yine gündemde. “Yapma Aşkım” şarkısının klibinde sakızı ağzından çıkarıp göğsüne yapıştırması olay oldu. Konsey ne diyor?

Onur Baştürk: “Fahriye Abla” rolüne bürünmüş ve çok da yakışmış. Sakızı göğsüne kondurması da öyle. Her şey bütünlük içinde çünkü. Yine de ben Hülya Avşar’ın bir şarkıyla değil, iyi bir dizi ya da filmle dönüşünü bekliyorum. 

Savaş Özbey: Kenan Kalav ve Meral Orhansoy’la çektiği “Tutku” filmini hatırlayın. Hülya Avşar’a hep yakıştırmışımdır bu “mahalle kızı” hallerini. Sakızın kıymetli olduğu, birden fazla kez çiğnendiği dönemlerden bir alışkanlığı hatırlatmış. Sevimli buldum. Umarım klip bittikten sonra çıkarmayı unutmamıştır.

Keşke formülü kendisi de uygulasa

Haberin Devamı

Orkun Ün: Gündem yaratma makinesi bana göre Hülya Hanım. O yüzden her yaptığıyla, söylediğiyle başarıyor kendinden söz ettirmeyi. Ayrıca sevgili Konsey, Hülya Avşar tüm bunları nezaketiyle yapıyor. Zor zanaat günümüzde nezaketli olup da gündeme gelmek, kendinden konuşturmak...

Ömür Gedik: Hülya Avşar gündem nasıl yaratılır gayet iyi bilen biri. Bu da kurgulanmış bir başka gündem.

Sahne Bağcan’ın istediğini çıkarır

Gökhan Türkmen, Selda Bağcan’ın Aleyna Tilki’ye verdiği desteği “Ülkede o kadar genç, kendini ve müziğini tanıtabilmek için uğraşan müzisyen varken...” diyerek eleştirdi. Ne diyorsunuz Türkmen’in tepkisine?

Orkun Ün: Tanıyanlar “Gökhan hiç böyle bir adam değildi” diyor. Pardon ama o sahneye Aleyna’nın çıkmasında nasıl bir sakınca olabilir? Selda Bağcan istediğini alır sahnesine. Bence sonuna kadar da hakkını verdi Aleyna, Selda Bağcan sahnesinin. Öyle kolay değildir Selda Hanım ile aynı sahnede şarkı söylemek. Sanırım Gökhan’ın da canı çekti o sahneyi.

Haberin Devamı

Keşke formülü kendisi de uygulasa

Ömür Gedik: Ben Gökhan’ı tanırım ve çok da severim. Gerçekten böyle magazine oynayan biri değildir. İhtiyacı da yok zaten. Bir anlık boşluğuna geldiğini düşünüyorum.

Savaş Özbey: “Çınar” diye hitap ettiği Selda Bağcan ile Aleyna Tilki arasındaki ilişkiyi “reklam, alışveriş” olarak nitelendirmesi çok yanlış olmuş, amacını aşmış. Müziğe, sektöre bu kadar kafa yoruyorsa kelime seçimine de aynı dikkati gösterseymiş keşke. Ayrıca olayın içyüzü hiç öyle değil. Daha geniş yazarız hafta içi...

Onur Baştürk: Sahne Selda Bağcan’ın, istediğini çıkarır. Ama Gökhan Türkmen’e de katılıyorum. Bir duayen sahnesine daha fazla yeni yetenek çıkarabilir. Aleyna’nın artık buna ihtiyacı yok çünkü. 

Haberin Devamı

Yan masa haklı

Aleyna Tilki gittiği mekânda telefonla hoparlörü açık şekilde sohbete daldı. Yan masadakilerden “Kulaklık tak” diye uyarı alınca da isyan etti. Aleyna mı haklı, yan masa mı?

◊ Savaş Özbey: Hiç hoşlanmıyorum kendi konuştuğunu da karşısındakinin söylediklerini de naklen herkese dinlettirenlerden. Gençlerin bizden daha hâkim olması lazım bu teknolojik nezakete, dijital adaba. Aleyna’nın bilmemesi, üstüne bir de savunmaya kalkması tuhaf.

◊ Onur Baştürk: Valla ben de hoparlörle telefonda konuşan birini görsem aşırı rahatsız olurdum. Aleyna’yı uyaran kişi haklı. Herkes bu konuşmayı duymak zorunda değil. Aynı şekilde sesli bir şekilde video izleyenler de rahatsız edici. Etrafa gürültü saçtıklarının farkında değiller. Bu tür durumlarda kulaklık takmak kesinlikle bir görgü meselesi.

Haberin Devamı

Keşke formülü kendisi de uygulasa


◊ Ömür Gedik: Sesinin desibeline bağlı kimin haklı olduğu. Yüksek sesle sohbet ettiyse insanlar rahatsız olmuş olabilir. Ama normal konuşma tonuysa diğer masalardaki muhabbetten ne farkı var diye sorası geliyor insanın.

◊ Orkun Ün: Yan masa haklı. Kim olursanız olun bunu yapmaya hakkınız yok. Mesela görüyorum ben, restoranda açıyorlar telefonu ve hoparlöre alıp bağıra çağıra konuşuyorlar. Duymak zorunda mıyım ne konuştuğunu? O garip kahkahaların neden kulağımı tırmalıyor? Yapma Aleyna, sen ya kulaklık tak ya da telefonu kulağına götür.

Hoş değil ama...

Merve Boluğur, yanında sevgilisi varken eski eşi Murat Dalkılıç’la ilgili soru sorulmasına sinirlendi ve “Yanımda sevgilim var” diye muhabire çıkıştı. Merve haklı mı? 

Orkun Ün: İlginçtir ama Merve haklı. Sorulmaz öyle sorular yanında sevgilin varken. Ama ben soranları da şöyle anlayabiliyorum; inanmıyorlar Merve’nin ilişkilerine. Nasıl olsa geçicidir diyorlar ve filtresiz her şeyi soruyorlar.

Ömür Gedik: Merve’ye hak verdim ben. Yanında sevgilisi varken eski eşini konuşmak istemeyebilir. Ama daha yumuşak bir tavırla “Arkadaşlar bakın burada Mert var, hadi bizi ve işleri konuşalım” deyip konuyu toparlayabilirdi.

Keşke formülü kendisi de uygulasa

Onur Baştürk: Yanında sevgilisi varken o soruyu sormak hoş değil, doğru. Ama muhabir de haklı. Ne zaman sorsun? Usturuplu bir şekilde sorulmuş üstelik. Merve “Yanıt vermiyorum” deyip geçebilirdi.  

Savaş Özbey: İlişkilerinden başka gündem olacak bir şeyi yok ki, ne sorulacaktı Merve Boluğur’a? Saçma bir şarkı yaptı diye Mozart mı konuşulacaktı? Quantum fiziği mi sorulacaktı? Eski eşi açıklama yaptı. Haliyle o soruldu. Ayrıca yanındaki kişi bilmiyor mu Murat Dalkılıç’ın eski kocası olduğunu? 1 ay sonra ayrılacağı “yeni aşkı” için üzmeye değmezmiş muhabirleri...

Keşke formülü kendisi de uygulasa

Haklıysa bile haksız durumuna düştü

Azra Kohen ve Başak Sayan arasında bitmeyen bir “intihal” kavgası var. Son olarak Kohen, Sayan’ın yıllar önce Şamdan’a verdiği pozu yayınladı...

Ömür Gedik: Bu bel altı vuruş Azra Kohen’e yakıştı mı şimdi? Terzi kendi söküğünü dikemez derler. Azra’nın durumu aynen böyle...

Onur Baştürk: Azra Kohen’in bu son atışmadaki tek hatası; Başak Sayan’ın o pozunu yayınlamak. İstediğin kadar davalık ol, birbirinden nefret et ama konuyla ilgisiz, eski bir fotoğrafı yayınlamak hiç hoş değil.

Keşke formülü kendisi de uygulasa

Savaş Özbey: Azra Kohen’in açıklaması “Sonra o dedi ki, sonra ben dedim ki” tadında olmuş. Azra Hanım bütün mahkemeleri kazanmış olabilir. Haklı da olabilir. Ama tartışmada böyle bir fotoğrafı kullanmaya tenezzül etmesi onu haklıysa bile haksız konuma düşürmüş.

Orkun Ün: Azra Kohen bel altı vurmuş. ‘Çalıntı kitap’ iddialarından ne ara bu durumlara geldiler, şaka gibi.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!