Hande Yener: Kanseri öğrendiğimde ‘Ben ölüyorum’ dedim

Güncelleme Tarihi:

Hande Yener: Kanseri öğrendiğimde ‘Ben ölüyorum’ dedim
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2022 07:46

Tam da Hande Yener tarzı bir buluşma... Bir otelin lobisi falan yerine Starbucks’ta randevu veriyor. Hiç şaşırtıcı değil, çünkü trafik yüzünden konsere geç kalınca yolda çevirdiği ilk motosikletlinin arkasına atlamışlığı var. Şu sıralar yeni klibi “Aklımda”nın heyecanını yaşıyor. Ama durun, oraya geleceğiz. Önce hayat, hayatta yaşadığı değişim, değişimde bulduğu mutluluk, mutluluktan çıkardığı formüller... Frekans, enerji, akış derken bir an İlhan İrem’le röportaj yapıyorum hissine kapılıyorum: “İyi ki eski Hande değilim. İyi ki yeni Hande’yim. İyi ki değiştim. İyi ki bu kadar yol almama sebep oldu müzik...”

Haberin Devamı

* “Bayram sevinci” denilen şey var mıdır sizde?
- Çocukluğumdan beri. O bayram sevinci dünden bugüne hiç değişmedi bende. Bayram denilince sevinç ve mutluluk hissiyle bütünleşen bir ruhum var.

* Peki yaz, yaz insanı mısınız?
- Her mevsimi seviyorum. Biz çok şanslı bir ülkenin insanlarıyız. Dört mevsime de alışığız. Başka yerlere göre daha dengeliyiz. Göklerden gelen bir denge.

* Nasıl bir yaz olacak sizce?
- Hızlı bir yaz. Temmuzda 17 konser var. Son iki-üç yılın acısı çıkacak. Ben de çok büyük bir enerji dopingiyle herkesi yükseltmeye gidiyorum. Sıkı hazırlanıyorum. Uyku saatim önemli. Bir gün önce sessizliğe bürünüyorum. Konsere çıkana kadar kimseyle konuşmam. Enerjimi harcamam. Sesimi hazırlarım. Kafamı hazırlarım. Artık çıkmak için yanıp tutuşur hale gelir o beden. O sırada çıkarım işte.

* 2022 yazının bir mottosu var mı?
- Şu an bulalım seninle. Frekanslarla ilgili bir motto olabilir. Çünkü şu sıra çok ilgiliyim bu konularla. Frekansınız yüksek olduğu sürece... Etrafınızı da yükseltirsiniz. Ama düşmenize izin verdiğiniz sürece... O bir paraşüt gibi. Bak şu olsun: “Gökyüzünde kalmaya devam edin!”

* Nasıl başladı yaz konserleri?
- En son Bakü şahaneydi. Şarkıları ezbere biliyorlar! Geçen hafta Karamürsel’deydim. İşgalden kurtuluşun 101’inci yılı. Öndeki kitleyi görsen: 20 yaş ve ciyak ciyaklar. Ne zaman dinlediniz siz bunları? Daha doğmamıştınız bile, dünyada yoktunuz o şarkılar yapıldığında... O çok hoşuma gidiyor işte. Yani eski şarkıları da bilmeleri... Yaşasın Z kuşağı!

* Nedir bu? Z kuşağının Ajda’sı olmaya mı oynuyorsunuz?
- Müzikte kuşak ayrımı yapmak yerine 7’den 77’ye herkese şarkı söyleme arzusundayım. Özünde biz de terapi uzmanıyız. Bir nevi şifa dağıtıyoruz. O yüzden ben de terapi yaparken hepimizin ruh halini çözmeye çalışıyorum. Neye hizmet ediyorum? Ne yapmam lazım? Acaba duygusal şarkılara mı girmeliyim? Yoksa her şeyi unutturacak kafalara mı götürmeliyim? Sahneye çıktığımda, insanları gördüğümde... Bakıyorum çok coşkulular, hemen hızlı şarkılara geçiyorum. Bakıyorum durgunlar, biraz sakin bir repertuvara geçiyorum.

* Akıştasınız yani...
- Akıştayım. Üniversite konserlerinde, benden birkaç yaş küçük arkadaşlarıma... (O gülüyor, ben kahkaha atıyorum bu esprisine.) Şunu diyorum onlara: “Egonuzun sesi çok açık olabilir. Yahut kalbinizin sesi çok kısık olabilir.” Çünkü yaşla da ilgili bazı şeyler. Şuurun tam çalışmamasıyla da... Onlara egolarını işlerinde kullanmaları gerektiğini tavsiye ediyorum.

* Ama ego bazen kendini korumak için işe yarar...
- Evet ama bunu bir huy gibi yaşamak insanın sadece yıllarını çalar. Hayatını, sevdiklerini çalar. Hayat paylaşınca güzel. Ego bundan uzaklaştırıyor insanı. Bizim meslek de insanda çok büyük ego yapıyor. Havayı basıyorlar, basıyorlar, şişiyorsun. Ben de yaşadım. Kenarından dönüyorum işte. Burada bir imtihandayız. Her zaman kendimi bir çimdiklerim, “Hande kendine gel” diye.

* Sonuç...
- Herkes birbirini değiştirmeye çalışıyor. Kendimizi değiştirmemiz daha kolay. Asıl oradan başlamalı. Zamanı başkaları için değil, kendimize çalıştırmalıyız. Onu yaptıktan sonra başkalarına çok daha faydalı oluyorsunuz. Ben değişimi çok kucaklayan biriyim. İyi ki eski Hande değilim. İyi ki yeni Hande’yim. İyi ki değiştim. İyi ki bu kadar yol almama sebep oldu müzik.

Haberin Devamı

Hande Yener: Kanseri öğrendiğimde ‘Ben ölüyorum’ dedim


EVDE POP İKONU GİBİ DOLAŞMIYORUM
* Annesiniz, sevgili, arkadaş... Taşıdığınız diğer kimlikler evde bir pop ikonuyla yaşamaktan ne kadar memnun?
- Tabii ki evde bir pop ikonu gibi dolaşmıyorum ama dünyaya geliş nedenimin de farkındayım. Hepsinde başarılı olabilmek için her birini ayrıştırmak ve hepsini büyük bir sevgiyle yapmak gerekiyor. Annelik, sevgili olmak, arkadaşlarımla olan ilişkilerimi, aslına uygun, gerçekçi ve samimi yaşamayı seçiyorum.

* Samimi derken...
- Aslında her şey enerji. Enerjiniz yüksekse herkese akıtabilirsiniz o enerjiyi. Sadece müzik yaptığımızı düşünmüyorum. Birçok şeyi işaret edebiliriz insanlara. Doğru bilgiyi aktarabiliriz. Çünkü zor bir süreçteyiz.

* Nesi zor?
- Sürekli ayrıştırılmak istendiğimiz bir süreç. Hep bir A mı, B mi? O mu, bu mu? Hep bir rekabet. Hep ikiye, üçe, beşe bölmeye çalışıyorlar ülkeyi. O yüzden ben herkesle bütün olmayı seçtim. Bizim yaptığımız işin birleştirici bir gücü var. Özellikle pandemiden sonraki konserlerde ben artık tamamen bu frekansa geçtim. Biz 22 yılı (müzikteki kariyeri) kutlamaya gidiyoruz artık. Birbirimize daha çok kenetlenmeliyiz. Benim görevim sadece şarkı söylemek değil. Frekans yükseltmek. İlk yıllarda farklıydı. Ama artık böyle düşünüyorum. Hep “kendinden başla” derler ya. Ben de kendimden başladım.

* Neleri değiştirdiniz kendinizde?
- İçimde olan, dışarıya gösteremediğim sevgileri, ertelediğim şeyleri uygulamaya başladım. Bu, birine yardım etmekse hemen o anda... Tatile gitmekse, canım o anda istiyorsa, o anda... Böylece potansiyelim de arttı. Eskiden hiçbir şeye yetişemezken, artık “Her şeye yetişirim ben” diyorum.

* Biraz İlhan İrem’i getiriyorsunuz insanın aklına...
- Herkesin birbirine haddini bildirmesi de bana yorucu geliyor. Birbirimizi daha farklı tedavi edebiliriz. “Tavrın değişsin, dünyan değişsin” denir ya. Tavır değişikliği hayatı kolaylaştırıyor. Bu konulara şundan girdim: Şarkıcılık benim için artık çok daha büyük bir kavram.

* Uzun süredir Misha ile birliktesiniz. Özel hayatın ne kadar katkısı var bunda?
- Özel hayatın huzuru önemli. Takdir ediyorum ilişkimi, çünkü bana huzur ve heyecanı aynı anda veriyor. Egomuz yok, aptalca sorular sormuyoruz. Birbirimizi düşürecek bir tavır olmadı şimdiye kadar.

* Oğlunuzla araları nasıl?
- Hayatları müzik olan insanların anlaşamaması mümkün mü? Çok iyiler tabii... Normalde hep kadınlar için “Trip atıyor” denir ama gözlemlediğim kadarıyla erkekler daha büyük tripte. Herkesi inceliyorum çünkü. Negatifi pozitife çevirmeye çalışıyorum. Bunu küçük yaşta keşfettim. Sonradan kitapları da çıktı. Okuduğumda “İşte ben bu yoldan geçtim” dedim. O kitaplar beni tamamladı.

* Ama ben konuyu özel hayatınıza getirmeye çalıştıkça siz...
- Aşk bize bağlı bir şey. Tercihler başka olunca aşka sıra gelmiyor. Aşkı yaşatmamız gerek. Önceliği maddiyat olanların mutlu olduklarını görmüyorum. Sahte bir Instagram mutluluğu. Bir çeşit nasıl desem... Nispet mutluluğu. O hale geldi ki gerçek aşka, gerçek mutluluğa, gerçek çiftlere bile inanmıyor insanlar. İnancı yitirmemek gerek. Siz inandığınız zaman kendiniz gibi biri geliyor.

Haberin Devamı

Erken teşhis hayatımı kurtardı

* 2020’de meme kanseri atlattınız. Üstelik pandemiye denk geldi...
- Çok önemli bir rahatsızlık atlattım. Kimseye de anlatmadım. Çünkü o dönem herkesin morali zaten çok bozuktu. Ailemden sakladım. Sevenlerimi de üzmek istemedim. İlk duyduğumda konuşamıyordum ve kilitlenmiştim.

* Nasıl fark ettiniz?
- Göğsümde kitle hissettim, hastaneye koştum. Bir şeyler olduğunu anlamıştım. Tomografiler çekildi. Doktorun sonuca bakıp “Felaket” dediğini duydum, yıkıldım. Raporlarımı alıp oradan çıktım. Delirmiş vaziyetteydim. Misha arabada bekliyordu. Ona “Ben ölüyorum” dedim. Sonra başka doktorla görüştüm. “Erken teşhis hayat kurtarır” dedi. Dediği de oldu. Şükür sağlığıma kavuştum.

* Hayatınızda en zorlandığınız dönem o mudur?
- Her şeyi yaşamamızın bir sebebi var. Yaşadıklarımızı kabullenerek tekrar hayata bağlanmamız gerekiyor. Keşke yaşamasaydım dediğim hiçbir şeyim yok. Her şeyin Allah’ın bir öğretisi olduğuna inancım var. Tüm tecrübeleri cebime koyarak geleceğime yürümeye devam ediyorum.

Haberin Devamı

Herkes uyurken sistem bize kalıyor

* Kaçta kalkarsınız?
- Kaçta yattığıma bağlı. (Gülüyor) Normalde öğle 12 gibi uyanıyorum. Bazen de sabahın köründe yatıyorsam, 6’da, 7’de mesela, önce bir gün ışığına merhaba diyorum. Yarasa gibi perdeleri kapatıp oturmuyorum. Yatacağım diye günü görmezden gelmiyorum. Güneşin doğuşunu mutlaka seyrediyorum. Çünkü geceleri hayal kuruluyor yani. Herkes uyurken sistem bize kalıyor.

* Kadıköy Bahariye kızısınız. Akmar Pasajı, Moda Rock Cafe falan desem?
- Ah anılar anılar... Evet, geçmişin ışık tuttuğu 22 yıl için, hayatıma dokunan tüm dostlar için şükürler olsun.

* Kızlar çetesi kursanız ilk hangisini alırsınız: Madonna mı, Lady Gaga mı?
- Madonna ve Hande Yener tabii ki. Söz konusu Madonna ise kıskanç biriyim. İlham perimi kimseyle paylaşamam! (Gülüyor) Madonna ve Hande Yener ikilisi tüm evrene yeter. Lady Gaga’yı şimdilik tatile çıkaralım.

*Yeni klibiniz “Aklımda” gelecekte geçen bir bilimkurgu gibi. Siz kendi hayatınızı tarihlendirseniz, hangi bantta seyrediyor? Sanki bir ayağınız 2000’lerde, diğeri 2030.
- “Aklımda”, distopik bir gelecekten dünyaya seslendiğim bir sound. Kendimienerji olarak zamansız şarkıların yorumcusu gibi hissediyorum. Bu özel his için sevenlerime teşekkür ediyorum. “Aklımda”yı da yine onlara emanet ettim.

* Popla başladınız ama ondan sonra ödüllü/rekorlu rock, elektronik, rap çalışmalarınız da oldu. Kimi sadece tek bir tür müziğe mahkumken sizde sırıtmıyor. Neden olabilir?
- Bu sorunun cevabı aslında beni alkışlarıyla cesaretlendiren sevenlerimde. Bu sayede müziğin çılgın ve cesur kızı olmaktan hiç vazgeçmedim. Öğretilmiş doğrular, anlık popülerlik yerine özgürce istediğim müziği yapmam, bunun en iyisini ortaya koyma çabam, belki de çeşitliliğim sevildi. Denediğim bütün müzik türleri için “İyi ki yapmışım” diyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!