Gece çekimleri korkunçtu

◊ İzlerken kahkaha attıran bir fragmanınız var. Peki nedir bu “Ölü Yatırım”?
- Serkan Dağlı: Çok hassas bir konu aslında; mezarlık ve ölüm. Yazarken de çekerken de çok ince bir çizgi üstünde dolaşmak gerekiyordu.
- Öykü Çelik: Serkan aynı zamanda filmin senaristi. Bana kalırsa mizah yapmakla dalga geçmek arasındaki ince çizgiyi çok güzel tutturdu.
- Serkan Dağlı: Çok teşekkür ederim, ben kendimi övecektim siz yardımcı oldunuz (gülüyor).
- Nursel Köse: Hakikaten “Ana hikaye mezarlıkta geçecek” denince benim de tüylerim diken diken oldu. Nasıl yapacağız dedim... Ben kamera ekibinin nasıl yayıldığını biliyorum, şimdi biz Zincirlikuyu’da yayılmışız, olur mu? Allah’tan öyle bir şey yaşanmadı, bir plato hazırlanmıştı. Kimsenin başına basmadan rahat rahat çekim yaptık. O anlamda plato olması rahattı. Yine de gece çekimleri korkunçtu.
BU FİLMDE YEŞİLÇAM
SEMPATİSİ VAR
◊ Ortada bir baba, iki evlat ve pek çok dış etken var. Dramatik yapıyı kurarken nelere dikkat ettiniz?
- Serkan Dağlı: Hiçbir şeye dikkat etmedim (gülüşmeler). Yani çok samimi bir yerden cevaplayacağım; 10-11 günde falan yazdım ve hiçbir şeye dikkat etmedim. Bazı şeyler yazarken, yani akışta belli oluyor zaten. Kafada tabii ki bir kurgu var. Ama “o faktöre dikkat ettim, bu faktörleri dikkate aldım” gibi bir durum yok.
◊ Bu yapımda sizi en çok ne etkiledi?
- Nursel Köse: İlk etapta her zaman senaryo gelir. Oynadığın karakter ve genel akışı seni şöyle bir sararsa tamam... Açıkçası ben ilk başta pek ciddiye almamıştım. Ama diyaloglar çok güzeldi, akış çok güzeldi, mekan çok güzeldi. Serkan ve Anıl çift olarak çok güzeldi, çok beğendim. Tıpkı Zeki Alasya ve Metin Akpınar gibi, öyle nostaljik geldi bana... Baba ölüyor, mirasını çocuklarına bırakıyor filan, biraz masalımsı... Biraz da Yeşilçam sempatisi var. Aslında saf ve korkak karakterler, ben o yüzden de bir sempati duydum.
- Öykü Çelik: Beni de Anıl aradı “Öykü bir rol var, bunu mutlaka senin oynaman lazım” diye. Daha once başka kızlara bakmışlar aslında. Neyse... “Oynar mısın?” bir bak dedi, senaryoyu okuduktan sonra Anıl’ı aradım ve dedim ki “Kimse oynayamaz, bu benim karakterim, ben oynayacağım bunu”...

GÜZEL KIZLAR KÜFÜR
ETMEZ SANIYORLAR
◊ Üstlendiğiniz rolleri sizden dinlemek isterim. O karakterlerde sizi en çok yakalayan noktalar nelerdi?
- Öykü Çelik: Beni yakalayan tarafı karakterimin hayalet olmakla beraber çok da gerçek olmasıydı! Küfür eden bir kız mesela. Güzel kızlar küfür etmez gibi bir algı oluştu televizyonda, işte o algıyı yıkıyor. Bu naif bir görüntüsü olmasına rağmen gayet dobra, küfredebilen bir kız.
O gerçekliği beni çok tuttu. Ayrıca hikaye akışı, konunun bir yere bağlanması ve havada kalmaması da etkiledi.
- Nursel Köse: Nurhayat Abla bugüne kadar hiç oynamadığım türde bir karakter. Üçüncü sınıf bir mafya anası... Çocukların hayatını dar ediyor. Kenar mahalleden gelmiş, feleğin çemberinden geçmiş bir abla. Ona borcu olan otursun ağlasın yani (gülüyor). Parasının peşinde, çok güçlü bir kadın. Bir dişi erkek de diyebiliriz.
◊ Çekimler sırasında hiç senaryoya müdahale etmek istediğiniz oldu mu?
- Serkan Dağlı: Oldu, evet (gülüyor). Ben her zaman yeni fikirlere açığım zaten.
- Nursel Köse: Sette genelde böyle şeyler olur zaten. Ben yönetmeni de çok sıkıştıran bir oyuncuyum. Sete gittiğinizde akışın getirdiği bazı değişiklikler olabiliyor.
- Serkan Dağlı: Masa başı çalışması çok önemlidir. Biz de masada akış, sahne ve diyaloglar konusunda sürekli tartıştık, tamamı masa başında geçen en az iki üç haftalık bir hazırlık sürecimiz oldu hatta. O sayede tümüyle hazır olarak çıktık sete.
- Öykü Çelik: Zaten zor şartlar altında çekim yaptık. Bu işte gece çekimi ağırlıktaydı, hava çok soğuktu. Bir problem olduğunda hemen çözülmesi gerekiyordu, kimsenin uzatmaya hakkı yoktu.
Genelde bir sorun olmadı, olanları da hemen hallettik zaten.

“ÖLÜ YATIRIM”I BAYRAM ŞEKERİ OLARAK SUNUYORUZ
◊ Nursel Köse ve Öykü Çelik’in sıra dışı karakterleri var. İki ana erkek karakterin yanında böyle güçlü iki kadının olması, filmi güçlendirmiş...
- Öykü Çelik: Sandalyenin ayakları gibi düşünebilirsiniz bunları.
- Serkan Dağlı: Çekilen bütün filmlerin içinde aşk hikayesi var; savaş filmi bile olsa. Bütün şarkıların içinde aşk var. Aşk üzerine kurulu bir yapıdan bahsediyoruz. O yüzden kadın bir sinema filmi için çok önemli. Bir filmin içine aşkı da koyunca seyircinin otomatik olarak filme görme isteği daha çok artıyor. O yüzden kadın karakterler, özellikle Öykü’nün sıra dışı hayalet karakteri çok güzel bir renk kattı.
- Öykü Çelik: Ben bir Türk kızı hayaletiyim. Üç metrekare mezarımdan partnerimi kıskandırmaya çalışıyorum, tövbe tövbe (gülüyor).
◊ Film 2 Ağustos’ta vizyona giriyor. Beklentiniz nedir?
- Öykü Çelik: Gişe (gülüyor)...
- Nursel Köse: Ben diyorum ki biz “Ölü Yatırım” filmini seyirciye bayram şekeri olarak sunuyoruz.