Edis: İyi ki karantinada yalnız değilim

Güncelleme Tarihi:

Edis: İyi ki karantinada yalnız değilim
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2020 07:00

Üç müzisyen arkadaşıyla beraber evinde karantinada Edis. Üretimin başrolde olduğu bir karantina hayatı yaşıyor. En son “Perişanım” adlı yeni şarkısını yayınladı, o şarkının videosundaki bazı sahneleri de arkadaşlarıyla beraber evde çekti. Edis’le hem ev hallerini, “Bundan sonra neler olabilir?”i konuştuk hem de yeni tarzının ilk ürünü olan “Perişanım” şarkısını...

Haberin Devamı

Evde DJ ve müzisyen arkadaşlarınla beraber karantinada kaldın. Neler dönüyor o evde? Anlat biraz...

- Evet, DJ-müzisyen karması bir grubuz. 1 ay olacak. Dört kişiyiz. Ev stüdyomuzdan herkes kendi çalışmalarını yürütüyor. Canlı yayınlar yapılıyor. Teknik ekipmanlarımız var.

Onun dışında aramızda da ‘jam session’lar dönüyor. Benim albümüme ve Aybüke’nin albümüne şarkılar yazılıyor. Ama son dönemde, “Perişanım” çıktığından beri evde oyun oynuyoruz sadece. Bir rehavet geldi!

“Perişanım”ın videosunun bazı sahneleri de evde çekildi sanırım...

- Aynen, evde beraber çektik. Klip yönetmenimize asistanlık yaptık. Mutluyuz; evde otur çek, müzik yap, ülke dinlesin. Enteresan hisler yaşıyoruz. Canlı yayınlar da benden bağımsız inanılmaz ilgi görüyor. Karantina sonrası bu kolektif çalışma üzerine yoğunlaşacağım. Bunu bir mesele haline getirme planlarım var.

Haberin Devamı

İÇSEL YOLCULUĞA ÇIKMADIM

O zaman karantina sürecinde hiç yalnız kalmadın?

- Ben ciddiyeti ilk fark ettiğimde hemen yakın arkadaşlarımı aradım. Ofis zorunluluğu olmayan dördü geldi ve birçok kişiye göre biz erken girdik karantinaya. İyi ki yalnız kalmıyorum. Muhtemelen istemezdim bunu, ki az önce anlattım, bizim evin psikolojisi farklı. Kamptaymış gibi geçiyor günler. Böyle bir dönemde yalnız kalmak iyi gelmeyebilirdi bana.

Karantina sürecinde kendinde fark ettiğin değişimler var mı?

- İçsel bir yolculuğa çıkmadım, öyle büyük cümlelerim yok. Ye, iç, çalış, yat, kalk sürecindeyim.Biraz kilo aldım. Biraz da sakinleştim aslında. Evimi olduğundan daha çok sevmeye başladım.Bir rahatlık gelmiş olabilir.Özellikle de sosyal medyayla olan ilişkime.Mesela ilk hafta Instagram’da soru-cevap yaparken utanıyordum. Şimdi baya içli dışlıyız takipçilerimle. 

SANAL KİMLİĞİMİZ ÖNEM KAZANACAK

 ◊ Bu salgın, bu global evde kalma süreci, bu en basit olana geri dönüş; evren bize bir mesaj mı veriyor sence?

- Pandemi dünyanın bir gerçeği. Muhtemelen mesajlarıyla geldi, sarsıp gidecek bizi. Ama ölümler, hastalığı yaşayanlar için mesajın çok ötesinde bir durum yaşanıyor. Ciddi bir felaket geçiriyoruz. Bunun bilincinde ve sorumluluğunda olmalıyız. Tanıdığım iki kişi babasını kaybetti. Son derece üzgün ve kaygılıyım. Evet, dünyanın durması çevreye yarar sağladı. Bu bakımdan bazı gerçeklerle yüzleşiyoruz ama bunların yanında pandemi dünyanın bir gerçeğiymiş zaten. Yokmuşçasına yaşamak, bizim hatamızdı yine. Düşünsene, bütün dünya alaşağı oldu. Ne savaşı kaldı ne ideolojisi. Son söz her zaman doğanın. En zararsız şekilde atlatırız umarım.

Haberin Devamı

◊ Peki salgın sönmeye başlayınca her şey eskisi gibi mi olacak yoksa değişecek miyiz?

- Sağlık gerçeğiyle, ölüm korkusuyla tanışmak bireysel, dünya olarak bir felaketi paylaşmak ise toplumsal davranışlarda bir değişim yaratacak. Spesifik bir öngörüm yok ama ilk aklıma geleni söyleyeyim: Temassızlığa alışacağız gibi geliyor. Öpüşmeler, sarılmalar azalır diye düşünüyorum. Onun dışında ekonominin yönleri de değişecektir.Özellikle dijital alana kaymalar daha da artacaktır. Artık bu sanal hayatlardan koparız diye düşünüyordum ben. Şimdi sanal kimliğimiz daha da önem kazanacak.Nitekim dünyayı bu yerden okumaya başladığımdan beri fenomen takip etmeye başladım.

Haberin Devamı

Edis: İyi ki karantinada yalnız değilim

Edis, üç müzisyen arkadaşı Kerem Kaya, Cihan Can Şahin ve Aybüke Albere ile birlikte evinde kalıyor.

 İLK HAFTALARDAKİ GİBİ KATI DEĞİLİM

  Instagram’da canlı konser vermek istemediğini biliyorum. Bir telefona bakarak şarkı söylemek samimi mi gelmiyor?

- Hemen duruma adapte olmaya çalışmak samimi gelmedi bana. Takip ettiğim kadarıyla en çok hoşuma giden Yalın’ın yayınları oldu. Sadeydi.  Bana gelirsek, bunu bir akım olarak üzerime yakıştırmayacağımı söyledim.Sponsorluklar vs. sentetik duruyor. Seyircimi böyle bir sisteme alıştırmaya da niyetim yok şimdilik. Onun yerine şarkımı çıkardım, moral-destek olsun diye. Aslında ilk haftalardaki gibi katı değilim.

Haberin Devamı

O ŞARKI DEPRESYON DÖNEMİMİ ANLATIYOR

 ◊ “Tam da halet-i ruhiyemize uydu” klişesine girmek istemiyorum ama “Perişanım” şarkısının şu dizesi bugünlere uyuyor: “Aynı günü yaşıyorum hep aynı drama.” Ne zaman yazmıştın bu şarkıyı, hikayesi var mı?

- Evet, hikayesi var. Şarkı, tanındıktan hemen 1 sene sonra yaşadığım bir depresyon sürecini anlatıyor. Evden çıkmadığım, şirketimden ayrıldığım, hiçbir şey yapmak istemediğim, kendimi sevmediğim bir dönemdi. Şarkıyı 3 ay önce yazdım. O depresyon dönemimi düşünerek başladım, sonra bir ilişkim aklıma geldi, onu da kattım içine. Yani tek bir anımı anlatmıyor.

Aynı günü yaşar gibi hissediyor musun peki? Yoksa her günün farklı mı?

Haberin Devamı

- Bütün 1 ay tek bir güne sığmış gibi hissediyorum! Çok olay var ama mekan aynı. Senaryo harikası tek mekanlı filmler gibiyiz sanki. Ya da tiyatro sahnesi gibi. Biraz hayali geçiyor. Gerçekten de her gün aynı simülasyonun içindeyiz.

Kendi adıma “Perişanım”ı çok sevdim. Tam yeni Edis. Devamı gelecek mi bu ‘urban’ tarzın? Hayranların alıştı mı bu yeni tarza?

- Büyük bir kısmı alıştı. Bazıları da sitem ediyor. Bu tartışmaları görmek güzel. Önemli olan hepsinin tek elden çıkıyor olması, yani benden. Benim içimde bir mekanizma var. Yarın öbür gün saykodelik rock da yapmaya kalkarsam yine kendi esintimi taşıyacaktır.Bu esinti sanırım bizi biz yapan ve büyüten şey. O tutarlı olduğu sürece bir dizide oyunculuk da yapsam, hayranlarım alışır buna. Bu tarzın devamı gelir, hatta geçer bile bir bakmışız. Ben ne dinliyorsam, sahnede ne söylemek istiyorsam o müziği yapıyorum. Filtresizim. Urban, kafamda 2017’den beri var. Bildiğin üzere 2017’den beri İngilizce şarkılar hazırlıyorum.Yabancı albüm böyleyken Türkçe şarkılarda da R&B, trap, ‘urban’a kayacağım çok belliydi. Pek mutluyum o sebeple. Diğer gelecek şarkılarım da çok keyifli. Bir an önce seyircim ve dinleyicilerimle buluşturmak istiyorum.

 AYBÜKE ÇOK KEK PATLATTI!

 ◊ Evde temizliği, yemeği kim yapıyor? Hiç yemek yaptın mı bu süreçte? Yaptıysan neleri yaptın?

- Yardımcı ablamız var. Her gün arabasına atlayıp geliyor. Vegan mutfağı denemelerimiz var. En büyük gayret tatlı konusunda! Aybüke çok kek patlattı fırında. Yağsız, unsuz, glutensiz, şekersiz vegan şeyler hazırlamak kolay değil. Sabır diliyorum herkese. Ben ‘yemeye’ devam edeceğim!

 MUHTEMELEN ÇEŞME’YE GİDERİZ

 ◊ Haziranda her şeyin bittiğini varsay. Dışarıda, sosyal hayatta ilk yapacağın şeyler neler? Dahası kafanda var mı yazlık hayaller, planlar?

- Öncelikle ailemi çok özledim. Ve tahmin edersin ki Çeşme’yi. Muhtemelen Çeşme’ye gideriz. 2 yaşındaki yeğenimi çok özledim.Onunla bol bol sokağa çıkma hayalleri kuruyordum. Büyümesini bekliyorduk. Şimdi tam denize gitmelik tablomuz oluşmuştu geniş ailemiz için. Ailemdeki herkesi çok ama çok özledim. Ailem gibi olan birkaç dostumu da. Herkes İzmir’de ya da yurtdışında.Şimdi söylerken bile duygulandım valla! Ertelenen bir New York-Los Angeles albüm kampı var.Akabinde bu başlayacaktır, ama eylülden önce normale döneceğimizi sanmıyorum.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!