Güncelleme Tarihi:
“Çocuklara medya metinlerini analiz etmeleri öğretilebilirse, çocuklar fantazi tarafından aldatılmaz, şiddet tarafından sömürülmez ya da ticari niyetler tarafından manipüle edilmezler. Bu senaryoya göre medya eğitimi, tetanoz aşısının pedagojik muadilidir...” (Bazalgette, 1997)
Evet, yıllardır konuşulup tartışılan “medyanın çocuklar üzerindeki etkileri” konusu, giderek daha fazla önem kazanıyor. Çünkü artık işin içinde sosyal medya da var. Her an el altında, her an ulaşılabilir durumda...
Birçok aile internet ortamının ne kadar hızlı geliştiğinin ve çocukları bundan korumanın ne kadar imkansızlaştığının farkında bile değil.
Üstelik bundan sadece birkaç sene öncesine kadar çocukları sanal dünyadan korumak çok daha kolaydı. Zaten birkaç aplikasyon vardı, sakıncalı web sitelerine yönelik korunma sağlanabiliyordu. Gelişen teknolojiyle birlikte durum değişti.
Geçmişte çocuklar eve girdikleri anda güvendeydi, şimdi ise ellerinde telefon var ve bu olduğu sürece asla güvende sayılmıyorlar.
ARKADAŞ ZORBALIĞINA MARUZ KALMA RİSKİ ARTTI
Teknolojinin hızla ilerleyip akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte, masum birer telefon gibi görünen küçük bilgisayarlar çocukların ceplerine girdi. Tek bir tuşla istedikleri yerde internete bağlanabiliyor, istedikleri görüntüyü açabiliyor, aynı zamanda pek çok tehlikeyle tamamen korunmasız şekilde karşı karşıya kalabiliyorlar.
Yapılan araştırmalara göre çocukların arkadaş zorbalığına maruz kalma riski yine aynı sebeple arttı. Çünkü okul sırasında başlayan ufak bir atışma, internet ortamında büyüyerek devam edebiliyor.
Bu durumun olumsuz getirisi ortada; çok sayıda çocuk ve gençte sosyal medya stresi tespit edildi. Çocuklar artık rahat değil çünkü kendilerini mercek altında hissettiren faktörler arttı.
Diğer yandan, mahalle baskısı da hissediyor ve sosyal medya hesabı olmadığı takdirde dışlanma korkusu yaşıyorlar. Dolayısıyla bu tehlikeden isteseler de uzak kalamıyorlar.
Olası riskleri ortadan kaldırmak için yasaklar getirmek çözüm değil çünkü kabul etmek gerek ki artık yeni bir dünyadayız. Dolayısıyla bu risklerle baş etmesini öğrenmeliyiz. İleride elbette bu konuda bazı önlemler alınabilecektir ancak şu an ne yazık ki tehlikenin tam ortasındayız.
EBEVEYNLERE DÜŞEN GÖREVLER
◊ Yeni çıkan teknolojiler yakından takip edilmeli
◊ Zaman zaman online hayat ve sosyal medya üzerine sohbet açılmalı, söylediklerinin ışığında çocuğun o dünyadaki adımları takip edilmeli
◊ Çocuğun internetteki ilgi alanları öğrenilmeli, medya hesapları kontrol edilmeli
◊ Aynı şekilde telefonu takip edilmeli ve kesinlikle bunu çocuk da bilmeli, çocukla en baştan bu anlaşma sağlanmalı
◊ Çocuk, mutlaka internetteki tehlikeler ve risk faktörleri konusunda bilgilendirilmeli
◊ Çocuğun indirmek istediği aplikasyonlar önceden görülüp uygunsa izin verilmeli, değilse nedenleri uygun bir dille açıklanarak “hayır” denilmeli