Çocuk ruhlu güzel yürekli bir adam

Güncelleme Tarihi:

Çocuk ruhlu güzel yürekli bir adam
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2017 17:04

Kanal D’nin ilgiyle izlenen dizisi “İsimsizler”in oyuncu kadrosuna ikinci sezonda Kayra Şenocak da dahil oldu. Oyuncuyla canlandırdığı Yadigar karakterini konuştuk.

Haberin Devamı

◊ “İsimsizler” dizisine Yadigar karakteriyle dahil oldunuz. Öncelikle hayırlı olsun diyelim ve sizden diziye dahil olma sürecinizi dinleyelim...
- Çok teşekkür ederim. “İsimsizler” daha önce izlediğim bir diziydi. Benzerleri arasında konusu ve muhteviyatı bakımından çok daha gerçekçi bir anlatım diline sahip. Böyle bir ekiple çalıştığım için de çok mutluyum. Dahil olma sürecine gelince... Bağlı olduğum ajans tarafından böyle bir haber geldi. Ortak yapım şirketi Es Film ile daha evvel “Filinta” dizisinde çalışmıştım. Sağ olsunlar bu role beni uygun görmüşler. Yönetmenimiz Volkan Kocatürk’le de kimyamız ilk görüşmede çok uydu. Aklındaki Yadigar’ı zannediyorum karşısında görünce projeye dahil olmuş oldum. (Gülüyor)
◊ Yadigar’ın üslubu, alışık olduğumuz karakterlerden farklı. Aksiyon ve mizah aynı karakterde birleşmiş. Siz ne düşünüyorsunuz?
- Yadigar, çocuk ruhlu bir adam. Ben onu “Fareler ve İnsanlar” romanındaki Lennie’ye benzetiyorum. Orantısız bir kuvvete sahip, ancak yavru kedi ve köpekleri çok seviyor mesela, onları besliyor. Henüz tam olarak görmesek de çocukları çok seviyor ama kendini ve kuvvetini bildiği için severken can yakmasın diye uzak durmayı tercih ediyor. Aslında böyle bir adamın kötü olma şansı yok. Ancak durum ve şartlar onu kötüymüş gibi gösteriyor. Fena halde duygusal ve güzel yürekli bir adam. Hâl böyle olunca o kalıptaki bir adamın kedi yavrusu sevmesi ve beslemesi komik duruyor. Yadigar ve Derman’ın diyalogları, bu kadar aksiyonu yüksek bir işte komedi unsurunun olmasını sağlıyor. Çok fazla denk geldiğimiz bir durum değil, o yüzden bence bizim dizimizi farklı kılan bir özellik de bu.

Haberin Devamı

Çocuk ruhlu güzel yürekli bir adam


AKSİYON SAHNELERİNDE
BİR MİKTAR ZORLANIYORUM
◊ Siz diziye ikinci sezonda katıldınız. Oturmuş bir projeye sonradan dahil olmanın avantajları ve dezavantajları neler?
- Oturmuş diziye dahil olmanın öncelikle kemikleşmiş bir seyirci kitlesinin karşısına çıkmak gibi bir avantajı var. Fakat aynı seyircinin size ısınamaması gibi bir dezavantajı da mevcut...
◊ Gelen projeleri neye göre değerlendiriyorsunuz?
- Her oyuncu her rolü oynar sözüne çok inanan biri değilim ben. Elbette ki oynayabilir ama bir de içine sinen, karakteri yoğurabileceğine, verilenden fazlasını ekleyebileceğine inandığı roller vardır ki ben şimdiye kadar bana gelen teklifleri bu şekilde değerlendirmeye gayret ettim. Böyle olduğunda karakter üzerinize yapışmaz ve bir önceki rolün devamı ya da tekrarı gibi durmaz. En azından ben böyle olduğuna inanıyorum.
◊ Birçok aksiyon sahnesinde yer alıyorsunuz. Şimdiye kadar en çok zorlandığınız sahne hangisi oldu?
- Yoğun aksiyon sahnelerinde bir miktar zorlandığımı söyleyebilirim. Koreografisi olan dövüş sahnelerinde koreografiyi unuttuğum anlar da olabiliyor... (Gülüyor)
DİYETİSYENLERİN YAPAMADIĞINI
YÖNETMENİMİZ 1 AYDA YAPTI
◊ Yoğun bir çekim programınız var. Setiniz olmadığında neler yapıyorsunuz?
- Uyuyorum. (Gülüyor) Yönetmenimiz sevgili Volkan Kocatürk diyetisyenlerin yıllardır yapamadığını 1 ayda yaptı ve bu tempo içinde 4 kilo verdim. Kendisine bu anlamda çok teşekkür ediyorum. (Gülüyor) İşin latifesini bir kenara bırakırsak; bir Yengeç burcu erkeği olarak evimde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Uzun zamandır istediğim şeylerden biri şiir kitabı çıkarmaktı, onun son demlerindeyim artık. Vakit oldukça onun düzeltmeleriyle uğraşıyorum. Bir de bin filmlik mütevazı bir film arşivim var, fırsat bulduğumda oradan filmler izliyorum.
◊ Sizin için yeri ayrı olan, izlemekten sıkılmadığınız bir film var mı?
- “Forrest Gump”, mutsuz ve umutsuz anlarımın ilacıdır. 10 kere izledim diyebilirim.

Haberin Devamı

ZAMANI AKILLICA
KULLANMAK LAZIM

◊ Sanırım sosyal medyayı aktif olarak kullanmıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
- Aslında yok. Ama zaman çok değerli bir kavram, dolayısıyla bunu akıllıca kullanmak gerekiyor. “Kim hangi yediği yemeği koymuş, o yemeği nerede yemiş, kiminle birlikte bu eylemi gerçekleştirmiş”i izlemektense bir 15 sayfa daha fazla okurum diye düşünüyorum galiba.

SEVDİĞİNİZ KADAR
SEVİLİYORSUNUZ

◊ Son olarak “İsimsizler” izleyicisine neler söylemek istersiniz?
- Bizi sevdikleri kadar sevildiklerini bilsinler isterim. Ayrıca her hafta yanımızda oldukları için de çok teşekkür ediyorum hem kendi adıma hem ekip arkadaşlarım adına.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!